Yeni Bakış'tan Deniz Abidin'in haberine göre; Hükümet, ekonomik krize tedbir amaçlı kamuda çalışanın üç aylık hayat pahalılığı ödeneğini durdurması yanında asgari ücretliyi de unuttu. Dövizin düşüşünün sürmesine rağmen hayatın ucuzlamaması, asgari ücretliyi bir o kadar daha açlık sınırının altına taşıdı. Yılsonu yaklaşırken asgari ücretli yeni asgari ücretin belirlenmesini dört gözle beklerken, sendikalar ise, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun toplanması için hükümete çağrıda bulundu

Hükümetin ekonomik krize tedbir amaçlı kamuda çalışanın üç aylık hayat pahalılığı ödeneğini durdurması yanında asgari ücretliyi de unuttu. Döviz düşüş göstermesine rağmen hayatın ucuzlamaması asgari ücretliyi bir o kadar daha açlık sınırının altına taşıdı.

Yılsonu yaklaşırken asgari ücretli yeni asgari ücretin belirlenmesini dört gözle bekliyor. Konuyla ilgili Yeni Bakış’a konuşan sendika yetkilileri hükümetin çalışanlara yönelik tavırlarını eleştırdi.

KAMU-SEN Başkanı Atan: Asgari ücretli sürünüyor

KAMU-SEN Başkanı Metin Atan, asgari ücretin yılda en az iki kez zamlanması gerekirken hükümetin bunu unuttuğunu belirterek, özellikle özel sektörde asgari ücretle çalışanların sürünme modunda olduğunu kaydetti. 

Atan, zor şartlarda açlık sınırının altında çalıştırılan insanlar olduğunu ifade ederek, emekçi kesimin geçimlerini zor kazandıklarını belirtti. Atan, asgari ücret tespit komisyonunun bir an önce toplanması gerektiğini belirterek, döviz düşmüş olmasına rağmen hayat pahalılığının tavan yaptığı bir ülkede bu kadar az ücretle geçinebilmenin imkansız olduğunu kaydetti.

Atan, bazı firmalarla indirim anlaşması yapıldığını, ancak bunun yeterli olmadığını söyledi. 

Atan, taşın altına ellerini koymak maksatlı davranıldığını belirterek, bunun aldatıcı olduğunu belirtti. Atan, “Fiyatlar aşırı bir miktarda düşüyorken fiyatların hala marketlerde tavan yapması sıkıntılıdır” dedi. 

“Hükümetin girişim yapma zamanı geldi”

Metin Atan, sermayeye biraz arka dayanmış olunduğunu, çalışanın sırtından geçinildiğini belirterek, buna sessiz kalınmayacağını söyledi. Atan, sendika olarak Başbakan’dan randevu talep ettiklerini belirterek, insanların hayat standardının neredeyse açlık sınırının altında olduğunu kaydetti. Atan, bu konuda gerekli çağrıyı Başbakan’a yapacağını ifade ederek, Çalışma Bakanının da bir girişim yapmasının zamanının geldiğini söyledi.

Atan, işçi sendikalarının bu konuda mutlaka ayaklanması gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti, “Döviz düşünce sanki de her şey normale dönmüş gibi bir durum sergilenmektedir. Bu gerçeği yansıtmıyor. Hayat pahalılığı ödeneğinin durdurulması konusunda duruşma yapılacak. Bu konuda bile hükümet konuyu yokuşa sürüyor. Biz gerekli olan doğru adımı atma konusunda kararlılığımızı sürdüreceğiz.”

Atan, özel sektörde çalışanlara ayrı bir sayfa açılması gerektiğini ifade ederek, işçi köleliği yapan ve bazı sermayenin himayesinde olan bu durumun insanları zor durumda bıraktığını belirtti. Atan, hükümetin de bu konuda sessiz kalmayıp gereğini yapmasını beklediğini kaydetti.

