1. HABERLER

  2. GÜNDEM

  3. AB VE ABD EKSPRES PROSEDÜR İSTİYOR
AB VE ABD EKSPRES PROSEDÜR İSTİYOR

AB VE ABD EKSPRES PROSEDÜR İSTİYOR

AB VE ABD EKSPRES PROSEDÜR İSTİYOR

A+A-

“ANASTASİADİS TIRAŞLAMA NEDENİYLE KAMUOYU ÖNÜNDE GÜÇSÜZLEŞTİ, ŞAHSINA GÜVENİ GÜÇLENDİRECEK BİR HAREKETE İHTİYACI VAR”

RUM YÖNETİMİ ERCAN’IN TANINMASI İHTİMALİNE OLUMSUZ BAKMIYOR ANCAK ŞARTLARI VAR

4 AYLIK PROSEDÜR.... MÜZAKERELERİN EN GEÇ ŞUBATA KADAR TAMAMLANMASI GEREKİYOR

RUM YÖNETİMİ EKONOMİK KRİZİN, EKONOMİDEKİ GELİŞMELERİN DOĞAL GAZLA BAĞLANMASI İÇİN KULLANILMASINDAN VE KIBRIS SORUNUNUN DA ‘TALİ HASAR’ OLARAK KAPATILMASINDAN ENDİŞELİ

HER İKİ MÜZAKERECİ DE İSTERSE ABD KIBRIS ÖZEL TEMSİLCİSİ ATAR

Kıbrıs sorunundaki, aralarında ABD, AB ve diğer büyük uluslar arası oyuncuların da bulunduğu üçüncü tarafların, önümüzdeki ekim ayında başlaması beklenen Kıbrıs müzakere prosedürünün birkaç ay içerisinde büyük bir hızla gelişmesini ve dinamiğini kaybetmesine müsaade edilmemesini arzuladıkları haber verildi.

Haftalık Kathimerini haberi “Güçlüler Kıbrıs Sorununda Ekspres Prosedür İstiyor... Avrupa ve ABD Jeopolitik Olguların ve Ekonomik Şartların Yarattığı Dinamiğin Değerlendirilmesini Arzuluyor... Maraş Konusu Açık Ancak Ankara’nın Talep Edeceği Karşılıklar Bilinmiyor” başlık ve spotlarıyla aktardı.

Gazete son dönemde Atina, Lefkoşa ve Ankara arasında diplomatik hareketlilik geliştiğini, üç başkentin, ekim ayında başlaması beklenen zor ve meydan okuyan döneme hazırlık Kıbrıs sorununun çözüm çabalarına hazırlanmakta olduğunu yazdı, özetle şunları kaydetti:

“Uluslar arası unsuru Kıbrıs sorununun çözülmesi için şimdi harekete geçiren ve parametreler şunlar: Mümkün olan cephelerin süratle kapatılmasını acil ve ivedi hale getiren bölgedeki istikrarsızlık. Doğu Akdeniz Havzası’nın jeopolitik önemini artıran hidrokarbon yatakları saptanmasındaki gelişmeler. Kıbrıs Cumhuriyeti’ni vuran ve katalizör olarak işleyebileceği düşünülen ekonomik kriz.

Lefkoşa’da üst düzeyli diplomatik kaynaklar müzakerelerin yeniden başlaması konusundaki tartışmaların hangi ortamda yapıldığını ‘Ekonomik kriz, doğal gaz ve Kıbrıs sorunu karşılıklı olarak birbirini güçlendiren birbirine paralel üç yoldur’ cümlesiyle izah ettiler. Annan planı, beklendiği gibi Kıbrıs tarafı açısından masada değildir ancak herkes, bütün alternatiflerin bugüne kadar az çok masaya konulduğunu ve yapılan önerilerin ana niteliğinin az çok bilindiğini ve beklendiğini itiraf ediyor.

“ANASTASİADİS TIRAŞLAMA NEDENİYLE KAMUOYU ÖNÜNDE GÜÇSÜZLEŞTİ, ŞAHSINA GÜVENİ GÜÇLENDİRECEK BİR HAREKETE İHTİYACI VAR”

Lefkoşa son dönemde, müzakerelerin yeniden başlaması ışığı altında kavşak noktası gördüğü bir önerisini, Maraş’ın iadesini ileri götürüyor. Kıbrıs tarafı, daha geçen pazartesi AB’nin Genişlemeden sorumlu komiseri Stefan Füle’ye sunulan talebini; Başkan Anastasiadis kamuoyunun gözünde mevduatların tıraşlanması prosedürden güçsüzleşmiş çıktı ve şahsına olan güveni güçlendirecek bir harekete ihtiyacı var diyerek savunuyor.

RUM YÖNETİMİ ERCAN’IN TANINMASI İHTİMALİNE OLUMSUZ BAKMIYOR ANCAK ŞARTLARI VAR

Ankara halen, Maraş’ın iadesi talebiyle ilgili görüşünü belirtmedi ancak reddetmemesi olumlu addediliyor. Türk tarafının,  hangi karşılıkları isteyebileceğine karar vermek için kendi tercihlerini hesaplamakta olduğu değerlendiriliyor ve işgal bölgelerindeki Timbu (Ercan) havaalanının tanınması konusunu gündeme getireceğine kesin gözüyle bakılıyor.

Lefkoşa, havaalanının, sahte devletin tanındığı düşünülemeyecek şekilde işletilmesi şartıyla böyle bir ihtimale olumsuz bakmıyor.

