1. HABERLER

  2. TÜRKİYE

  3. Adnan Oktar davasında şok sözler! 'İnsan çamaşırını saklar'
Adnan Oktar davasında şok sözler! 'İnsan çamaşırını saklar'

Adnan Oktar davasında şok sözler! 'İnsan çamaşırını saklar'

Adnan Oktar davasında şok sözler! 'İnsan çamaşırını saklar'

A+A-

Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik aralarında örgütün elebaşı Adnan Oktar'ın da aralarında bulunduğu 167'si tutuklu 226 sanığın yargılandığı davada, sanıkların savunmalarının alınmasına devam ediliyor.

stanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumu  Yerleşkesi karşısında bulunan salondaki duruşmada, tutuklu sanık Ahmet Oktar Babuna, savunma yaptı.
 
Sanık Babuna, suçlamaların hepsinin yalan ve iftira olduğunu, bunlara  inanılsa ortalığın yıkılacağını savunarak, "56 yaşındayım. Çapa Tıp Fakültesi  mezunuyum, Amerika'da ihtisas yaptım. Binin üzerinde konferans yaptım. Adnan  Oktar'dan Allah razı olsun, Kur'an okumama vesile oldu. Bu pırıl pırıl  Müslümanlarla beraberim. Ben bütün ithamlara Kur'anla cevap vereceğim. Örgüt  üyeliği çok çirkin iddia. Adli sicillerimiz tertemiz. 12 yargı kararı var, suç örgütü değiliz. Adnan Oktar başta olmak üzere hepimiz beraat ettik. Biz  hangi fiil için bir araya gelmişiz. Birden örgüt kuruldu deniliyor, amaç yok.  'Camide toplanıp, Kur'an okunuluyordu.' deniliyor. Böyle suç mu olur? PKK'nın  ideolojisi var, Türk devletini yıkmaya çalışmaktır. Bunlar suçtur." diye konuştu.

"İNSAN ÇAMAŞIRINI SAKLAR"
 
Dünyevi bir amaçlarının olmadığını, amaçlarının Allah'ı çok sevmek  olduğunu ifade eden sanık Babuna, mehdiliğin Allah'a şirk koşmak olduğunu,  Allah'tan korkan bir insanın "mehdiyim" diyemeyeceğini söyledi.
 
Hakkındaki tecavüz iddialarıyla ilgili olarak Babuna, "Müştekiler,  'Bana tecavüz edildi.' diyorlar. Ne mekan var ne zaman var. İnsan çamaşırını saklar. Hiç şikayet etmemiş, yıllar sonra böyle bir şey ortaya çıkar. Bu insanlar  pırıl pırıl insanlar. Kod adım 'oki' diye geçiyor. Telefonlarda böyle  kaydedilmiş, böyle kod adı mı olur? Gerçek isim saklanması için yapılır kod adı.  Benim adım biliniyor." dedi.
 
PARA TRANSFERLERİNİ KIZ KARDEŞİ YAPMIŞ

 
Banka hesaplarının tek tek istenmesini talep eden sanık Babuna, tüm  para transferlerinin kız kardeşine yapıldığını, lenfoma tedavisi görürken annesi  ve babasının para yardımını kestiğini, bu hastalıktan yaşayan tek kişinin kendisi  olduğunu öne sürdü.
 
Normalde bu hastalığı yaşayan kişilerin 6 ay içinde hayatını  kaybettiğini savunan sanık Babuna, "Kız kardeşim, arkadaşlarım yıllarca bana  baktı. Adnan Oktar benimle ilgilendi. Adnan Oktar 'Sana dünyanın her yerinde ilik  arıyacağım.' dedi. Bu ortamda şiddet var deniliyor, şiddet varsa kim durur  ortamda? 7 profesör olan bir aileden geliyorum. Şiddetin olduğu ortamda durur  muyum?" ifadelerini kullandı.
 
