1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. 9 BİN KİŞİ İŞSİZ!
9 BİN KİŞİ İŞSİZ!

9 BİN KİŞİ İŞSİZ!

"Ülkede 9 bin işsiz var!"

A+A-

Kanber, “Kalkınma politikası var gibi gözüküyor ama yok. Biz çok net olarak görmüyoruz. Biz bunu küçük çalışmalar ve kooperatifçilikle yapmaya çalışıyoruz” yorumunda bulundu.

Ülkenin ekonomik durumu, devletin ekonomi politikası, eğitim ve kooperatifçilik çalışmalarıyla ilgili Haberal Kıbrıslı Gazetesi’ne açıklamalarda bulunan Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Başkanı Mahmut Kanber,“Ülkede resmi rakamlarla 9 bin civarı işsiz varken yurt dışından yaklaşık 40 bin işçi getirmek anlamsız” dedi.

Kanber,  “Kalkınma politikası var gibi gözüküyor ama yok. Biz çok net olarak görmüyoruz. Biz bunu küçük çalışmalar ve kooperatifçilikle yapmaya çalışıyoruz” yorumunda bulundu. 

“Ülkesel bir kalkınma politikamız yok”

Devletin kalkınma politikasını net olarak göremediklerini, üretim güçlerinin üretime geçirilemediğini belirten Kanber “ülkesel bir politikamız yok. Küçük çalışmalar var, biz bunları destekleyerek kooperatifçilikle destek vermeye çalışıyoruz. Bazı pilot bölgelerde zeytin ve üzüm üretimlerinde kooperatifçiliğe yönlendiriyoruz üreticiyi. O bölgenin kalkınmasını sağlamak için küçük üreticileri üretime eklemeye çalışıyoruz. Bunu ülke geneline çevirmek gerekiyor. Ülkede kalkınma politikasını geliştirmeli, üretimi tetiklemeliyiz” dedi.

“2 milyar dolar civarında ithalat yapıyoruz”

Kalkınma programlarıyla bu politikaların güçlendirilebileceğini belirten Oda Başkanı Kanber “Kendimizi küçük görsek de ülkede bir pazar var, kendi pazarımız var. Yurt dışından her sene 2 milyar dolar civarı rakamlarda ithalat yapılıyor. Demek ki bir ihtiyaç var. Bu saptamaya bakarak neden bu ithal edilen malların bir kısmını da olsa kendimiz üretmiyoruz? Neden yurt dışından getiriyoruz? Bununla ilgili politikalar üretmeliyiz. Üreticiyi teşvik etmeliyiz” şeklinde konuştu.

“Üretim eksikliği çok büyük”

Kanber, ihracatla ithalat arasında çok büyük boyutlarda fark olduğunu belirterek “Ülkemizde ihracaat 200 milyon doları bulurken ithalatın 2 milyar dolar olması üretim eksikliğinin apaçık belgesidir. Neredeyse 10 katı kadar fark var. Bu da üretimin desteklenmesi gerektiğinin en büyük göstergesidir” dedi.

“9 bin işsiz varken yurtdışından 40 bin civarı istihdam yapıyoruz”

Ülkedeki istihdamlara da değinen Kanber, “Ülkemizde resmi rakamlara göre 9 bin civarı işsiz var. Aslında bu rakam bunun çok daha üstünde çünkü bunlar başvurularla resmileştirilmiş rakamlar başvurmayanları da ekleyince çok daha üzerine çıkıyor. Bu kadar insanın işe ihtiyacı varken yurtdışından gelip de istihdam edilen yaklaşık 40 bin iş gücü var. Bunun önlemini almalıyız. Neden bazı kotalar koyup bu işsizliği azaltmıyoruz? Nitelikli kurslar aldırarak bu insanları iş sahibi yapabiliriz” dedi.

“Sermaye kılıcını halkın üzerinden geçiriyor”

Ülkede üretim politikası olmadığını söyleyen Kanber, Başbakan Hüseyin Özgürgün’ün “Yatırımcılar ve sermayedarların kılıcı hükümete çekilmemeli” şeklindeki cümlesinin çok güzel bir cümle olduğunu, bütün olayı özetlediğini de belirterek “Başbakanımız çok güzel bir laf etmiştir fakat yıllardır sermaye kılıcını aslında bütün halkın üzerinden geçiriyor ve kimse sesini çıkarmıyor.” dedi.

“Yatırımcılara bazı yaptırımlar uygulanmalı”

Ülkeye gelen sermayenin burada yatırım yaptığında bazı yaptırımlar getirilmesi gerektiğini söyleyen Mahmut Kanber, “Sermaye bu ülkeye gelirken yerli istihdam yapacağını bilmeli, yerli ürün kullanılacağını bilmeli. Tabii ki hepsini sağlayamayabiliriz ama bunu yüzde 30-40 gibi şartlandırmalı. Çalışanının yüzde 50-60’ı yerli olacak demeli, teşvik verirken bu kadar yerli ürün bu kadar yerli istihdam kullanacaksın denmeli. Bunları söylemezsek kalkınma politikası yapamayız” diyerek devletin de bu konuda destek olması gerektiğini belirtti.

