Ekonomist Okan Veli Şafaklı, Güney Kıbrıs’la KKTC’nin “Milli geliri eşitleniyor” söylemlerinin kasıtlı olarak ortaya atıldığına dikkat çekerek, bu tür söylemlerin amacının AB’nin Kuzey’e olası desteğinin önüne set çekmek olduğunu kaydetti.

Özlem ÇİMENDAL

Ekonomist Şafaklı, Rum Maliye Bakanı Yeorgiadis’in, “Dünya Bankası’nın kısa zaman önce yaptığı çalışmaya atıfta bulunarak, “Güney’de yaşanan kriz, Kıbrıslı Türkler ile Rumlar arasındaki gelirlerin birbirine yaklaşmasına yol açtı” söyleminin doğru olmadığını belirtti

Dünya Bankası ve KKTC verilerinin Güney’in iddia ettiği gibi milli gelirde bir eşitlik olmadığını açıkça gözler önüne serdiğini ifade eden Şafaklı, “Bu verilere bakacak olursak, Güney yönetiminin iddiası ile pek örtüşmediğini görüyoruz. Aksine,  KKTC ile  Güney Kıbrıs arasındaki  kişi başı milli gelir arasındaki makas 2015 yılında daha da açılmıştır” dedi

 2015 yılında Güney Kıbrıs’ın milli gelirinin KKTC’nin iki katını aştığını  vurgulayan Şafaklı, “2015 yılı için KKTC’de kişi başı millî gelir 13,721 $ olarak açıklanırken bu rakam Güney Kıbrıs için Dünya Bankası tarafından 27,377 $ olarak rapor edilmiştir” şeklinde konuştu

Şafaklı, “Özellikle Cenevre Zirvesi ile çözüm beklentilerinin doruğa çıktığı bu günlerde yapılan bu açıklama, Kıbrıs Türklerine hak ettiği kaynakları aktarmama niyetlerini göstermektedir. Zira Kıbrıs Türk devletinin geri kalmışlığı kayda düştüğü anda başta federal bütçe olmak üzere AB bütçesinden yararlanması ayrıcalıklı hale gelecektir” dedi.

Ekonomist Okan Veli Şafaklı, Güney Kıbrıs’la KKTC’nin  “Milli geliri eşitleniyor” söylemlerinin kasıtlı olarak ortaya atıldığına dikkat çekerek, bur da asıl amacın  AB’nin Kuzey’e olası  desteğinin önüne set çekmek olduğunu kaydetti.  Şafaklı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bütçeden en az katkı alması gereken daha gelişmiş bölgeler kategorisine girerken, KKTC’nin ise kişi başı milli geliri itibarı ile en fazla katkı alması gereken az gelişmiş bölgeler kategorisine girdiğine dikkat çekerek, Güney’in kasıtlı açıklamalarının Kıbrıs Türk tarafının AB içerisinde ayrı bir bölge olarak muamele görmesini engellemek olduğunu iddia etti.

“Güney-Kuzey ekonomisi eşitleniyor söylemleri doğru değil”

Güney Kıbrıs’ın KKTC’yi devamlı aşağıladığı, sahte devlet olarak nitelendirdiği ve yıllarca tanınmışlığın ve uluslararası fonların avantajını kullanarak altyapısı ve ekonomisini KKTC’ye göre ileriye taşıdığına dikkat çeken Ekonomist Okan Veli Şafaklı, Güney Kıbrıs yönetiminin birden bire KKTC’deki milli gelirin kendilerine yaklaştığını iddia ettiğini kaydetti.

“Güney’in yaşadığı krizle Kuzey’e eşitlendiği iddia ediliyor”

Rum Maliye Bakanı Haris Yeorgiadis’in, “Dünya Bankası’nın kısa zaman önce yaptığı çalışmaya atıfta bulunarak, Rum ekonomisinin Güney Kıbrıs’ta yaşadığı ekonomik krizin, Kıbrıslı Türkler ile Rumlar arasındaki gelirlerin birbirine yaklaşmasına yol açtığı” söyleminde bulunduğunu hatırlatan Şafaklı, böyle bir yakınlaşmanın mümkün olmadığına işaret etti.

“Dünya Bankası ve KKTC verileri aksini söylüyor”

Dünya Bankası ve KKTC verilerinin Güney yönetiminin iddia ettiği gibi milli gelirde bir eşitlik olmadığını açıkça gözler önüne serdiğini ifade eden Şafaklı, “Bu verilere bakacak olursak, Güney yönetiminin iddiası ile pek örtüşmediğini görüyoruz. Aksine,  KKTC ile  Güney Kıbrıs arasındaki  kişi başı milli gelir arasındaki makas 2015 yılında daha da açılmıştır” dedi.

“Güney’in milli geliri, KKTC’nin 2 katını aştı”

2010 yılındaki yapıya benzer şekilde 2015 yılında Güney Kıbrıs’ın milli gelirinin KKTC’nin iki katını aştığını da vurgulayan Şafaklı, “2015 yılı için KKTC’de kişi başı millî gelir 13,721 $ olarak açıklanırken bu rakam Güney Kıbrıs için Dünya Bankası tarafından 27,377 $ olarak rapor edilmiştir” şeklinde konuştu.

