1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. "AB'DEN TÜRKİYE'Yİ KINAMASINI BEKLEMEK SAFLIK"
"AB'DEN TÜRKİYE'Yİ KINAMASINI BEKLEMEK SAFLIK"

"AB'DEN TÜRKİYE'Yİ KINAMASINI BEKLEMEK SAFLIK"

"AB'den Türkiye'yi kınamasını beklemek saflık"

A+A-

 

Pazartesi günü açıklanan ve Rum Kesiminde ‘Türkiye Kıbrıs adasında işlediği suçlardan tamamen beraat etti’ tadında karşılanıp yerden yere vurulan Türkiye’nin yeni ilerleme raporu Rum basınında büyük tartışmalara yol açmaya devam ediyor. Özellikle en çok satan gazete olan Fileleftheros’un yayınlarından sonra gerek çözüm karşıtlarının gerekse de muhalefetin sert tepki gösterdiği rapor, AB’yi, Türkiye’ye karşı sert tutum almamak ve ‘işgalin kınanmaması’ konularında yerden yere vururken, dün Cyprus Mail gazetesinde çıkan başyazı bu tutumun tam tersi bir argümanda bulundu.

Başyazıda, AB’nin şu an yaşamakta olduğu büyük mülteci krizi konusunda tam anlamıyla hayati bir rol oynayan Türkiye ile -Rum Kesimi tarafından dondurulmuş olan müzakere başlıklarının açılması da dahil- işbirliği yapmaya hazırlanırken, AB’nin birkaç Kıbrıslı Rum’u memnun etmek için Türkiye’ye sert sözler sarf edip bu olası işbirliğini ‘tehlikeye’ atmasını beklemek ‘saflıktır’ şeklinde ifadeler kullanılması dikkat çekti.

Kıbrıs Hükümeti yetkililerinin, rapordan sonra çıkan tartışmalara yönelik açıklamalarının da ‘olgunluktan ve ‘rasyonellikten’ uzak olduğunun vurgulandığı başyazıda, yetkililerin ‘profesyonel hata bulucu’ ekip ile tartışmaya girmesinin bir hata; böylesi bir tartışmadan ortak bir akıl çıkmasını beklemenin ise ondan daha büyük bir hata olduğu kaydedildi.

Başyazının en dikkat çekici noktalarından birisinin de, Kıbrıs Cumhuriyetinin bir yandan çözüm yolunda Türkiye’den adım atmasını beklerken, diğer yandan Türkiye aleyhine sürekli girişim yapmasının tamamen irrasyonel bir tutum olduğu ifade edilirken, Rum yetkililerin hep şikayet ettiği ‘Türk uzlaşmazlığının’ bu şekilde yumuşayacağını düşünmenin naiflik ve tecrübesizlik olduğunun da altı çizildi.

Başyazının tam metni ise şöyle;

“Son birkaç gündür Kıbrıs Hükümeti yetkililerinin Türkiye’nin Avrupa Birliği İlerleme Raporu hakkında gazetelerin dile getirdiği ‘felaket’ değerlendirmesinin tam tersini ispatlama uğraşlarını izliyoruz. Önce hükümet sözcüsü çıkıp ‘rapor, bizim için felakettir diyenlerin dediği gibi değildir’ dedi; ardından da Dışişleri Bakanı Kasulides bir radyo programına katılıp ‘geceyi gündüz’ gibi göstermeye çalıştı.”

“Hükümetin bu karşı argümanlarına sempatiyle baksak ve raporun bizim lehimize olduğunu düşünsek de, olaya yapısal olarak yanlış baktığımızdan dolayı değerlendirmeyi de öyle yapıyoruz. Hükümetin bu türden raporlar konusunda işinin ehli profesyonel ‘hata bulucular’ ile böylesine bir tartışma içine girerek büyük bir hata yapmakta, dahası bu tartışmadan ‘ortak bir akıl’ çıkmasını beklemektedir. Ama bizde işler böyle yürümez zira bu ortak akıl çıkmayacak. Çünkü ne basın ne de politikacılarımızda bu durumu anlayacak yeterli ‘olgunluk’ yoktur.”

“Pazartesi günü Filelefthreos ‘Türkiye’nin tümden aklanması’ şeklinde bir başlıkla aktardığı söz konusu rapor haberinde, Türkiye’nin raporda yer alan ‘çözüm sürecine verdiği katkıdan ve destek olmaktadır’ ifadelerinden hayıflanmış. Halbuki raporda, Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyetine karşı olan yükümlülükleri (Türk limanlarının Kıbrıs Cumhuriyeti gemilerine açılması) de açık şekilde vurgulanmıştı ama anlaşılan bu husus gazete için yeterli olmamış. Bunun üzerine gazete Çarşamba günkü nüshasında daha da sinirlenip, AB Komisyonunun, 2009’dan beri blok ettiğimiz Türkiye’nin AB müzakerelerindeki 4 başlığı açma planları yaptığını yazdı.”

“Peki gazete ne bekliyordu? Mülteciler gibi son derece büyük bir sorunda, AB için hayati bir durumda bulunan Türkiye’nin Kıbrıs işgali için kınanmasını mı? Gerçek olan şu ki, AB, bu hayati sorunda Türkiye ile işbirliği içerisine girmek durumundadır (buna söz konusu başlıkların açılması ve Türk vatandaşlarına vize özgürlüğü tanımak dahildir) ve söz konusu raporla bu durumu tehlikeye atmaya niyeti hiç yoktur. Dahası, AB’nin, sırf birkaç Kıbrıslı Rum memnun etmek için Türkiye’yi sözle olsa da kınamasını beklemek ne pragmatik ne de olgun bir düşünce tarzıdır.”

“Fakat, işin bu noktasına, Kıbrıs Cumhuriyetinin bir taraftan bir çözüm inşa etmeye çalışırken, diğer taraftan da Türkiye aleyhine davranışlar içinde bulunması ne kadar mantıklıdır? Bu bizim hep şikayet ettiğimiz ‘Türk uzlaşmazlığını’ yumuşatmak için pek de akıllı bir yol değildir. Bir taraftan Ankara’dan çözüm için olumlu adımlar beklerken diğer taraftan ‘kınama’ beklemenin rasyonel hiçbir tarafı yoktur. Yoksa her fırsatta Türkiye’ye bu şekilde –sözle- saldırmanın çözüme pozitif bir katkı sağlayacağını düşünecek kadar saf ve tecrübesiz miyiz?”

Kıbrıs Postası

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.