1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. ALTIN KELLEYE ALTIN SAHİL
ALTIN KELLEYE ALTIN SAHİL

ALTIN KELLEYE ALTIN SAHİL

Altın Kelleye Altın Sahil

A+A-

Şu işe bakın…
Neler oluyor neler…
Tam da Tayyip Erdoğan yeni bir sefer için atağa kalkmışken…
Tam da “Bir gece ansızın gelebilirim” derken…
Bizim Çıkarma da elden gitti…
Nereye çıkacak şimdi bizim asker?
Hangi kıyıya?
Bir gece ansızın mı gelecek yine?
Nereye gelecek?
Çıkarma Altınbaş’ın oldu…
Gümüşbaş da hapı yuttu…
O füze gibi kazığı boşuna mı diktik biz o tepeye?
Ki orada aslan Mehmedimin adı da yazar…
Ama Mehmet hele şükür hayatta…
Yaşıyor…
Size anlattı mı bilmem, ama bana anlattı…
Çıkarma gemisindeymiş…
Gemi sahile yaklaşırken atmış kendini denize…
Kaybolmuş…
Ve sonradan onu da şehit diye yazmışlar o anıta…
Gülerek anlatıyor…
-Ben ölüyüm, diyor, inanmazsan git bak…
Gidip bakmadım, başka işim mi yok?
Mehmet ha şehit olmuş, ha gazi…
Bana ne?
Kalmış yerleşmiş burada işte…
Çoluk çocuk sahibi olmuş Ayşe’nin sayesinde…
Keyfi yerinde…
***
Ne acayip günler bu günler…
Havadaki toz zerreciklerinden mi ne…
Beynimiz sulanıyor…
Benimki de durdu, çalışmıyor…
Gayleye bak…
Bir gece yine ansızın geleceklerse hangi sahile geleceklermiş, dert mi?…
Çıkarma elden gitmiş…
Gittiyse gitti…
Kahraman askerimizin çıkacağı sahil mi yok?
Hem bu kez geleceklerse Girne’ye mi gelecekler?
Ne işleri var Girne’de?..
Girne artık Türk!
Ve de Müslüman!
Cuntacı Nurettin Ersin Paşa’nın gururla adını verdiğimiz o çifte minare selamlar bizi her gidişimizde…
Girne’yi artık Türkleştirip müslümanlaştırdığımıza göre, demek bu sefer ansızın başka bir yerden gelecekler…
Sanırım Baf’tan…
Afrodit’in çıktığı sahilden…
Afrodit’i kim görse, yerim onu der…
Luvr’daki Mona Lisa kimsenin iştahını kabartmaz bu kadar…
Onun için endişelenme gardaş…
Çıkarma’yı Altınbaş’a sattık diye üzülme…
Hem zaten üzülecek ne var ki bunda?
Yabancıya mı gitti mal?
Ne münasebet…
Altınbaş Tayyip Bey’in sevgili kulu, bir akraba kadar yakın ona…
İstanbul’da toruncuğu doğar doğmaz hastaneye koştu…
Onu kucağına aldı…
Altınbaş’ları sever Reis…
Hatta Zarrab’tan da daha çok sever belki…
Altınbaş’ın şansı da tıpkı bizim yaşayan şehidimiz Mehmet gibi Kıbrıs’ta açıldı…
Sarayönü’nde fukara bir esnaf iken birdenbire yıldızı parladı…
Altın tüccarı oldu…
Petrol kralı oldu…
Banka sahibi oldu…
İnşaat imparatoru oldu…
Şimdi şu anlı şanlı Çıkarma’yı da ona bağışladıysak çok mu?
Neden kızdınız?
Artık şafak nöbetini orada tutamayacaksınız diye mi?
Bütün gayleniz bu mu?
Merak etmeyin…
Onun da çaresi bulunur…
Göreceksiniz, bundan sonra daha da büyük şenlikler yapacaksınız orda…
Herşeyini 20 Temmuz’a borçlu olan Altınbaş hiç mahrum eder mi sizi bundan?…
Bakın dağdaki zavallı tankı bile düşünmüş…
Restore etmiş…
Onarmış…
Çevresini düzenlemiş…
Gazetelere haber oldu…
Okumadınız mı?
***
Bir gece ansızın gelebilir misin yine bayım?
Uğrun?
Suriye’ye ve Irak’a mı?
Ya biz?
Biz yok muyuz hesapta?
Bizi de unutma sakın…
Gel!
Kapımız açık, çalmadan gel!
Çıkarma’da bir butik otel yapacak Altınbaş…
Gel dinlen gönlünce…
İngiliz’e 92 bin sterline mi kiralamıştık bu adayı?
Bir pula da sana sattık işte…
Bizimki tahta kafa…
Seninki altın kelle!

Şener Levent
Afrika
3 Mayıs 2017

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.