Avukat Barış Mamalı, çevre konusunda yasal yükümlülüklerini yerine getirmesi için yetkililere çağrıda bulundu

Çevre Koruma Dairesi Müdürü Hasibe Kusetoğlu’nun AKSA’nın ÇED Raporu’na uymadığı açıklamalarına cevap veren Avukat Barış Mamalı, “madem hükme uyulmuyor, neden devlet yetkilerini kullanmıyor?” diye sordu. ADA TV’de yayımlanan moderatörlüğünü Okan Veli Şafaklı’nın yaptığı Ekopolitik Bakış Programı’na katılan Avukat Barış Mamalı, AKSA’nın yarattığı çevre felaketi ve devletin konuya ilgisizliği ile ilgili açıklamalarda bulundu. İşte o açıklamalardan öne çıkan çarpıcı detaylar şu şekilde…

‘HUKUK KURALLARINA UYMALILAR’

“Ben iddia ederim ki ülkemiz dışında en geri kalmış ülkeye bile baksanız, her şey aksamış olsa bile iş kanuna uyma noktasına geldiğinde yelkenler suya inmekte. Kanun madem bunu emrediyor herkes gereğini yapması gerekiyor. Gereken yapılmıyorsa hukuk kurallarında yapılması gerekenler yapılmalıdır. Biz anayasada kendimize dedik ki, devletimiz hukuka bağlı bir devlet olacak. Güçlülerin, parası olanların değil hukukun üstünlüğü devleti dedik. Bu demek oluyor ki, bu ülkede en fakirden en zengine kadar bir kanun varsa herkes bu kanunlara uyacak.

‘ASİT YAĞMURLARI YAĞIYOR’

Sizin kanunlarınıza muhalefet ediliyorsa da bu kanunların gösterdiği müeyyideleri otoritelerin otoritesini göstererek uygulaması gerekir. İskele bölgesinde bir santral var. Sanayi faaliyetlerinde bulunan tesisler izin almadan yakıt madde ve kullanması yasaktır diyor. Yani burada herhangi bir sanayi kuruluşu faaliyette bulunacaksa Çevre Koruma Dairesi’nin belirleyeceği rapor çerçevesinde izin alması gerekir. ÇED raporu hazırlandı. Bu santrale dediler ki biz size izin veriyoruz ve diyoruz ki, sizin bir yakıt kullanıp bacanızdan bunu duman olarak atabilmeniz için, yani elektrik üretebilmeniz için bacanıza filtre takmanız gerekir. Filtre takmadan siz yakıtınızı işleyerek, bacadan kimyasal dumanları çıkardığınızda o bölgedeki her canlıya olumsuz etkisi olacaktır. AKSA’da çalışanlar, insanlar ve hayvanlar da dahil herkes çok ciddi bir etki altında kalmaktadır.

‘ÇEVRE KORUMA DAİRESİ İHMALİ KABUL ETTİ’

İnsanlara sordum son 10 yıl içerisinde AKSA’nın olduğu bölgelere gidin inanılmaz sayıda kanser vakasının görüldüğü söyleniyor. Siz devletseniz insanların göz göre göre sağlıklarının bozulmasına kanser olmalarına, yani ölmelerine nasıl izin verirsiniz? Çevre sağlığını korumak, çevrenin kirlenmesini önlemek devletin anayasal görevidir diyor yasa.

Bir yasak varsa ve o yasak deliniyorsa devlet gereğini yapar. 3 gün men edilir önce, filtre takmadığı için, 3 günü aşarsa 15 gün, yine mi devam etti temelli kapatılır. Bunları yasa diyor. Devletin kendisi itiraf ediyorsa bir ihlal olduğunu, ve hala daha faaliyetine devam ediyorsa o kurum demek ki sizin otoriteniz AKSA kadar değildir bu ülkede. Bu ihmaldir. Çevre Bakanı’nın Çevre Koruma Dairesi’ne talimat vermesi ve gereğini yaptırtması gerekir. Yasa size bu yetkiyi veriyorsa neden gereğini yapmıyorsunuz diye sormak isterim.