“Kayıt dışı ekonomi ile de açık kapanmıyor”

KKTC Milli gelirini olduğundan az gösterilmesine neden olan en önemli olgunun kayıt dışılık olduğunu anlatan Şafaklı, “Bu amaç için Ticaret Odası tarafından uzmanlara yaptırılan   ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Kayıtdışı Ekonomi’   adlı çalışmada farklı hesaplama yöntemleri kullanılarak KKTC’de kayıt dışı milli gelirin resmi GSMH’nın %22’si ile %29’u arasında olduğu tespiti yapılmıştır.  Bu tespitten hareketle KKTC’de kişi başı milli geliri %30 civarında artırırsak 13,721 $  yaklaşık 18,000 $’ya yükselmektedir. Bu durumda dahi KKTC’deki kişi başı milli gelir Rum Kesiminin %65’i, AB ortalamasının ise %53’üne tekabül etmektedir. Yani bu hesapla dahi KKTC ekonomisinin Rum kesimine hiçbir suretle yaklaşması söz konusu olamaz” ifadelerini kullandı.

“Türkiye katkıları ile yaratılan sanal gelir artışı da dikkate alınmalı”

KKTC  milli gelirini olduğundan küçük gösteren kayıt dışı ekonomi olgusuna karşın mevcut milli geliri reel olarak abartılı gösteren önemli bir unsurun da Türkiye Cumhuriyeti’nden aktarılan kaynaklar olduğunu dile getiren Şafaklı, “ KKTC ekonomisinin yaratamadığı bir değer Türkiye Cumhuriyeti’nin katkıları ile ülkeye girmekte ve çarpan etkisi ile  milli geliri artırmaktadır. Federal bir çözüm halinde bu kaynağın aynen devam edeceğini beklemek hayalcilik olur. Aksi takdirde çözüm talep etmenin anlamı olmaz” dedi.

“Türkiye, KKTC’nin milli gelirine 3 milyar TL’lik katkı yapacak potansiyelde”

 TC tarafından KKTC’ye aktarılan yıllık 1 Milyar TL’nin, %25 tasarruf oranı esas alınarak 4 yerine 3 kabul edilen çarpan etkisi ile hesaplandığında KKTC’nin milli gelirine 3 Milyar TL’lik gibi bir katkı yapacak potansiyele sahip olduğuna işaret eden Şafaklı, “Bu ise yaklaşık 10 Milyar TL’lik (http://mb.gov.ct.tr/sites/default/files/yayinlar/bulten/2016%20Q%20III%20.pdf) milli gelirimizin %30’unu oluşturmaktadır. Dolayısıyla,  Kayıt dışı için Milli gelirimize yapılacak % 30’luk artış dikkate alınırken TC kaynakları ile ekonomiye yapılan yaklaşık %30’luk katkının da düşülmesi gerekmektedir. Netice olarak; KKTC milli gelirinin rapor edilenden çok farklı olması ve Rum milli gelirine yaklaşmasının hiçbir şekilde ekonomik rasyonalitesi bulunmamaktadır” diye konuştu.

“Esas amaç, federal bütçe ve AB’den Kıbrıs Türklerine kaynak aktarımını engellemek”

Rum tarafında en üst makamlarca KKTC Milli gelirinin Rum milli gelirine yaklaştığı iddiasının tamamen maksatlı olduğunun açık ve net olarak ortaya çıktığını vurgulayan Şafaklı şöyle konuştu: “Özellikle Cenevre Zirvesi ile çözüm beklentilerinin doruğa çıktığı bu günlerde yapılan bu açıklama Kıbrıs Türklerine hak ettiği kaynakları aktarmama niyetlerini göstermektedir. Zira Kıbrıs Türk devletinin geri kalmışlığı kayda düştüğü anda başta federal bütçe olmak üzere AB bütçesinden yararlanması ayrıcalıklı hale gelecektir. Avrupa Birliği bu açıdan kurumsallaşmıştır. Şöyle ki, AB’de ülkeler gelişmişliklere göre kategorize edilmekte ve ona göre AB bütçesinden Katkı almaktadırlar.”

“Güney bütçeden az katkı alacak konumda, KKTC ise en fazla katkı”

Güney Kıbrıs Rum Kesiminin bütçeden en az katkı alması gereken daha gelişmiş bölgeler kategorisine girdiğine dikkat çeken Şafaklı, “Ancak, KKTC kişi başı milli geliri itibarı ile kuşkusuz en fazla katkı alması gereken az gelişmiş bölgeler kategorisine girecektir. Bu ekonomik gerçek şekilden açıkça görülmektedir. KKTC’de kişi başı milli gelir az gelişmiş bölgeler kategorisi için üst sınır olan %75’in oldukça altındadır. Özellikle son yıllarda daha da kötüleşerek KKTC’deki kişi başı milli gelir AB ortalamasının %40’25’e gerilemiştir. Bu durum ise Kıbrıs Türk ekonomisinin uzun yıllar ayrıcalıklı olarak AB bütçesinden yararlanmasını zaruri kılacaktır” ifadelerini kullandı.

“Güney’in açıklamaları, KKTC’nin AB tarafından ayrıcalıklı görülmesini engellemek”

 Rum yönetimi açısından bunu önleminin tek yolunun ya KKTC mili gelirinin Güney’e yaklaştığı safsatasını ortaya atmak ya da Kıbrıs Türk tarafının AB içerisinde ayrı bir bölge olarak muamele görmesini engellemek olduğunu söyleyen Şafaklı, Güney-Kuzey arasındaki milli geliri uzaktan yakından bir dengelenmenin söz konusu olamayacağını ifade etti.

“Rum hükümetinin oyununa gelinmemeli”

Bugün itibariyle başta müzakere heyeti ve hükümetin yapabileceği en büyük hatanın Rum yönetiminin oyununa gelmek olduğuna işaret eden Şafaklı, “Yani KKTC ekonomisini şöyle büyüttük böyle kalkındırdık siyasi hesaplarına girip federal bütçeden ve AB fonlarından hak ettiğimiz katkıyı tehlikeye atmak Kıbrıs Türk halkına yapılabilecek en büyük kötülük olur” şeklinde konuştu.

Yeni Bakış