“Yılda 200-300 gencimizi iş sahibi yapmakla olmaz”

Kooperatiflerinin düzenlediği kurslarla yılda yaklaşık 200-300 gencin iş sahibi yapıldığını söyleyen Kanber “Bu çok uzun mesafeli bir iştir. Ama yılda 200-300 kişiyi iş sahibi yapmak yeterli değil. Kimse bizi bu çalışmalarımızdan alı koyamaz yalnız bu oranın arttırılması gerekiyor. Devletin teşvikleri olmalı. Casino ve otellere teşvik vereceğine çıraklık okullarına teşvik versin, elişi yapanlara teşvik versin, küçük pansiyonlara teşvik versin” dedi.

“Küçük işletmeler politika yapmıyor, iş yapıyor”

Devletin küçük esnafı desteklemesi gerektiğini belirten Kanber, “Bu sağlanmalı. Sıcak para çarşıda dolaşırsa ekonomi hemen hareketlenir, çarşı hareketlenir. Sigortaları, Vergi Dairesi’ni destekleyen küçük işletmelerdir. Çünkü onlar politika yapmıyor, iş yapıyorlar. Bunları yapan kesim ekonomiden hakkını alamıyorsa, kalkınma politikalarını göremeyip kendi başına mücadele etmeye çalışıyorsa, turizm denen büyük bir ekonomiden pay alamıyorsa ülkede kalkınma politikası yoktur anlamına gelir” dedi.

“AB standartlarında kooperatifçilik”

Büyükkonuk’ta AB ve Kobigem’le birlikte Avrupa Birliği Standartları’na uygun olarak üretim yapılan bir kooperatifçilik çalışmasına başladıklarını söyleyen Kanber, üreticiye standartları öğrettiklerini belirterek “Büyükkonuk’ta üzüm ve zeytincilik üzerine üretim yapılan, pilot bölge olarak seçtiğimiz bir bölge var. Projenin son aşamasına geldik. Bu çok önemli bir şeydir. Tarladan değirmene, ağacın dalından zeytin değirmenine gidene kadar AB standartlarında üretimi öğretiyoruz. Ürünlerin hangi kalitede, hangi sulama şekliyle, hangi ilaçlama şekliyle yapılacağını öğretiyoruz. Geleneksel tarımı günümüze uygun sağlık koşullarına uygun şekilde üretim yapılması gerektiğini öğretiyoruz. Standartlara uygun olması için markalaşmadan, ambalaja, saklamadan dağıtım politikalarına kadar herşeyi belirliyoruz. Amacımız her bölge pazarında bir stand kurup tüketiciyle bu ürünleri buluşturmak, tanıştırmak olacak” dedi.

“Turizm Bakanlığı ile olumlu çalışmalarımız var”

Turizm sektörüne yönelik satış ve tüketim için çeşitli çalışmaları olduğunu belirten Kanber, bu konuda Turizm Bakanlığı ile yaptıkları görüşmelerde olumlu sonuç aldıklarını belirterek “Üretimde sahaya çıktığımızda destek görmemiz gerekiyor. Örneğin çarşıya inen turist Kıbrıs Macunu ile ilgili yurt dışına taşıyacağı bir ürün bulmalı. Bununla ilgili yurtdışında çeşitli yaptırımlar var, bandrolsüz ürünler taşınmıyor. Bunları tasarlayarak bunlar üzerinde çalışmalar yaparak turizme ve turiste yönelik bazı şeyleri gerçekleştirdik. Turist evine götürebileceği ürünleri alabilmeli. Sene sonuna kadar piyasada kooperatif ürünlerini gördüğünüzde bunları hep beraber tüketip bir farkındalık yaratmalıyız” dedi.

“Yabancı yatırımcı kendi ürünlerini satıyor”

Yurtdışından gelen bir yatırımcının, bir dükkan açtığı zaman kendi ülkesinin ürünlerini sattığını belirten Mahmut Kanber “Mesela bir İngiliz çarşıda yer açtığı zaman yerli ürün satmak gibi bir hedefi yok. Buraya İngiltere’den gelenlerin tüketeceği malzemeleri satmak istiyor. Türkiye’den gelen bir yatırımcı da aynı şekilde. Ya kendi ürünlerini satıyor ya da çantacılık vb. işler yapıyor. Yurtdışından gelen kimsenin yerli ürün satalım gibi bir gayesi yok, ekonomiye katkı sağlayalım gayesi yok. Fırsatları değerlendirmeye çalışıyorlar, esnafa bir şey tarif edilmiyor bu konuyla ilgili. Oysa ada ülkelerinde iş çeşitliliği olmak zorundadır. Önce yerel ürünleri arkasından uluslararası markaları yerleştirirsiniz.” dedi.

