1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. 6 AYDIR TOPLANTI YOK
6 AYDIR TOPLANTI YOK

6 AYDIR TOPLANTI YOK

6 aydır toplantı yok

A+A-

 

Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Avcı, Trafik ve Ulaştırma Hızmetleri Komisyonu'nun İçişleri Bakanlığı bünyesinde olduğu dönem işlevsel olan yapısının Ulaştırma Bakanlığı bünyesine geçmesinin ardından ortadan kalktığını belirtti

Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Mehmet Avcı,  ülkedeki yolların güvenliğinin her geçen gün biraz daha kaybolduğuna dikkat çekerek, yolların boyanmasından çökmelere kadar herşeyin atıl durumda olduğunu vurguladı.

Avcı, KKTC'deki yolları Türkiye'nin yapmasına karşın, KKTC hükümetlerinin mevcudu bile idame ettiremediğini belirtti.

"Şehirlerarası yollarımıza baktığımızda yol güvenliği, yolun yapılışı ve bir de sürücü kalitesini yan yana koyduğunuzda zaten 2+2= Tehlike oluyor. Yol güvenliğini ön planda tutarak yollar korunmuyor. Özellikle şehirlerarası yollarda her köşeden bir araç çıkabilir, her an bir hayvan atılabilir, her evin önünden anayola çıkış izni verilir. Bu kavşaklar en büyük tehlikeyi saçıyorlar. Her kavşak bu ülkede bir tehlike, her çember de öyle.”

"Trafik ve Ulaştırma Hizmetleri Komisyonu 6 aya yakın bir süredir toplantıya çağrılmadı, seçimden önce çağrılmadı, seçim bitti yine çağrılmadı. Dolayısıyla komisyon işlevsiz kalmış  oldu. İçişleri Bakanlığı’ndaki komisyon çok daha fazla etkiliydi. Yeni düzenlemede  komisyon Ulaştırma Bakanlığı'na geçince üyelerin düzeyi düştü. Bu da komisyonun gücünü düşürdü.Son zamanlarda toplantı yapılmaması komisyonun olmadığı anlamına geliyor. Bu da beni tabii ki çok üzüyor.”

Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Dr. Mehmet Avcı, ülke trafiğinde yaşanan altyapı sorununda kazalara, yol güvenliğinden hükümet düzeyinde yaşanan sıkıntılara kadar birçok konuda Yeni Bakış'ın sorularını yanıtladı.

 

 

 

Y.B:Ülkemizde şehirler arası yollarda birtakım iyileştirmeler olmasına rağmen halen büyük sorunlar söz konusu. Bu noktada hükümetin özelinde Ulaştırma Bakanı’nın yapması gerekenler nelerdir?

M.A: Şunu söylemek gerekir, ülkemizde TC’nin yapmış olduğu yeni yatırımlar hala devam etmektedir. Bunların bir tanesi Haspolat. Alayköy yoluna ise bağlantılı yollar yapıldı, bunun yanında Lefke'ye doğru yollar yapılıyor. Dipkarpaz bölgesinde de yeni yeni yollar yapılıyor, buraya kadar herşey tamam. Sorun TC’de yapılan projelerin yanında bu yolların yapılmasının ardından kontrolleri, bakımı yani devamlılığındadır. Bu yollarımızın güvenliğinin her geçen gün biraz daha kaybolduğu bir gerçektir. Düşünün, yollarımızın boyanması bile yetersiz kalıyor.Bunun yanında çökmeler ve tehlikeli virajlarda bunlar mevcut yolların ne kadar atıl durumda olduğunun göstergesidir. Hükümetlerin asli görevi yeni yapmanın yanında mevcut olanın da idamesini sağlamaktır. Bizim yollarımızı hükümetimiz değil TC Hükümeti yapıyor, bari bizim hükümetimiz de bu işin planlamasını yapsın. Vatandaşın beklentisi yeni yoldan çok, mevcut yolların güvenli olmasıdır. Ulaştırma Bakanlığı ve dolaylı olarak Karayolları’nın asli görevi bu olmalıdır diye düşünüyorum.

Y.B: Bizim şehirlerarası yollarımızın standartları gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında sınıfta kalır diyebilirmiyiz?Bir de bu yollar maalesef sürücülerimiz tarafından da pek sağlıklı kullanılmadığı için trafikte can kaybı nüsusakıyaslaoldukça yüksek. Bununla ilgili neler yapabiliriz?

