1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. ADAMIZIN “KIZIL” TİLKİLERİNE KIYMAYIN
ADAMIZIN “KIZIL” TİLKİLERİNE KIYMAYIN

ADAMIZIN “KIZIL” TİLKİLERİNE KIYMAYIN

Endemik bir alt tür formuna giren adamızdaki tek memeli yırtıcı olan tilkilerin, bazı çevreler tarafından istenmeyen hayvan olarak görülmeleri, bu hayvanların yasa dışı olarak katledilmesine neden oluyor

A+A-

Ahmet İLKTAÇ

Kıbrıs yaban koyunu (Ovis orientalis ophion) ile birlikte adamıza endemik bir alt tür formunu alan (Vulpes vulpes indutus) Kıbrıs tilkilerinin, bazı çevreler tarafından istenmeyen hayvan olarak görülmesi, bu hayvanların yasa dışı olmasına rağmen vurularak, ya da zehirlenerek öldürülmelerine neden oluyor.

Yaklaşık 10 bin yıldır adamızda, insanlarla birlikte varlığını sürdürebilen ve yaban hayatının bir parçası haline gelen tilkiler için çevre bilimciler, bu hayvanın eko sistemdeki görevinin önemini, her fırsatta dile getiriyor.

Uluslararası çalışmalar, tilkinin, çiftlik ve av hayvanları üzerindeki etkisinin zannedildiğinden çok daha az olduğunu gösterdiği, diğer yandan fare ve çekirge gibi tarım zararlılarını avlayarak, tarımcılara büyük destek verdiğinin kanıtlandığı bildirildi.

Beton: Gittikleri her yere uyum sağlayabilirler

Kıbrıs’a konuşan Kuşları ve Doğayı Koruma Derneği (KUŞKOR) Başkanı Dr. Damla Beton, tilkinin, kuzey yarımküreye özgü adaptasyon yeteneği yüksek bir tür olduğunu dile getirdi.

Kuzey Avrupa’dan Kuzey Afrika’ya, Kuzey Amerika’dan Asya’ya, büyük bir dağılım alanları olduğunu kaydeden Beton, tilkilerin, insanlar tarafından da pek çok yere taşındıklarını, özellikle Avustralya ya taşınmalarının oradaki yaban hayatına büyük zarar verdiğini söyledi.

Dr. Damla Beton, tilkilerin, hem etçil, hem otçul oluşları nedeniyle, sahip oldukları geniş yiyecek seçenekleri sayesinde gittikleri her yere başarıyla uyum sağlayıp, baskın hale geldiklerini kaydetti.

Küçük kemirgenlerden tutun da böceklere, meyvelerden tutun da yumurtalara kadar pek çok değişik yiyeceğin menülerinde yer aldığını anlatan Beton, ancak temel besin öğelerinden ilkinin, küçük kemirgenler olduğunu ifade etti.

Dr. Damla Beton, adamızda yumurtlayan deniz kaplumbağalarının yavrularının da zaman zaman tilkilerin besinleri arasında yer aldığını belirtti.

Yılda bir kez bahar döneminde üreyen tilkinin, ailesine düşkün bir tür olduğunu anlatan Beton, yuvalarının küçük inler, kaya çatlakları, sık çalılıklar ve kayaların arasında kazdıkları delikler olduğunu söyledi.

Dr. Damla Beton, dişi ve erkek tilkilerin, yavruların bakımından sorumlu olduğunu ve yavru bakımının sonbahara kadar devam ettiğini kaydetti.

Yavru sayısının o yılki besin miktarına bağlı olarak değiştiğini anlatan Beton, bu ilişkiyi anlamanın eko sistemin devamlılığı için çok önemli olduğunu belirtti.

Bu nedenle tilki ve temel besin hayvanları arasındaki popülasyon ilişkisinin uzun yıllar boyunca incelendiğini ve biyolojinin temel taşlarını oluşturan teorilerden biri haline geldiğini ifade eden Beton, daha sonraları da bu teorinin sadece biyolojide değil, daha pek çok değişik bilim dalında kabul gördüğünü ve kullanıldığını açıkladı.

Adamızda endemik bir alt tür formunu aldı

Dr. Damla Beton, adamızda yaşayan tilki (Vulpes vulpes indutus) popülasyonunun, uzun zamandır anakaradan ayrı kalmasından dolayı Kıbrıs yaban koyunu (Ovis orientalis ophion) gibi, adamıza endemik bir alt tür formunu aldığını söyledi.

Tilkilerin bazı çevreler tarafından istenmeyen hayvan olarak görülmesinin, yasa dışı olmasına rağmen bu hayvanların vurularak, ya da zehirlenerek öldürülmesine neden olduğunu anlattı.

Bu türün, bu nedenle de adamıza özgü türler arasında yer aldığına vurgu yapan Beton, fakat yaban koyununun gördüğü ilgiden nedense nasibini alamadığını, dahası, tam tersi bir yaklaşımla karşı karşıya kaldığını belirtti.

Dr. Damla Beton, adamızda yaşayan tek yırtıcı memeli olan tilkinin, pek çok tartışmanın odak noktası durumunda olduğunu kaydetti.

Beton, adadaki varlığını sürdürmesinin, zekâsı, uyum yeteneği ve hayatta kalma becerisinin kanıtı olduğuna dikkat çekti.

Dr. Damla Beton, nerdeyse 10 bin yıldır adamızda insanlarla birlikte varlığını sürdürebilen, yaban hayatının bir parçası haline gelen tilkilerin, diğer yaban hayatı tehdit ediyor olduğu düşüncesinin insan odaklı bir düşünceden öteye gidemeyeceğinin altını çizdi.

Çevre bilimcilerin, tilkilerin, ekosistemdeki görevinin önemini her fırsatta vurguladıklarını anlatan Beton, uluslar arası çalışmaların, tilkinin çiftlik ve av hayvanları üzerindeki etkisinin zannedildiğinden çok daha az olduğunu gösterdiğini, diğer yandan fare ve çekirge gibi tarım zararlılarını avlayarak tarımcılara büyük destek verdiğini kanıtlandığını bildirdi.

Dr. Damla Beton, tilkinin, av hayvanları ve çiftlik hayvanlarına verdiği zararın Kıbrıs’taki boyutları hakkında elle tutulur hiçbir somut bilginin mevcut olmadığını, bu bilgi eksikliğinin de acilen giderilmesinin, adamızdaki tek yırtıcı memelinin geleceği bakımından hayati öneme sahip olduğuna dikkat çekti.

Günümüzde pek çok bölgedeki yaban hayatta yer bulamayan, dışlanan, besin bulamayan ve öldürülen tilkilerin çareyi, şehirlerde yaşamakta bulduklarını ifade eden Beton, İngiltere’de, Avusturya’da, İsveç’te, Kanada’da ve daha pek çok yerde şehir tilkilerinden bahsedildiğini söyledi.

Dr. Damla Beton, bunun esas nedenlerinden birinin, insanların, yaban hayatın yaşayabileceği alanları azaltması olduğunu kaydetti.

Koruma alanlarının olmaması ya da gerektiği gibi korunmamasının, türler üzerindeki baskıyı artırmakta olduğunu, bunun da onların yaşam tarzlarının değişmesine sebep olduğunu ifade eden Beton, bu nedenle de çöplerden beslenebilen türlerin, insanların yaşadığı bölgelere yöneldiklerini ve çöplerden yararlanmaya çalıştıklarını bildirdi.

Dr. Damla Beton, zaman içinde adamızda da bu gibi bir değişimin yaşanmasının uzak bir ihtimal olmadığını sözlerine ekledi.

Kıbrıs

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.