“Çarşının yeri belli değil”

Bunları gerçekleştirebilmek için bir çarşının olması gerektiğini daha doğrusu çarşının yerinin belli olması gerektiğini söyleyen Kanber “Şehirlerin her yeri çarşı! Bir plan, imar planı olmadığı için yerleri belli değil. Bir bakmışsınız apartmanın beşinci katında dükkan var, bir bakmışsınız hiç olmaması gereken yerde başka bir dükkan var. Bununla ilgili yasal bir engel olmadığı için böyle bir sorunla karşılaşılıyor. Bir çalışma yapılmalı, çarşı yerleri belirlenmeli. Bunun ardından turisti çarşıya indirmeliyiz bu arz talep meselesidir” dedi.

“Bilinçsiz elemanlar çalıştırılıyor”

Yatırımcının bilinçlendirilmediğini bunun da büyük sorunlara yol açtığını söyleyen Kanber “Mesela çarşıya iniyorsunuz, burada bir ülkenin gerçeği yansıtılmıyor, ürünleri sergilenmiyor sergilenmediği gibi çalışanlar bilinçlendirilmiyor. Turist bir restorana oturduğunda St. Hillarion nerede diye sorduğunda “Bizim böyle bir yemeğimiz yok” cevabı alınıyor ya da 5 yıldızlı bir otelde Kıbrıs yemeği yok. Bilinmiyor. Bunlar büyük bir sorun garsonlar bile bunu bilmiyorsa sermayenin kılıcından epey geçiriliyoruz anlamına geliyor” dedi.

“Made in North Cyprus yazmalı”

Ülkenin turistik bölgelerinde çarşıya inildiğinde restoran ya da mağazaların olduğunu söyleyen Kanber “Bu bir politika olmalı. 80 dükkan varsa 80 farklı iş yapmalı. Mesela bir el yapımı ahşap bulabilmeli, küçük hasır sandalyelerimizden bulunabilmeli. Yerel üretimleri buralara sokmamız gerekiyor. Bir magnet alındığı zaman arkasında made in China değil de Made in North Cyprus yazmalı. Bunları başaramazsak bu iş olmaz, herkese teşvik vermeliyiz. Pansiyonları işçi pansiyonundan çıkarıp turistin kalacağı pansiyona çevirmeliyiz bunun için teşvikler verilmeli. Esnafın katkı sağlaması lazım, turizm sektörünün katkı sağlaması lazım, yerel yönetimlerin mali politikanın, devlet politikasının bunun üzerine yoğunlaşması ve toplumu bilinçlendirmesi gerekir” dedi.

“Çalıştayımız çok verimli geçti”

Son olarak geçtiğimiz günlerde Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası olarak düzenledikleri “Sorun belli, çözüm belli: Gelin ne yapacağımıza, nasıl yapacağımıza birlikte karar verelim?” konulu çalıştaya da değinen Oda Başkanı Mahmut Kanber “Çalıştayımızı bu konuştuğumuz konuların ana unsurlarını paylaşmak için yaptık. Ülkedeki kooperatifleşme, sağlık, kalkınma ve ekonomi politikalarıyla ilgili konuları konuştuk. 11 bin üyemiz var, her üyemizde 4-5 çalışan ortalama koysak yaklaşık 45 bin kişi yapar, aileleriyle birlikte 100-150 bin kişi yapar. Bu hayatın içinde çalışanlar sağlıktan hakkını alabiliyor mu? Eğitimden hakkını alabiliyor mu? Kalkınma politikalarının kendilerine yansımasını görüyor mu? Alınan teşviklerin halka döndüğünü görüyor mu? Bunlarla ilgili tartışmalar yaptık. Bunlarla ilgili çıkacak olan veriler akademisyenlerin, ekonomistlerin, doktorların katıldığı, esnafın katıldığı masalar oluşturularak genelde toplumun özelde esnafın hak ettiğini almak için, toplumsal yarar sağlamak için neler yapılabilir, eğitimle ilgili eksiklerimiz nelerdir? Mesleki eğitimin daha nitelikli olması mı gerekir ki yabancı iş gücünün yerini alabilsin hep bunları konuştuk. Çok verimli bir toplantı oldu. Önümüzdeki hafta bunların verileri istatistikleri çıkacak ve paylaşacağız. Buradan çıkacak sonucun devlet, hükümet birimleri, üniversiteler tarafından referans kabul edileceğini düşünüyoruz. Hep birlikte yol haritamızı çizeceğimizi ve bizlere destek olacaklarını düşünüyoruz. Unutmayalım hedefimiz insan odaklı sonuçlar almaktır” dedi.

Haberal Kıbrıslı

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.