M.A:Şehirlerarası yollarımıza baktığında yine yol güvenliği, yolun yapılışı  ve bir de sürücü kalitesini yan yana koyduğunuzda zaten 2+2=Tehlike oluyor. Yol güvenliğini ön planda tutarak yollar korunmuyor. Özellikle şehirlerarası yollarda her köşeden bir araç çıkabilir, her an bir hayvan atılabilir, her evin önünden anayola çıkış izni verilir. Ülkede kavşaklar en büyük tehlikeyi saçıyorlar. Her kavşak bir tehlike, her çember de öyle. Bunların tabiki mimari yapısını tartışmamız gerekir, bunun yanında Karayolları Dairesi kavşakları kapatmak yerine kavşak sayısını artırmaktadır. Örneğin,  Gönyeli-Boğaz arası hiç tali yol ve  giriş çıkış yokken en güvenli yolumuz sayılırdı. Karayolları buraya ben bir giriş vereceğim dedi ve açtı. Bu ne demektir? Çok mu ihtiyaç vardı diye düşünüyorum bence yoktu, fakat yol açıldı, Şehir Planlama Dairesi ve Polis Müdürlüğü'nün "Tehlikelidir" diye raporları var bunu da biliyoruz. Karayolları Dairesi ve Ulaştırma Bakanı tehlikedir uyarısını dikkate almayacaksa,o zaman devletin  bütünlüğünü de sorgulamak lazım. Madem vatandaş ister o zaman yapalım demekle bu işler olmaz. Vatandaşın güvenliği sağlanmak zorunda.Geçtiğimiz günlerde beni çok üzen ve dengelerimi bozan bir olay yaşadım.  Hamitköy- Haspolatarasındaki çiftşeritli yolda kamerayı geçtikten sonra, Karayolları’nın izniyle anayola giriş çıkış izni verilmesiyle bariyerler kaldırıldı. Polis Müdürlüğü’nün de bu durumun tehlikeli olduğu konusunda yazıları var, ona rağmen Karayolları Müdürü’nün açıklaması "Ekonomiyi de düşünmek zorundayız" şeklinde oldu.  Bu ne demek oluyor? İnsan hayatını değil, vatandaşın güvenliğini değil, parayı düşünüyoruz demektir bu.Karayolları’nın görevi bu değildir, bunu düşünecek tek isim var oda Ekonomi Bakanı’dır. Fakat Karayolları ekonomiyi düşünerek iş yapıyorsa o zaman insan güvenliğini sağlayacak daire hangisidir? Karayolları’nın görevi bütün anayollardaki olası tehlikeleri azaltmaktır.2006'da kameralar devreye girdi ve kazalar bir miktar önlendi. Olay sadece tehlikeli görülen yere kamera koymak kasis yapmakla bitmiyor.

Y.B:Radar, kamera, bariyer gibi birtakım önlemlerle ülkedeki trafik kayıplarını azaltmaya çalışıyoruz bunlar önlem olarak tek başına yeterlimi?

M.A:  Kamera ve bariyer sadece o noktadaki kazayı önler, ama biz bütün ülkedeki kazaları önlemek için uğraş veriyoruz.  Burada önemli olan hem güvenli yolların yapılması hem de polis devriyesinin olmasıdır tabiki kameralar da önemlidir.

Y.B: Trafikteki önlem ve düzenlemeleri yöneten ve denetleyen bir komisyon mevcut ve sizde bir bilir kişi olarak bu komisyon da yer alıyorsunuz. Çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz?

M.A:Maalesef komisyon 6 aya yakın bir süredir toplantıya çağrılmadı, seçimden önce çağrılmadı, seçim bitti yine çağrılmadı. Dolayısıyla komisyon işlevsizkalmış  oldu. İçişleri Bakanlığı’ndaki komisyon çok daha fazla etkiliydi. Yeni düzenlemede  komisyon Ulaştırma Bakanlığı'na geçince üyelerin düzeyi düştü. Buda komisyonun gücünü düşürdü. Özelliklezamanlarda toplantı yapılmaması komisyonun olmadığı şeklinde anlaşılıyor.Bu da beni tabii ki çok üzüyor.

Y.B:Özellikle son dönemde uyuşturucu kullanımının yaygınlaşması söz konusu. Siz trafikte sürücülere uyuşturucu testi yapılmasını da savunan biri olarak neler söylemek istersiniz?

M.A:  Hükümet bile uyuşturucu kontrolünün artması konusunda açıklamalar yaptı. Ben bunu 10 yıl önce söylemiştimve  gündeme getirmiştim. O zaman  tehlike geliyor dedik ve en azında sürücülerde bunu engelleyelim dedik.Bunun durdurulması için sürücülerde de uyuşturucu testi yapılmasını istedik. O dönem hükümet edenler "Olur" dedi ancak uygulamaya geçirmedi. Sibel Siber'in geçici hükümette başbakan olduğu döneminde, görüşmemizin arkasından bu kontrolü yapacak cihaz başbakanın talimatıyla Devlet Kimya Laboratuvarı’na alındı. Polis Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı ve  Ulaştırma Bakanlığı ile  Savgılıcığın devreye girip yasal düzenleme yapması gerekirken bu gerçekleşmedi. Bizim bunu istememizdeki ana unsur uyuşturucu kullanıp da araca binmeye niyeti olanı engellemekti. Uyuşturucu kullanıp da trafikte canından olan vardı ve biz bunun önlemini almak için bu talepte bulunduk.Sonucunu alamadık maalesef, bugün de yollarımızda uyuşturucu alıp da araç kullananlar var ve bunu bizim bildiğimiz gibi herkes de biliyor.

Yeni Bakış

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.