1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. ANNAN PLANI’NDAN ÇOK DAHA KÖTÜ
ANNAN PLANI’NDAN ÇOK DAHA KÖTÜ

ANNAN PLANI’NDAN ÇOK DAHA KÖTÜ

EDEK Onursal Başkanı Lissaridis, Downer belgesini beğenmedi:

A+A-

“BU BELGENİN, YAZARINA İADE EDİLMESİ GEREKİRDİ”… EDEK Başkanı Lissaridis, “milli dava” diye nitelediği Kıbrıs sorununda tehlikeli gelişmelere yönelindiğini iddia ederek, “Bu belgeyi (Downer belgesi) teslim almayı nasıl kabul ettik? Yazarına iade edilmesi gerekirdi. Downer’a, nelerin görüş birliği olduğunu söyleme yetkisini kim verdi? Vermiş olduğumuz bütün tavizler bu şekilde, elbette çözüm bulma çabalarında, Türk tarafının kazanılmış hakkı sayılacak” şeklinde konuştu

EDEK Onursal Başkanı Vasos Lissaridis, “Downer belgesinin Annan planından çok daha kötü olduğunu” söyledi.

Lissaridis Simerini’ye verdiği mülakatta, gerek Kıbrıs sorununun çözüm prosedüründeki, gerekse sorunun çözüm şekline ilişkin yanlışların ve Rum tarafının gerçek bir talepkâr stratejiye sahip olmamasının, “milli dava” diye nitelediği Kıbrıs sorununu bugünkü endişe verici batağa sürüklediğini söyledi.

Bütün bunlara ekonomik krizin ve BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer belgesinde ortaya konulan uluslararası unsurun metotlamaları da eklendiğinde “milli dava”da tehlikeli gelişmelere doğru yönlenildiğini anlatan Lissaridis “müzakerelerin içerisinde başlayacağı önceden belirlenmiş çerçeve Downer belgesi ise, kaderimiz, Annan planındakinden çok daha kötüdür” dedi, şunları ekledi:
“Bu belgeyi teslim almayı nasıl kabul ettik? Yazarına iade edilmesi gerekirdi. Downer’a, nelerin görüş birliği olduğunu söyleme yetkisini kim verdi? Vermiş olduğumuz bütün tavizler bu şekilde, elbette çözüm bulma çabalarında, Türk tarafının kazanılmış hakkı sayılacak.”

Rum tarafının, Kıbrıs sorununun sadece dış yönleri ele alınmak üzere, rol oynayabilecek doğru ülkelerin katılımıyla bir uluslararası konferans toplanmasını talep etmesi gerektiği görüşünü ortaya koyan Lissaridis, Rum Ulusal Konseyi’nin işleyiş yöntemleriyle de müzakereci atanmasıyla da ilgili kararları doğru bulduğunu söyledi. Görüşünü şöyle izah etti: “Cumhuriyet Başkanı, yani bütün Kıbrıslıların başkanı müzakerelerde Kıbrıs Rum toplumunun temsilcisi olamaz. Başkan’ın, yanlış hatırlamıyorsam Vasiliu döneminde müzakereciye dönüştürülmesi yanlıştı. Başkan bütün Kıbrıslıların başkanıdır, bu nedenle Doruk Anlaşmaları’na itiraz ettim, çünkü Başkan bir vatandaş ile Doruk Anlaşması’na imza atamaz. Onu dikkate alabilir çünkü önemlidir ve bir topluma liderlik ediyordur. Ancak herkesin başkanıyken nasıl müzakerelere gider de Kıbrıs Rum toplumunu temsil edersin? Bu yanlıştı, müzakereciye geri dönmemiz de doğru.”

Kıbrıs
  

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.