 Mahkeme Başkanı Galip Mehmet Perk'in "Babanız örgütten 'çık' dediğinde  onu dinlediniz mi?" sorusuna şu yanıtı verdi:
 
"1989 yılında babam, Adnan Oktar ile tanıştı. Ailemin onayıyla  görüşmeye devam ediyoruz. Babam, Adnan Bey'in evrim teorisi kitaplarını okuyor.  Babam her yerde Adnan Bey'in kitaplarını anlatıyor. Babam tam İzmir'e gidecekken  yere düşüyor. Hastaneye gitmeyi reddediyor. Adnan Bey, hiç dinlemiyor, eve  ambulans gönderiyor. Babam da hastaneye gitmek zorunda kalıyor, az daha  ölecekmiş. Babam teşekkür ediyor. Babamın bir kitabı var, Adnan Bey'in  kitaplarından hazırlanıyor. Adnan Bey'e sormadan yapıyor bunu. Bu kadar seven bir  insandır. Programlarda çıkıp, Adnan Bey'i savunuyor. Hiçbir sorun yok. Fakat  nedense 2006 yılında bize söylemeden mahkemede yalancı tanıklıkta bulunuyor.  Annem bize gelip gider, görüşürdük. Ben de hatalı olarak bazı açıklamalarda  bulundum. Birdenbire annemle babam döndü. 'Arkadaşlarınla görüşmeyeceksin.'  dediler. Anneme babama çok önem veren bir insanım. Görüşmeme demelerini kabul  edemem. Kur'anı yaşamama vesile olmuş insanlar. Allah 'Ayrılmayın.' diye  emrediyor."
 
Hastalığı döneminde bütün mal varlığını sattığını belirten sanık  Babuna, "Ben de malımı devrediyorum. 1999 yılında devrediyorum, en şiddetli  tedavimin yapıldığı dönemdi. Tedavi masraflarımı karşıladım." dedi.
 
"BU GENELEVLERDEN OLAN SİSTEM"
  
Başkan Perk'in "Gayrimenkullerinizi dosyada diğer kişilere  devrettiğiniz iddiaları var. Rahmetli babanız o gayrimenkulleri bırakmasaydı, ne  yapacaktınız?" demesi üzerine sanık Babuna, "Ölürdüm. Hastalığım için Amerika'ya  gitmek zorunda kaldım. Benim teşhisim New York'ta konuldu. Amerika'da bile tedavi  edilemiyordu. Deneysel tedavi uyguladılar. En yüksek kemoterapi verdiler. 1,5  milyon dolarlık masraf oldu. Para havuzu yok. Peygamber Efendimiz diyor ki, 'İki  kişinin fazla malı varsa diğerine versin.' İnfak budur. Ben Allah korkusu olan  biri olarak infaksız yaşayamam. Benim üzerime mal kalırsa ben bunun hesabını  veremem, bunun örgütle alakası yok. Konferanslara gidiyoruz, ücret almıyoruz ki."  diye konuştu.
 
 İddianamedeki örgütsel eylem olarak oy kullanmama iddiaları üzerine  sanık Babuna,  bunların çok komik iddialar olduğunu, iddianamede oy kullandığı  seçimlerin yazılmadığını, 3 seçimde oy kullanmadığını, bunların yazıldığını  söyledi.
 
Mahkeme Başkanı Perk'in cinsel eylemlerle ilgili iddiaları sorması  üzerine Babuna, şunları anlattı:
 
"Biz Allah'tan korkarız. Zina haramdır. Ben evli bir insanım. Asla  böyle bir şey yapmayız. Bu genelevlerde olan sistem. Adnan Bey, turnike sistemini  eleştirdi, aynı suçlama bize yapıldı. Bu kadınların bu hayattan kurtulması  gerektiğini söyledi. Bu iftira bize yapıldı. Neden bu hanım kızlar bize bu  iftiraları atıyor? Bu kızlar Adnan Bey'i çok seven insanlar. Korkuttular. İngiliz  derin devletinin ekipleri vardır, kumpasçıları kullanıyorlar. Özel ekibi var, 100  kişilik ekip. Kim cezaevine girecek, neyle suçlanacak, planlıyorlar. Etkin  pişmanlıktan faydalananların avukatı, cezaevine geldi, bana 'İtirafçı olmazsınız, 30-40 yıl içeride kalacaksınız, suçunuz olmasa bile ceza yiyeceksiniz.' dedi.  Aileler tehdit ediliyor. Bu kızlar o yüzden itirafçı oldu. Ben 2000 yılında  Amerika'ya gidiyorum, bir itirafçı beyanına göre 2001 yılında ona tecavüz  etmişim. Ben 2004 yılında Amerika'dan döndüm. Cinsel istismarla birini itham ediyorsun, niye karakola gitmedin, adli tıp raporu yok. 'Bana tecavüz etmiş.'  deniliyor. Sen ispat et deniliyor."
 