Maraş konusunda, Kıbrıs tarafının (Rum Yönetimi)önerdiği iade edilmesi planı; güvenliğinin BM tarafından üstlenilmesi için ara bölgenin, Maraş kapalı bölgesini de içine alacak şekilde genişletilmesiyle ilgilidir. Bölgenin idaresi Kıbrıs Cumhuriyeti’ne geçecek ve Kıbrıs polisi kolluk görevini icra edecek.”

4 AYLIK PROSEDÜR.... MÜZAKERELERİN EN GEÇ ŞUBATA KADAR TAMAMLANMASI GEREKİYOR

Öte yandan Fileleftheros “4 Aylık Prosedür... Türkiye Müzakerelerin Şubat Sonrasında Devam Edemeyeceğini İletti... Lefkoşa’yı Endişelendiren Şey, Ekonomideki Gelişmelerin Gazla Birleştirilmesi ve ‘Tali Hasar’ Olarak Kıbrıs Sorununun da Kapatılması” başlıklı haberinde Türklerin BM’ye ve diğer arabuluculara, ekim ayı içerisinde başlaması beklenen Kıbrıs sorunundaki yeni prosedürün en geç şubat ayına  kadar tamamlanması gerektiği mesajı gönderdiğini yazdı.

Türkiye’de 2014’te yapılacak seçimlere atıfta bulunularak yeni inisiyatifin, çözümle veya çözümsüz, bu zaman süreci içerisinde tamamlanması gerektiğine işaret edildiğini belirten gazete bilgi sahibi kaynaklara dayanarak Ankara’nın gayrı resmi de olsa bir takvim belirlenmesinde ısrar edeceğini ve halihazırda, her iki durumun ertesi günüyle alakalı senaryoların şekillendirildiğini kaydetti, özetle şunları yazdı:

Bilgi sahibi kaynaklar Ankara’nın bu sefer, çabanın başarısız olması durumunda –üçüncü tarafların da desteğiyle- işgal rejiminin siyasi statüsünü yükseltme politikasının başlamasında ısrar edeceğini vurguladılar.

Yabancı diplomatik kaynaklar, 2004’ten farklı olarak, büyük resimde doğal gazın da bulunduğunu, Kıbrıs’ın gelişmeleri etkileyen, benzeri görülmemiş bir ekonomik kriz yaşadığını vurguladılar. Bütün projelerin, yeni olgular dikkate alınarak şekillendirildiği aşikârdır. Dolayısıyla, iyi bilgili kaynakların izah ettiği üzere, dile getirilse de getirilmese de,  Kıbrıs sorunu doğal gaz ve ekonomi kriz ile paket görülüyor.

RUM YÖNETİMİ EKONOMİK KRİZİN, EKONOMİDEKİ GELİŞMELERİN DOĞAL GAZLA BAĞLANMASI İÇİN KULLANILMASINDAN VE KIBRIS SORUNUNUN DA ‘TALİ HASAR’ OLARAK KAPATILMASINDAN ENDİŞELİ

Lefkoşa’yı endişelendiren, krizin (Troyka, taksitler,  yeni tedbirlerle ilgili baskılar)ekonomideki gelişmelerin gazla bağlanması için değerlendirilmesi ve ‘tali zarar’ olarak Kıbrıs sorununun da kapatılmasıdır.  Ancak Türkiye’de şekillenen ortamda (iç karışıklıklar bitmedi) Türk tarafının Kıbrıs sorununda etkileyici hareketlerde bulunması beklenmiyor. Ancak Ankara’nın planlarının iptal edilmediği de aşikârdır. Bu aşamadaki planları da şu veya bu şekilde doğal gazın değerlendirilmesine katılımıyla ilgilidir.

Bir Türk diplomatın yabancı bir muhatabına ‘çözüm olmaması durumunda doğal gaz konusu, güven yaratıcı önlem olarak işleyebilir’ diyerek, o zaman Maraş konusunun da açılabileceğini ima ettiği söyleniyor. Türkiye için her şeyin doğal gazla başlayıp bittiği, diğer bütün şeylerin ikinci sırada olduğu açıktır. Maraş konusunda, çeşitli senaryolar var. Kıbrıs Dışişleri Bakanlığı bu meselenin henüz kapanmadığını, Amerikalıların ve Avrupa Birliği’nin desteğiyle bu konunun Türkiye’yle tartışmaya açılabileceğini düşünüyor.”

HER İKİ MÜZAKERECİ DE İSTERSE ABD KIBRIS ÖZEL TEMSİLCİSİ ATAR

Gazete haberinin “İstenirse Temsilci Atanır” başlığıyla ayırdığı bölümünde ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, ABD’nin Kıbrıs sorununa müdahil olmasının iki tarafın talep etmesine bağlı olduğunu ilettiğini yazdı, şunları ekledi:

“Amerikalı diplomatik kaynak, ‘geçmişte odluğu gibi, prosedür başladıktan sonra Kıbrıs özel temsilcisi atanabilir fakat bu, iki müzakerecinin de istemesi halinde olur’ dedi. Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry Orta Doğu’da yaptığı gibi, uluslar arası açık konularda kendi şahsi müdahalelerini yapmayı tercih ediyor. Ancak Washington her olasılığa da açıktır.

Aynı zamanda Lefkoşa AB’nin de temsilci atamasına sıcak bakıyor görünüyor ancak Komisyon tarafından değil, Kıbrıs müzakerelerinde önemli katkı yapacağını umduğu Hukuk Dairesi tarafından. AB’nin, Kıbrıs hükümetinin istediği gibi müdahil olması müktesebatla tartışılacak maddelerin uyumuyla da bağlantılı olacak.”

TAK

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.