1. HABERLER

  2. TÜRKİYE

  3. AB UYARDI, GAZ GENELGESİ GELDİ! SIKMADAN ÖNCE...
AB UYARDI, GAZ GENELGESİ GELDİ! SIKMADAN ÖNCE...

AB UYARDI, GAZ GENELGESİ GELDİ! SIKMADAN ÖNCE...

Gezi Parkı olaylarına karşı polisin sert müdahalesi başta Avrupa Birliği olmak üzere tepkiyle karşılanırken İçişleri Bakanlığı’ndan gaz kullanımına ilişkin yeni genelge geldi.

A+A-

İçişleri Bakanlığı tarafından tüm illerin valiliklerine gönderilen genelgeye göre, polis toplumsal olaylarda gaz sıkmadan önce mutlaka uyarı yapacak.

AB’nin uyarıları da dikkate alınarak ve yasadaki düzenlemelerin de hatırlatıldığı genelgede, polisin gaz kullanımında dikkat etmesi gereken konulara dikkat çekildi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, İçişleri Bakanı Muammer Güler’in, “Önce anons sonra gaz” genelgesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarına aykırı ve hukuksuz olduğunu söyledi. Hukukçular genelge ile uygulamanın farklı olduğunu, polisin orantısız güç kullandığı uyarısı yaptılar.

Feyzioğlu Hürriyet Dünyası’na şu değerlendirmeleri yaptı:

ÖNCE ANONS SONRA GÜÇ MEŞRU DEĞİL
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi uygulamasında polisin bir gösteriyi güç kullanarak dağıtabilmesi için ön şart o gösterinin barışçıl olmamasıdır. Bizde çok yanlış anlaşılan husus şu. Polis ‘dağılın’ uyarısı yaptıktan sonra göstericiler dağılmazsa, güç kullanmasının meşru olduğu sanılıyor. Oysa barışçıl gösteriye ‘dağılın’ uyarısı yapmak hukuka aykırı olduğu için bu uyarıya uymayana kullanılan güç hangi oranda olursa olsun orantısızdır. yani barışçıl göstericinin ister kolundan tutsun, ister gaz sıksın orantısız güçtür.

YER BELİRLEME YETKİSİ DE YOK
Bir başka ayrıntı toplantı ve gösteri hakkının içine toplantı gösterinin yapılacağı yeri belirleme hakkı da giriyor. Yani barışçıl gösteri yapmak kaydıyla kişiler uygun gördükleri yerde toplantı ve gösteri düzenleyebilirler. Barışçıl davranmak kaydıyla. ‘Yer gösterdik, o yerde yapmadıkları için bu gösteriyi dağıttık’ denilemez.Bu da uygulamada sıklıkla karşılaşılan bir hukuksuzluk. Hata şurada. AİHS ve AİHM’i, hiçbir şekilde anlamadan genelge yayımlanıyor. Kanunları da AİHM ve AİHS’e uygun okumamız gerekiyor.”

''BU GENELGE HİKAYE''
Gezi Parkı olaylarında hayatını kaymeden Ethem Sarısülük’ün ailesinin avukatı Kazım Bayraktar ise genelgeyi, “Bu genelge hikaye. Asıl sorun siyasal iktidarın baskısı” diye tepki gösterdi.

Bayraktar, Hürriyet Dünyasına şu değerlendirmeyi yaptı:

KEŞKE TELSİZ KONUŞMALARI YAYINLANSA
“Genelgeler yasa maddelerinden alınır öyle düzenlenir. Yasanın uygulama şeklini gösterir. Ama çoğu maalesef yasaya aykırı antidemokratik bakış açısının ürünü. Bu genelgede de polisin yapması gerekenler yazılı. Ama malesef uygulama farklı. Keşke o telsiz konuşmaları yayınlansa, polisin göstericilerin üzerine Allah Allah diye yürüdüğü görülse.

AİHM MÜDAHALE EDİLEMEZ DİYOR
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi diyor ki, ‘Toplantı ve gösteri yürüyüşleri çevredeki insanları rahatsız etse bile haktır’ Türkiye’deki mevzuata göre gösteri yürüyüşü için bildirimde bulunmak gerekiyor. Ancak AİHM bildirimde bulunulmadan yapılmasını da hak sayıyor ve bu konuda Türkiye’yi mahkum eden kararları var. Kararda, ‘Bildirim olmasa bile gösteri yürüyüşü demokratik bir haktır, müdahale edilemez müdahale edilirse, kişinin demokratik özgürlüğünü engellemek olur’ deniyor. Hak ve özgürlüklerin özgürlüklerinin şiddet kullanılarak engellenmesi ise suçtur. Kamera görüntüleri ortada. Bakın polis gaz kapsüllerini insanların gözlerine nişan alıyor TBB rakamlarına göre 4 kişi öldü, 11 kişinin gözü kör oldu, binlerce kişi yaralandı. Öldürmeye teşebbüs var. Hangi işlemi yaptılar. Siyasal iktidar polisi ‘kahraman’ ilan etti. İçişleri Bakanlığı tek bir polise işlem yapmadı. Bu genelge hikaye. Pratikte uygulanmıyor, soruşturulmuyor. Ethem’i öldüren polis görüntüler ortadayken, tahliye edildi” dedi.

AB UYARDI, GENELGE GELDİ
ÖNCE ANONS SONRA MÜDAHALE
Gezi Parkı olaylarına polisin müdahalesine karşı AB Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, özellikle biber gazının kullanımına ilişkin eleştirilerde bulunmuştu. Jagland, “AİHM, bir dizi kararında, biber gazının–hastaneler dahil olmak üzere- kapalı yerlerde kullanımının gerekli ve orantılı olmadığına kanaat getirmiştir” açıklamasını yapmıştı. Bu uyarıları da dikkate alan İçişleri Bakanlığı kanunda da yer alan düzenlemelere dikkat çekerek gaz kullanımına ilişkin genelge yayınladı.

