Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Hasgüler, "Son gelişmeler, Kıbrıs uyuşmazlığını artık doğalgazdan ayrı düşünemeyeceğimiz gerçeğinin altını çizmektedir" dedi.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Hasgüler, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin tek taraflı münhasır bölge ilanı ile Doğu Akdeniz'de başlayan, Türkiye'nin sismik ve askeri gemilerini bölgeye göndermesi ve Rum tarafının barış görüşmelerinden çekilmesi ile devam eden anlaşmazlığın, bölgedeki hidrokarbon kaynaklarının çıkarılmasından bağımsız düşünülemeyeceğini söyledi.

Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin çözümsüzlük yanlısı olduğunu ifade eden Hasgüler, "Kıbrıs uyuşmazlığı doğalgaz krizi ile tekrar inşa ediliyor, tıpkı 1973'te dünya, nasıl Filistin meselesini ancak petrol krizi ile siyasi olarak tanımışsa Rumlar da benzer bir şeyi yapmaya çalışıyorlar, hem Kıbrıs'taki çözümü zorlaştırıyorlar hem de yeni aktörleri enerji üzerinden soruna ortak ediyorlar. Böylece Türkiye'yi zor durumda bırakmaya çalışıyorlar" değerlendirmesinde bulundu.

Hasgüler, 1974'ten 2004 yılına kadar Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin uluslararası toplum nezdinde adanın işgal edildiği söylemini dile getirerek Türkiye'yi uluslararası toplum nezdinde zor durumda bıraktığını belirterek, "İşgal iddiasının Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin savunduğu şekilde olmadığı 24 Nisan 2004'te Rum tarafının referandumda hayır kararı alması ile ortaya çıktı" diye konuştu.

Söz konusu referandumdan sonra Türk tarafının adada işgalci durumunda olduğu argümanının ikna edici olmaktan çıktığını anlatan Hasgüler, Rum kesiminin adada kalıcı bir çözümden kaçabilmek için münhasır ekonomik bölge tartışmalarını gündeme getirdiğini kaydetti.

Hasgüler, Rum kesimi ve Yunanistan'ın Kıbrıs konusunda ileri sürdüğü yeni argümanda, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin çıkaracağı doğalgazla AB'ye ekonomik katkı yapacağı ancak Türkiye'nin buna engel olduğunun öne sürüldüğünü dile getirdi. Mehmet Hasgüler, Rum kesiminin bu siyasete destek bulmak için de Türkiye'nin sorun yaşadığı İsrail ve Mısır gibi devletlerle yakınlaşmayı seçtiğini belirtti.

TAK