1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. ‘‘…AĞLAMA DUVARINA YASLAMIŞ BAŞINI AĞLARKEN…’’
‘‘…AĞLAMA DUVARINA YASLAMIŞ BAŞINI AĞLARKEN…’’

‘‘…AĞLAMA DUVARINA YASLAMIŞ BAŞINI AĞLARKEN…’’

“CTP/BG-DP/UG hükümeti ağlama duvarına yaslamış başını ağlarken, esas ağlayanın, yoksulluğa, işsizliğe, çaresizliğe itilmiş, geliri olmayan veya sabit ve dar gelirli olanların olduğunu unutturmaya çalışmaktadır” dedi.

A+A-

Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Tahir Gökçebel, “CTP/BG-DP/UG hükümeti ağlama duvarına yaslamış başını ağlarken, esas ağlayanın, yoksulluğa, işsizliğe, çaresizliğe itilmiş, geliri olmayan veya sabit ve dar gelirli olanların olduğunu unutturmaya çalışmaktadır” dedi.

Gökçebel, yazılı açıklamasında, son yıllardaki hükümetlerin, maaşları Türkiye maaşlarının da altına düşürdüğünü, var olan kaynakları üç-beş şirkete “peşkeş çektiklerini”, halkın sözcüsü olması gereken hükümetlerin, “toplumun yüzde 5-10 sermayedarının ve cemaat ileri gelenlerinin hükümetleri” durumuna dönüştüğünü ileri sürdü.

“Özel sektörde çalışanları güvenceye sokacağım” iddiasında olanların bugün kamuda çalışanların da iş, maaş ve güvencelerini ortadan kaldıran bir yaklaşımda olduğunu savunan Gökçebel, Kuzey Kıbrıs’taki maaşların Türkiye’deki maaşların da altına çekildiğini belirtti.

“Binlerce gencin işsizlikten kıvrandığını” ifade eden Gökçebel açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Gençler torpil bulup şükretmeye, etik ve ahlak dışı davranmaya zorlanmaktadır. Maaş-Barem yasası ile Türkiye’deki kamu maaşlarının ancak ¾’üne çekilen maaşlar yetmezmiş gibi geçici, sözleşmeli öğretmen çalışan ataması uygulamalarına başlamışlardır. Üniversiteyi bitirip işsiz ve çaresiz binden fazla genç 49 münhale başvurduysa işin vahameti ortadadır. 89 öğretmen ihtiyacı varken ‘36 öğretmenle idare edin’ diyenler, sorunu mali kaynak yetersizliği olarak göstermeye çalışmaktadırlar. Devlet okulları sorunları giderileceğine, okullar, meslek lisesi bölümleri ve sınıflar öğretmen açığını gidermek için kapatılmaya başlanmıştır. Hükümet, tercihleri ve anlayışı ile gençleri,  bizleri enayi yerine koymaktadır.”

Türkiye ile imzalanan “orantısız” olduğunu savunduğu pakette, Türkiye mallarına gümrük  olup olmadığını, üçlü kararnamenin bitirilip bitirilmediğini soran Gökçebel, “Türkiye’den sökülüp adaya getirilen gazinolar, gece kulüpleri, bet ofisleri, üniversiteler, oteller, Türkiye bankaları ile bu ülkeden Türkiye’ye akan parayı hesaplayan olup olmadığı” sorusunu da sordu.

Gökçebel, “Bugün Devlet okulları süründürülürken camilere, külliyelere, ilahiyata, cemaat ve tarikatlara aktarılan kaynak, arazi ve paranın miktarını bilen var mı? Özelleştirme adı altında yurttaşların milyarlarca dolarlık birikimleri özel şirketlere aktarılmıştır, hesabını bilen var mı? Yolsuzluk, rüşvetin hesabını tutan var mı? Bunun gibi binlerce kaynağın hesabını soramayan, tahsilini yapamayan hükümetin kaynak yok deyip öğretmenden tasarruf yapmasının niyetini anlamayan var mı? Dağları bile satan anlayış, okullarına kaynak bulamamaktadır, inanan var mı?” şeklinde sorular da aktardı.

UBP Hükümeti’nin 3-5 şirkete fayda sağlayan, halka ise sırtını dönen anlayışından dolayı gittiğini savunan Gökçebel, yeni CTP/BG-DP/UG Hükümetinin ise icraatlarına benzin zammı ile başladığını; -halkın çocuklarının yüzde  85’inin gittiği devlet okullarının öğretmen kadrolarını kısmaya çalıştığını, öğretmenleri partizanlığa hizmet eden bir anlayışla geçici atadığını, rant uğruna ek bütünleme kararı aldığını, okul, bölüm ve sınıf kapattığını ileri sürdü.

“HÜKÜMETİN SINAVI BAŞLADI...”

Hükümetin sınavının başladığını, “bir tek TOMA’dan geçerek mezun olmanın mümkün olmadığını” belirten Gökçebel, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Halkımız dün eleştirenleri bugün yapanların mazeretlerini değil, halk yararına uygulamalarını takip edecektir. Yapısal sorunlara çözüm üretmek yerine, suni gündemler fayda sağlamayacaktır. Gençler iş, yıllardır dondurulan asgari ücret, maaşlar ise artış beklemektedir. Özel sektörde de sendikalı, toplu sözleşmeli, güvenceli çalışma koşullarının yaratılmasını beklemekteyiz. Fakirleştirilen halka sunulan kamusal hizmetlerin, kaliteli, parasız ve herkese sağlanmasını arzulamaktayız.”

Okullarda öğretmen, hademe, hastanelerde doktor, hemşire tasarrufu yapmaya çalışan hükümetlerin “kimin hükümeti” olduklarını bildiklerini kaydeden Gökçebel, “Bakan, Cumhurbaşkanı, Başbakan, bürokrat fazlalığı var mıdır soruyoruz? Kendi hastanesini, devlet okulunu kullanmayan ve tasarruf adı altında geniş kesimleri çaresizliğe iten ayrıcalıklı yöneticiler istemiyoruz. Sabrımız tükenmeye başlamıştır, uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Tak

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.