Annesini kaybettikten sonra ailesine bakmak için hayatın gerçekleri ile tanışan Arif Kıvılcımlı, göz yaşartan hayat hikâyesini paylaştı.

Devrim DEMİR

Bir zamanlar tüm düğünlerde ve şenliklerde aranan şimdilerde ise Lefkoşa’nın eski sokakları arasında unutulan Kıbrıs’ın ilk ve tek zennesi Arif Kıvılcımlı, kapısını Havadis okurları için araladı.

“Ben çok fakirdim, sevdiğimi en yakın arkadaşıma kaptırdım” sözlerini kullanırken gözleri dolan Arif Kıvılcımlı, sevdiğini kaybedince kendini dansa adadı ve yıllar yılı oradan oraya sürüklendi…

Tam sevdiğini unutacakken, 1974 yılında çıkan savaş sonucu çok sevdiği ve unutamadığı kadının öldürüldüğünü öğrenen Kıvılcımlı hayata ikinci kez yenilir.

Yıllar sonra çok sevdiği ve unutamadığı kadının ismi ile mezar taşında yüzleşen Kıvılcımlı, hayata küser ve sevmeyi unutur.

Erkek dansözlük Kıbrıs Türk kültüründe, toplumsal olarak çok fazla kabul görmediği için çok kez saldırıya uğrayan Kıvılcımlı, çevre baskısına dayanamayarak 27 yıl önce sahnelere veda edip kabuğuna çekildi.

“Para lazımdı, işlemem lazımdı”

Küçük yaşta annesini kaybedince, ailesine bakmak zorunda kalan Arif Kıvılcımlı annesinin kendisine sevdirdiği dansı 20 sene meslek olarak yaptı.

Kıvılcımlı, kazandığı parayla hem kardeşlerine hem de yeğenlerine baktı.

Yaptığı meslek yüzünden zorluklarda yaşadığını anlatan Kıvılcımlı, ailesi için her şeye rağmen mesleğini yaptı.

9 yaşında öksüz kalıp, babaları tarafından terk edilince ailesinin bakımını üstlenen Arif Kıvılcımlı 16 yaşında sahnelerle tanıştı.

Önce mahalle düğünlerinde mesleğine başlayan Kıvılcımlı, ününün duyulması ile gazinolarda sahne almaya başlar. “Çok çalışmam lazım ailem için para lazımdı” sözleri ile yaşadıklarını anlatmaya devam eden Kıvılcımlı, “Rahmetli annem babamla kavga edip morali bozuk olunca evde radyoyu açar ben de oynardım. Düğünler olurdu, beraber giderdik hemen beni sahneye atarlardı. Anneciğimin keyfi yerine gelsin diye oynar mutlu ederdim. Annem rahmetli olunca,  iş başa düştü ve çalışmak zorundaydım, para lazımdı. Ben de dans ettim” dedi.

“Ailem için evlenmedim”

Dönemin en meşhur ses sanatçısı Cahit Seylanlı’nın konserinde sahneye çıkarak burada ün sahibi olduğunu anlatan Kıvılcımlı şöyle devam etti:

“Herkes peşimde koşmaya başladı ve düğünler derken herkes sünnetlere de çağırmaya başladı. Önceleri çağıranlardan para almazdım ama ailem için mecburdum onlara bakmak için bu iş dışında hem fabrikada hem hamamda yıllarca çalıştım.

Ablamın 3 çocuğu vardı kardeşim vardı İstanbul’da başhemşirelik okurdu onların geleceği için çalıştım.

Birini çok sevdim üç buçuk sene birlikteydik, o zamanlar 20 yaşınaydım ama çok fakirdim ve ailesi onu benim en yakın arkadaşıma verdi. İsyan ettim sahneler beni bekler dedim ve iş hayatına adadım ömrümü ailem için evlenmedim.”

“Mezar taşında ismini okudum, hayata küstüm”

Sevdiği kadının en yakın arkadaşı ile evlenmesi üzerine kendini iş hayatına adayan Kıvılcımlı’nın tek derdi ailesi olurken, içinde ilk kez sevdiği ve bir daha başkasını sevemediği kadın vardı.

Kıvılcımlı aşk acısını şöyle anlattı:

“Yıllarca yaşadığını bilirdim ve öyle de mutluydum. Oda beni unutmamış arkadaşım beni unutması için onu alıp Londra’ya götürdü. Yıllar sonra geldiler tam da 74 olaylarında, Muratağa-Sandallar köyünde çocuğu ile öldürüldüğünü duydum. Dünyam başıma yıkıldı, gittim sadece mezar taşında ismini okudum hayata küstüm sevmeyi unuttum.”

Sade bir yaşam sürüyor

Erkek dansözlük Kıbrıs Türk kültüründe, toplumsal olarak çok fazla kabul görmediği için çok kez saldırıya uğrayan Kıvılcımlı, kendini korumak için yıllarca üstünde bıçak taşıdığını anlattı.

Kardeşi çocuklarını büyütüp okuttuktan sonra, yaşının geçmesini de bahane ederek kabuğuna çekilen Arif Kıvılcımlı, Lefkoşa Surlariçi’nde sade bir hayat sürüyor. 890 TL yoksul aylığı alarak yaşama tutunmaya çalışan Kıvılcım, yaşamını sürdürdüğü küçücük evine aylık 150 TL kira ödüyor.

Havadis