İskele Kalecik’te denize sıfır alanda, kumsalın üzerine yapılmak istenen 17 katlı konutun yaratacağı çevre tahribatı şans eseri önlendi

Kuzey Kıbrıs’taki sahiller, 2013 yılına gelinmiş olmasına rağmen yaklaşık çeyrek asırdır emirnamelerle korunmaya çalışılıyor. Emirnamelere rağmen ülkenin birçok bölgesindeki sahillere kişiye özel inşaatlar yapılmaya devam ediyor. Özellikle, “Mavi Bölge” emirnamelerini kapsayan alanlar, turistik yapı kisvesi adı altında başlatılan ama bittikten sonra denetlenemeyen özel kullanım konutlarıyla doldu. Girne’nin doğu ve batı kıyılarında bu tür özel yapıları çok sık bir şekilde görmek mümkün.

Bürokratların, uzmanlardan görüş almadan siyasi çıkarlar gözeterek sahillerin hemen yanında verdiği izinler, başta vatandaşlar olmak üzere sivil toplum örgütlerinin de tepkisini çekiyor. İskele Kalecik bölgesindeki denize sıfır alanda, kumsalın üzerine yapılmak istenen 17 katlı konutun yaratacağı çevre tahribatı şans eseri önlendi. Anayasa’da belirtilen “Kıyılar halkın malıdır” ibaresine rağmen yapılmaya teşebbüs edilen bu konutlar, bölgenin tarihi eser niteliği taşıyan “Sit Alanı” olması nedeniyle gerçekleşmedi.

ANAYASAYA RAĞMEN
Anayasa’nın 38. Maddesine rağmen kıyılara hatta kumsalların üzerine yapılmaya çalışılan özel konutlar, zaman zaman sivil toplum örgütlerinin de eleştirilerine neden oluyor. Edinilen bilgilere göre geçtiğimiz günlerde İskele Kalecik bölgesine yapılmak istenen çok katlı yap-sat konutlar yine o bölgenin “Sit Alanı” olması sayesinde engele takıldı. Eğer o bölge “Sit Alanı” olmasaydı proje gerçekleşecek ve kumsalın üzerinde 17 katlı yap-sat konutlar yükselecekti. Anayasa’da belirtilen “Kıyılar halkın malıdır” ibaresine rağmen yapılmaya teşebbüs edilen bu konutları bu sefer bölgenin tarihi eser niteliği taşıyan “Sit Alanı” ilanı kurtardı.

YA SİT ALANI OLMASAYDI
Konu hakkında yapılan araştırmalara göre, Kalecik’teki sahili, halkın kullanımına tamamen kapatacak olan çok katlı proje, bölgenin sit alanı olması ve mühendislerin itirazı sonucu engellendi.

DAİRE DAHA ÖNCE GÖRÜŞ BİLDİRDİ
Eski Eserler ve Müzeler Dairesi’nin bu ve buna benzer bölgeler hakkında Eski Eserler Yasası’na göre “Sit alanı ilan edilen bölgelerde bu arazilere herhangi bir inşat ve fiziki müdahale yapılmaması gerekir” konusunda kesin hükmünü belirten görüşleri mevcut. İskele Kalecik bölgesinde bulunan bu yer ile ilgili yine 2011 tarihinde ilgili daire Sit alanı olduğu gerekçesiyle inşaat izni verilmemesi gerektiğine dair görüş belirtmişti.

DURUM YENİDEN GÖZDEN GEÇİRİLSİN
Konu hakkında görüşüne başvurulan sivil toplum örgütü temsilcileri, ülkedeki sahillerin korunması adına, deniz kenarında inşa edilecek turistik veya özel amaçla kullanılacak yapılar için yeni bir yasa yapılması gerektiği noktasında ortak görüş bildirdi. Siyasi ve bürokratik denetimsizlik yüzünden denize 25 metre uzaklıkta çok sayıda konut yapıldığına dikkat çeken sivil toplum örgütü temsilcileri, gerekli önlem alınmaması durumunda ülkedeki çevre katliamının devam edeceğini belirtti.

HALKIN ÖZGÜRLÜĞÜ ENGELLENİYOR
Deniz kenarında yükselecek çok katlı binaların başta halkın sahili özgürce kullanmasına engel teşkil edeceğine vurgu yapan örgüt temsilcileri, “Ülkede maalesef, bürokratlar uzmanlardan görüş ve onay almadan deniz kenarındaki arazilere inşaat izni veriyor. Bu da beraberinde çevre kirliliği ve halkın sahilleri kullanım özgürlüğünde kısıtlama getiriyor. Denize 25 metre yakınlıkta inşaat izni verilmesinin sakıncaları konusunda çevre örgütlerinden görüş alınmalı” ifadelerini kullandı

Star Kıbrıs