"TECAVÜZE UĞRASA HASTANEDEN ÇIKAMAZ"
 
Sanık Oktar Babuna, "Savcılık nasıl sormaz, sana ne zaman tecavüz  etti, neden yardım istemedin, ailene söylemedin, onların yanında kalmaya devam  ettin? Örgüt üyeliği yok, pırıl pırıl insanlar var. Bakın aslanlar gibi  yatıyorlar." dedi.
 
Bir diğer müştekinin 2018 yılının Mayıs ayında ifade verdiğini, 40  kişinin adını saydığını, bu olay başına geldiğinde 17 yaşında olduğunu aktaran  sanık Babuna, "Bu kişi tecavüze uğrasa hastaneden çıkamaz. Bir tane morartı yok.  Bu kişi 2012 yılında 17 yaşındaymış, benim bu kişiyle tanışmam, 2015 yılında  oluyor. Hastalıkla ilgili her arkadaşım bana danışır. Telefon kayıtlarında ilk  kaydımız 2015 yılında. İlk tanışmamız konferansta oluyor. Ama bu kişilere yalan  söyletiyorlar." şeklinde savunma yaptı.
 
Diğer müşteki beyanında ise zaman, yer bilgisi verilmediğini dile  getiren Babuna, müştekilerin çoğunluğunun 2018 yılının Haziran ve Mayıs aylarında  ifade verdiklerini, bu kişilerin birbirlerini tanımadığını, 5 yıl öncesine dair  beyanın da olduğunu, 30 yıl öncesine dayanan olayların da söylendiğini,  başına  bu işler gelen insanların neden Mali Şube Müdürlüğüne gideceklerini anlamadığını  aktardı.
 
İSTANBUL DEPREMİ MAHKEMEDE DE HİSSEDİLDİ

 
İstanbul ve çevre illerde hissedilen Marmara Denizi Silivri  açıklarında meydana gelen 4.6 büyüklüğündeki deprem, mahkeme salonunda, sanık  Babuna savunma yaparken hissedildi. Sanıklar arasında kısa süreli şaşkınlık  yaşandı. Duruşmaya ara verilmesine gerek olmadığından Babuna savunmasını yapmaya  devam etti.
 
Sanık Babuna, ilik kampanyasıyla ilgili iddialara ilişkin, "İlik  kampanyasını, devlet yaptı. Devletin yaptığı, belgelidir. Devlet yolluyor kanları  yurt dışına. Binlerce insanın hayatı kurtuldu. 160 bin kişi kan verdi, Allah  devletimizden ve Adnan Bey'den razı olsun. O gün bana kahraman diyenler bir günde  döndü. Devletin yaptıklarını iftira olarak bana geri döndüler." diye konuştu.
 
Babuna, örgüt evliliği yaptığına dair iddialara ilişkin, eşinin  pırlanta gibi bir insan olduğunu, canından çok sevdiğini söyledi.
 
Adnan Oktar ile ilk tanışmasının Bakırköy'deki akıl hastanesinde  olduğunu anlatan sanık Babuna, 1987 yılında öğrenciyken Adnan Oktar'ın bir  sözünden dolayı akıl hastanesinde bulunduğunu, Oktar'a şizofren tanısı konulduğunu ancak böyle bir hastalığının olmadığını anlattı.
 
"ADNAN OKTAR 33. DERECE MASON"
 
Cumhuriyet Savcısı Serkan Akan, "Davanın sanıklarından Sercan  Yalva'nın babanızın mirasını tapudan 19 kez sorguladığı görülüyor. Neden  sorgulamıştır?" sorusuna sanık Babuna, "Benim muhattabım avukatlarımdır." dedi.
 
Üye hakim, "Masonlara dini anlattığınızı söylediniz. Masonlardan berat  alınmasının sebebi dini anlatmaktan mıdır?" diye sordu.
 
Sanık Babuna da "Amerikalı mason localarında Müslümanlığı anlattım.  Bütün üstatlar Adnan Bey’e gelir. Adnan Bey, 33. derece masondur. Loca kurma  yetkisi var. Bütün dünyanın gözü önünde oldu, Kur'an-ı Kerim'i locaya  koydurttuk." dedi.
 
 Sanık Adnan Oktar'ın avukatı da söz alarak "Masonluk İçişleri Bakanlığına bağlı resmi bir dernektir." dedi.
 
Babuna'nın savunmasını tamamlamasından sonra duruşmaya öğle arası  verildi.

AA

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.