Milli Eğitim Bakanı Mustafa Arabacıoğlu ülke gündemini değerlendirdi. ADA TV de Erçin Şahmaran’ın “Gündeme Bakış” programına katılan Arabacıoğlu eğitimdeki sıkıntıların genel olarak aşıldığının altını çizdi.

“Eğitimde herhangi bir sorun yok”

“Şuan için önemli bir sorunumuz yok. Sorunlar yeni dönemin başlarında oldu. Yavaş yavaş çözdük ve çözmeye de devam ediyoruz. Esas olan bu sorunların olmamasının gerektiği. Yani bir eğitim yılının başlangıcında bizim yaşadığımız sorunların yaşanmaması gerekirdi. Okullar açılmadan önce yapılması gerekenler vardı ve bunlar çeşitli sebeplerden dolayı yapılmadı. Öğretmen kadrolarında sıkıntı yaşadık. Maliyeden münhal almamız gerekiyordu. Yetkileri aldığımız zaman da kamu hizmeti komisyonu tarafından boş münhalların doldurulması gerekliydi. Biz bu yetkiyi kamu hizmeti komisyonuna bıraksaydık on kasımdan önce öğretmen ataması yapılamayacaktı. Sıkıntı daha da büyük olacaktı. Alım yetkisi ile ilgili formüller ürettik ve harekete geçtik bugüne kadar alınmayan kararlar aldık. Zamanında yapılmayanlarla ilgili olağanüstü kararlar aldık ve öğretmen atamalarını yaptık.”

“Eğitim ve Sağlık en sorunlu bakanlıklar”

“Geçen yıl Geçitkale ilkokulumuzda bir sorun oldu. Tamiratlardan dolayı bir haftalık bir sıkıntı yaşandı. Fakat tehlikeli olmayan ve eğitimi aksatmayacak şekilde önlemler alınmasıyla sorunlar aşıldı. Eğitim bakanlığı da, sağlık bakanlığı da zor. Hükümet görüşmeleri sırasında masada hep iki bakanlık vardı. Sağlık ve Eğitim bakanlığı. Yakan top gibi kimse bu iki bakanlığı almak istemez. Dolayısı ile iki bakanlıkta sorunlu. Çükü direk insanla ilgili. Sendikal veya hizmet anlamında da en zor bakanlıklar bu iki bakanlıktır. Eğitim bakanlığında, sağlık bakanlığından daha çok heyecan duydum. Daha fazla katkı sağlayacağıma inanıyorum.”

“Hükümetin personel durdurma kararı yok”

“Durdurmalarla ilgili hükümet tarafından alınan bir karar yok. Ama istihdam edilen arkadaşlar zaten bir yıllığına alındılar. Bu alımların hepsi başbakanlığın uhdesindedir. Dolayısı ile başbakan istemesi halinde işlerine son verebilir. Başbakanlık kadrolarında alındılar. Fakat görevlendirilmeleri başka bakanlıklardadır. Söylediğim gibi görevlendirmeleri zaten bir bütçe yılı içindir. Başbakanın söylediği ilgili bakanlıklara yazı yazılacak ve sorulacak bu kişilerin çalışmasına ihtiyacınız var mı? Ve bizden alacağı cevaplara göre karar vereceğini söyledi. Bunlar geçici alınan kişilerdir ve alımlarında bir hukuk dışılık görünmese de eşitlik ilkesi açısından bakıldığında bir sınava girip de istihdam edilmediler. Tamamen bakılan kriter parti rozetleri oldu. Hatta hatırlayınız bir milletvekilinin oğlu olayı yaşandı. Daha askerdeyken, terhis belgesini almadan devlette kadrolandığı yönünde haberler de çıktı. İhtiyaçlı insanlarda vardır mutlaka. Ama konuştuğumuz zaman yanlış anlaşılabiliyoruz. Bunların yaşanması, konuşulması hoş değil. Ben kendi adıma durdurma taraftarı değilim. Bakanlığımın personele ihtiyacı var.”

“Kendi partililerimizi tercih edeceğiz”

“Önümüzdeki yıl ihtiyaç olursa ve personel alınacaksa biz de kendi partililerimizden yana tercih kullanacağız. Alınıp da görev yapmayan varsa onunda işine son vereceğiz. Yani herkes verilen işi yapacak. Biz öğretmen aldık. Ve hiç böyle söylemlerde bulunmadık. Kimsede aksi bir şey söylemedi. Ama düz çalışan alacaksanız ve sınav yapma gereği yoksa insanoğluyuz tanıdık birilerini tercih edeceğiz. Yüz elliden fazla öğretmen aldık. Hiçbir spekülasyon olmadı. Sınav gerektirmeyen konularda muhakkak bildik kişilerin tercihi var. Burası Kıbrıs, yani bunların particilikle de ilgisi yok. Biri gelir sorunlar var der, etkilenirsiniz ve bir tercih kullanırsınız.”

“Söylemler kışkırtma amaçlı”

“Misilleme yapacağız diyenler kışkırtıcılık yapıyorlar. Aslında o insanları düşündüklerinden değil. Etik değildir ne alımlar ne de böyle söylemler. Alımların amacı belli, kurultayda bir tarafa avantaj sağlamak. Bunlar üzücü. En başta bu alımları yapanların yargılanması gerek. Biz bu insanları yargılıyoruz. Bu çok acımasızca bir durum. Bu kahramanlık da değil. Mutlaka sınav sistemi ile alımlar yapılmalı.”

“Özel eğitim tam gün ve tam yıl olmalı”

“Özel eğitimin tam gün ve tam yıla yayılması gerek. Bu çocuklar zaten diğer arkadaşlarından daha zor öğreniyor. Eğitimin devam etmesi gerek. Aileler okullarda bekliyor. Özel eğitimdeki öğretmenlerin tatil dönemleri de düzenlenmeli. Bununla ilgili kadük olmuş bir yasa vardı. Tekrardan getirilmesi talimatını verdim. Özel eğitimin tam gün olması için. Tam gün ve tam yıl eğitim olması gerek. Şuan yapılan özel eğitim değil. Devletin görevi ailelerin yükünü almasıdır. Bu çocukların öğrendiğini unutmaması için devamlılık şarttır. Devamlılık yoksa güzel olarak yapılanlarda gölgede kalır. Bölge okullarını gezerek bu yöndeki öncelikleri belirliyoruz ve çok faydasını gördüğümü de söyleyebilirim.”