HAK-SEN Başkanı Türkmen: Asgari ücret doğru olarak hesaplanmıyor

HAK-SEN Başkanı İzzet Türkmen ise, asgari ücretin yasalara rağmen yıllardır doğru olarak hesaplanıp doğru rakamların ödenmemekte olduğunu belirterek, yasa dışı olarak hesaplanan asgari ücretin açlık sınırının çok altında olduğunu kaydetti. Türkmen, toplumun esarete terk edildiğinin altını çizerek, mevcut hükümeti yasalara uymaya davet etti.

Türkmen, asgari ücretin yeniden belirlenmesi için komitenin toplanması gerektiğinin altını çizerek, açlık sınırının üzerinde yasalara uygun bir şekilde belirlenmesi gerektiğini belirtti. İzzet Türkmen, asgari ücretin en az 3 bin 600 lira seviyesine yükseltilmesi gerektiğine vurgu yaptı. 

Türkmen, “Bu rakam doğru hesaplanacak olsa çıkacak minumum rakamdır. Devlet planlama örgütünün tüketici hayat endeksine göre hesapladığı bir hayat pahalılığı vardır. Burada 800’ün üzerinde farklı kalemlerde fiyat alarak belirlenen bir sepet vardır. Bu sepet çok geniştir ve halkın kullanmadığı birçok yer vardır. Örneğin tatil ve restoran ücretleri kullanılmamaktadır. Bunu asgari ücretlinin kullanması mümkün değildir. Bu yeniden düzenlenmelidir. Bu durum hükümetin yasa dışı yaptığı uygulamalar ve eksik yasalardan kaynaklanmaktadır” diye konuştu. 

“Asgari Ücret Yasası da daha değişmedi”

Türkmen, ülkede hiçbir şeyin yolunda gitmediği gibi Çalışma Bakanının asgari ücret yasasının değişecek olmasına yönelik yaptığı açıklamanın sonuç vermediğini kaydetti. Halkın satın alma gücünün doğru tespit edilerek asgari ücretin belirlenmesi gerektiğini belirten Türkmen, özellikle asgari ücretlinin yaptığı harcamaların neler olduğunun çok önemli olduğunu söyledi. 

Türkmen, asgari ücretlinin hayatı boyunca kullanamadığı lüks şeylerin sepetin içinde olmamasına dikkat edilmesi gerektiğini kaydetti.

KAMU-İŞ Başkanı Serdaroğlu: Hükümet halkı unuttu

KAMU-İŞ Başkanı Ahmet Serdaroğlu da, sadece asgari ücretlinin değil bütün halkın hükümet tarafından unutulduğunu ifade ederek, asgari ücretin belirlenmemesi yanında, üç aylık hayat pahalılığı ödeneğini ortadan kaldırmayı düşünen bir durumla karşı karşıya kalındığını kaydetti. Serdaroğlu, Ombudsmanın da bu konuda açıklaması olduğunu, ancak hükümetin bu açıklamayı da doğru bulmadığını belirterek, “hükümet hiçbir konuda hiçbir şeyi doğru bulmuyor” dedi.

 Serdaroğlu, bu durumun iş ve iç barışa yönelik güzel icraatlar olmadığını belirterek, hükümetin tam tersine halkı rahatlatacak icraatlar üzerine gitmesi gerektiğine vurgu yaptı. 

“İyi niyetliyseler içinde bulunulan durumu görürler”

Serdaroğlu, asgari ücreti belirleyen kişilerin esas muhatap olan kişiler olması gerektiğini belirterek, konuyla muhatabı olmayanların asgari ücreti belirleyemeyeceğini söyledi. Asgari ücretlinin neler yaşayıp ne çektiğini bilmeyenlerin asgari ücreti belirleme kurulunda olduğunu, ancak iyi niyetliyseler içinde bulunulan zor durumu görebileceklerini belirten Serdaroğlu, “maalesef o pencereden bakmaktan kaçınıyorlar” diye konuştu. Serdaroğlu, şöyle devam etti, “Asgari ücret bana göre çok komik durumdadır. Bir aile geçindirebilecek bir durum ortada yoktur. Hükümet bu konuların üzerine gitmelidir. Sadece çalışan emekçi değil, piyasaya da el atılması gerekmektedir. Vergi toplama şeklinin değiştirilmesi gerekir. Toplanan vergiler bize ciddi bir kazanç getirecektir.”