Genelgede özetle şunlar vurgulandı:

ÖNCE UYARIN
Gaz mühimmatının kullanılacağı konusunda sesli yayın araçları ile duyurulacak. Gösterici gruptan ayrılmak isteyenler ile üçüncü kişilerin uzaklaşmasına fırsat verilecek. Gazlı müdahaleden önce su püskürtücü panzer ve TOMA’lar kullanılacak. Gaz kullanmadan önce, darbe etkili savunma tüfeğinin ara silah olarak kullanılacak.

KAPALI YERLERE ATMAYIN
Gazların etki alanı dahilinde okul, hastane, kreş ve huzurevi gibi kurum ve kuruluşlar bulunup bulunmadığına dikkat edilecek ve olaya karışmayan vatandaşların etkilenmemesi için özen gösterilecek. Müdahale edilecek grubun yaşlı, kadın, engelli gibi profili dikkate alınacak, strateji belirlenecek.

Kapalı mekanlarda ve özellikle spor alanlarında gaz el bombaları ve gaz fişekleri kullanılmayacak.
Gazlı müdahalelerde olayın uzun sürmesi halinde gaz kullanımına bir süre ara verilerek grubun dağılması sağlanacak ve diğer gereçler kullanılacak.

DİRENMEYENE GAZ ATMAYIN
Çevreye veya güvenlik güçlerine karşı saldırı veya direniş olmadıkça gazlı müdahaleden kaçınılacak, direniş ve saldırısına son vermiş kişi veya gruplara karşı kesinlikle gaz kullanılmayacak. Bazı durumlarda gaz fişeği yerine grubu tedirgin edip dağılmalarını sağlamak açısından ses ve ışık fişeği ya da yüksek ses çıkartan diğer mühimmat kullanılacak. Orantısız güç ve aşırı gaz kullanımı iddialarını önlemek için müdahale ve gözaltı işlemleri kamera ile kayıt altına alınacak. Müdahale sonrası gaz sarfiyatı belirlenecek. Kontrolün sağlanabilmesi ve keyfi hareketlerin önüne geçilmesi için olayların sonunda mutlaka gaz mühimmatı kullanan personel ve sorumlu amir tarafından tutanak tutulacak.

KANUNDAKİ DÜZENLEME
Madde 16- (Değişik: 2/6/2007-5681/4 md.)
Polis, görevini yaparken direnişle karşılaşması halinde, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde zor kullanmaya yetkilidir. Zor kullanma yetkisi kapsamında, direnmenin mahiyetine ve derecesine göre ve direnenleri etkisiz hale getirecek şekilde kademeli olarak artan nispette bedenî kuvvet, maddî güç ve kanunî şartları gerçekleştiğinde silah kullanılabilir.

İkinci fıkrada yer alan;
 a) Bedenî kuvvet; polisin direnen kişilere karşı veya eşya üzerinde doğrudan doğruya kullandığı bedenî gücü,
 b) Maddî güç; polisin direnen kişilere karşı veya eşya üzerinde bedenî kuvvetin dışında kullandığı kelepçe, cop, basınçlı su, göz yaşartıcı gazlar veya tozlar, fizikî engeller, polis köpekleri ve atları ile sair hizmet araçlarını, ifade eder.

Zor kullanmadan önce, ilgililere direnmeye devam etmeleri halinde doğrudan doğruya zor kullanılacağı ihtarı yapılır. Ancak, direnmenin mahiyeti ve derecesi göz önünde bulundurularak, ihtar yapılmadan da zor kullanılabilir.

Polis, zor kullanma yetkisi kapsamında direnmeyi etkisiz kılmak amacıyla kullanacağı araç ve gereç ile kullanacağı zorun derecesini kendisi takdir ve tayin eder. Ancak, toplu kuvvet olarak müdahale edilen durumlarda, zor kullanmanın derecesi ile kullanılacak araç ve gereçler müdahale eden kuvvetin amiri tarafından tayin ve tespit edilir. Polis, kendisine veya başkasına yönelik bir saldırı karşısında, zor kullanmaya ilişkin koşullara bağlıkalmaksızın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun meşru savunmaya ilişkin hükümleri çerçevesinde savunmada bulunur.

Polis;
 a) Meşru savunma hakkının kullanılması kapsamında,
 b) Bedenî kuvvet ve maddî güç kullanarak etkisiz hale getiremediği direniş karşısında, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde,
 c) Hakkında tutuklama, gözaltına alma, zorla getirme kararı veya yakalama emri verilmiş olan kişilerin ya da suçüstü halinde şüphelinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde, silah kullanmaya yetkilidir.

Polis, yedinci fıkranın (c) bendi kapsamında silah kullanmadan önce kişiye duyabileceği şekilde “dur” çağrısında bulunur. Kişinin bu çağrıya uymayarak kaçmaya devam etmesi halinde, önce uyarı amacıyla silahla ateşedilebilir. Buna rağmen kaçmakta ısrar etmesi dolayısıyla ele geçirilmesinin mümkün olmaması halinde ise kişinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde silahla ateş edilebilir.

Polis, direnişi kırmak ya da yakalamak amacıyla zor veya silah kullanma yetkisini kullanırken, kendisine karşı silahla saldırıya teşebbüs edilmesi halinde, silahla saldırıya teşebbüs eden kişiye karşı saldırı tehlikesini etkisiz kılacak ölçüde duraksamadan silahla ateş edebilir.

 

Hürriyet

Etiketler : , , ,
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.