MECLİS BAŞKAN YARDIMCISI ÜSTEL: “20 TEMMUZ DİRENİŞİN ZAFERE DÖNÜŞTÜĞÜ GÜNDÜR... MUTLU BARIŞ HAREKÂTI’NIN 40’INCI YILDÖNÜMÜNÜ İDRAK ETMENİN COŞKU VE GURURU İÇİNDEYİZ...”

Meclis Başkan Yardımcısı ve UBP Milletvekili Ünal Üstel, 20 Temmuz 1974’ün direnişin zafere dönüştüğü gün olduğunu kaydederek, “Mutlu Barış Harekâtı’nın 40’ıncı yıldönümünü idrak etmenin coşku ve gururu içindeyiz” dedi.

Kıbrıs Türk halkının Anavatan Türkiye’yle uyum, inanç ve işbirliği içinde yürüttüğü direnişin 20 Temmuz 1974’te zafere dönüştüğünü, bu zaferle geleceğin aydınlandığını söyleyen Üstel, “20 Temmuz, insanlık onurunun ve haysiyetinin kurtulduğu, Kıbrıs Türk halkının bu yüce değerler için her şeyini nasıl ortaya koyduğunu gösteren şanlı bir gündür” ifadesine yer verdi.

Üstel, gün nedeniyle yayımladığı mesajda şu ifadelere yer verdi:

“Kıbrıs Türk halkını yok olmaktan kurtarıp, kendi devlet çatısı altında egemen bir yaşama kavuşturan 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekâtı’nın 40. yıldönümünü idrak etmenin büyük coşku ve gururu içindeyiz.

Kıbrıs Rumlarının, Yunanistan’ın desteğiyle Kıbrıs Türklerinin adadaki varlığını imhaya yönelik 1950’li yıllardan başlayan saldırıları, 1963 sonrası daha da yoğunlaşmış ve Kıbrıs Türklerinin güvenliğine yönelik bu gelişme sadece adada değil, Akdeniz’de de barış ve güven ortamının bozulmasına neden olmuştu.

1963’te Akritas Planı çerçevesinde Kıbrıs Türklerine yönelik silahlı saldırıların akıl almaz boyutlara ulaşması, kan ve şiddet dolu yılların Kıbrıs Türk halkı üzerinde egemen olması, anavatan Türkiye’yi bu acımasız saldırılara karşı tedbir almaya zorlamış, çok zor şartlar altında onurlu bir direniş mücadelesi veren Kıbrıs Türk Halkını baskı ve mezalimden kurtaran, yeniden can, mal ve en önemlisi gelecek güvenliği sağlayan 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı gerçekleştirilmiştir.

Kıbrıs Türk halkı yaşanan yıkım sonucu geleceğe dair umutlarını yitirmiş, bu karanlık günlerin ne zaman sona ereceğini beklemekten bitkin düştüğü bir anda gerçekleşen bu harekat, 400 yılı aşkın Kıbrıs Türk halkının adadaki varlığını koruma altına almış, egemenliğini teslim etmiştir.

Kıbrıs Türk Halkına yönelik dünyanın gözü önünde yaşanan bu insanlık dramına kayıtsız kalan uluslararası camianın, ortak sahip oldukları haklarından mahrum edilen, baskı ve şiddet altında yaşam sürmeye çalışan bir halkın insan haklarını teslim etmek yerine, bu gaspı yapanların yanında yer almayı tercih etmesi, Kıbrıs Türk halkına yönelik büyük ve acımasız bir haksızlıktır.”