’30 GÜNE UYULMAZSA MEN EDİLİR’

Yükümlülüklerini yerine getirmeyen gerçek ve tüzel kişilere yükümlülüklerini yerine getirmeleri için süre de göz önüne alınarak 30 gün verilir diyor maddede. Bu raporda diyor ki, filtre takın. Siz yazılı bir şekilde bu maddeye göre uyarmanız gerekir. Ve eğer 30 gün içinde filtre takılmazsa yasa diyor ki, süre sonunda yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişilerin işletmelerin kısmen faaliyetten men edilir. Çevre Koruma Dairesi ayrıca lisansın ilgili koşullarında değişiklik yapabilir ya da iptal edebilir. Bu noktada ısarcıysan ve yükümlülüklerini yerine getirmiyorsan faaliyetlerini men edip sözleşmeni iptal ederim diyor yani.

‘GEREĞİ YAPILMIYOR’

Birileri kanunu ihlal ediyor ve ilgili şirket ile gidelim anlaşalım diyorlar.Gereği yapılmıyor. Bu demek ki, sizin AKSA kadar otoriteniz yoktu. Kanunlara karşı gelenler varsa emredilen cezaları uygular. Devleti devlet yapan otoritedir. Neden toplumdan gizleniyor devletin yaptığı bir sözleşme? Devlet ciddiyetine uygun yaklaşım değil bunlar.

‘ANLATTIKLARIMIZIN DEĞERİ YOK MU?’

İyi idare yasasında diyor ki, insanlar devlete başvuru yaptığında bu başvuruyu cevaplandırmanız gerekir. Eğer bir idare bir noktada bu görevlerini getirirken ihmalde bulunuyorsa ve bundan vatandaş zarar görüyorsa ortaya çıkan zararı yerine getirmeyen idareye ödettirmesi gerekir kişinin. Devletin demesi gerekiyor ki, bu kişi 200 milyon Sterlinlik dava açtı ve sizin ihmalinizden dolayı bu devlet bu davadan 60 milyon sterlin hüküm yedi. Kablo ile elektrik gelecek, AKSA’nın üstleneceği ve böyle bir anlaşma durumu gazetelerde konuşuldu ve Başbakan çıktı açıklama yaptı anlaşma yok diye. Bu o kadar önemli, ama aylardır bizim çevre katli ile anlattıklarımızın hiçbir değeri yok. Kanuna göre, kendi hükümetinizin yetkilerinin, bakanlarınızın beyanlarına göre kanunen müeyyide uygulanması gereken bir kurumla oturup pazarlık yapmanız, kendi insanınıza da ihanet içerir. Önce pazarlığa oturacaksan kanundaki yükümlülüklerini yerine getir demeniz gerekiyor. Filtreni tak sonra karşıma gel, devlet otoritesi bunu emreder.

‘KOCA ŞİRKETİN BİR BÜROSU YOK MU?’

Bu süreç içerisinde ihbarnamelerimizi hazırladık. AKSA’ya ihbarname gönderdik. Bunun yanında dedik ki yüzyüze de görüşelim. İlgili yerden, direkt hukuki olarak muhatabımızı öğrendik. Ve Lefkoşa’da bir binanın alt katında açık dahi olmayan muhasebe bürosuna ulaştık. Adres olarak verilen ufak bir muhasebe bürosuydu. Yabancı bir şirket olan bu kadar büyük bir şirkette muhatabımız açık dahi olmayan ufak bir muhasebe bürosu. Bu şirket yabancı şirket olduğu için yönetim kurulu toplantıları Türkiye’de yapılıyor. Yetkililerini de o yaptığı toplantılarla seçiyor. O seçtiklerini bize bildirirler ve derler ki şirketin direktörü şudur. Bu şirket 2002’den sonra değiştiriyor ve 3 veya 4 yıl sonra bildiriyor. O arada, şirket buradaki kayıtlarına göre o süre zarfında yetkisizi kişilerle de yönetilmiş oldu. Ben denetleyene sorarım, nasıl denetimdir? Bu kadar ciddi faaliyet gösteren devletleri siz nasıl denetlersiniz? Kanunun zarara uğramaması açısından denetlemelerin yapılması gerekirdi.

Star Kıbrıs