1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. AŞK GÖZÜNÜ KÖR ETTİ...
AŞK GÖZÜNÜ KÖR ETTİ...

AŞK GÖZÜNÜ KÖR ETTİ...

Harem'de cinayet olayı... Polis memurları da olayı anlattı

A+A-

 

Harem gece kulübünde 11 Eylül 2014 tarihinde konsomatris Fas uyruklu 26 yaşındaki Siham Benchargui ile Hüseyin Demiri cinayetinin duruşmaları devam ediyor. Kubilay Güler tarafından işlenen çifte cinayette dün silah arkadaşları mahkemede tanıklık etti. Sanığın sakin ve uysal biri olduğunu belirten silah arkadaşları, olay gününe kadar sanık ile ilgili gözlemlerini ve yaşananları anlattı.

Arkadaşlarının ifadesine göre, aşkın gözünü kör ettiği Kubilay Güler, cinayetten birkaç gün önce askeriyeden firar ederek konsomatris Siham ile birlikte Karpaz’a kaçtı. Lefkoşa Kaza Mahkemesi’ne gerçekleştirilen ön duruşmada tanık kürsüsüne ilk olarak çıkan silah arkadaşı Uzman Çavuş Erkan İpek, sanığın firar ettiği günleri ve olay günü telefonla konuştuklarını mahkemeye anlattı. “Sanık Kubilay Güler 5 Eylül’de birliğe geldi. Hasta olduğunu söyleyerek izin aldı ve daha sonra dinlenmek için eve gitti. 6 Eylül günü ise birliğe gelmeyince komutanlar sanığı sordu. Biz de sanığı aradık ancak telefonu kapalıydı. Sanık gece kulübüne gittiği için Cumartesi günü Harem’e gittik. Ancak sanığın ve kız arkadaşının orada olmadığını öğrendik. Telefonla sanığı aramalarımız devam etti ancak iki cep numarası da kapalıydı.

Pazartesi günü sabah saat 08.00 sıralarında sanık Kubilay Güler beni aradı. Neredesin diye sordum,  bana nerede olduğunun önemli olmadığını söyleyerek, ‘hakkını helal et’ deyip telefonu kapadı.

Karpaz’da neler yaşandı?

Pazartesi akşam saatlerinde ise Kemal (Keskin) Astsubay Kubilay’ı aradı. Tam o esnada bölük komutanımız telefonu Kemal Astsubaydan aldı ve kendisi Kubilay ile konuştu. Daha sonra bize Kubilay’ın Karpaz’da olduğunu, gidip onu almamız gerektiğini söyledi.

Ben ve Kemal astsubay birlikte Karpaz’a gittik. Kubilay bizi görünce Kemal Astsubaya sarıldı. Kız arkadaşı ise arabada oturuyordu. Kemal astsubay sanıktan silahını istedi ancak o vermek istemeyince üstelemedi. Kemal astsubay, sanık ve sanığın kız arkadaşı birlikte bir arabaya ben de kendi arabamla tek başıma yola koyulduk. Lefkoşa’ya Harem’e gittik. Kubilay kız arkadaşını kulübe teslim edip çıktı. Daha sonra Kemal astsubayın arabasına bindi. O esnada Kemal astsubay silahını ondan alıp bana seslendi ve silahı bana verdi. Hep birlikte birliğe gittik.”

“Herkes tarafından sevilen birisiydi”

“Kemal astsubay orada silahı benden geri aldı. Silah komutanlar tarafından daha sonra depoya kaldırıldı, tutanak tutuldu. Bu olaydan sonra Salı ve Çarşamba günü Kubilay gayet düzenli işine gelip gitti. Zaten her zaman işini en iyi şekilde yapan, herkes tarafından sevilen biriydi. Perşembe günü ise sabah baktığımda Kubilay’ın işe gelmediğini gördüm, sabah sporu yaptıktan sonra duşa girdim. Bir süre sonra komutanımız bana Kubilay’ın dövüldüğünü söyleyince telefonla aradım.

Tabur komutanına teslim olmak istedi

Bana, “Vurdum onu, her şey bitti” dedi. Ben de kız arkadaşını darp ettiğini düşündüm. Çünkü silahı elinden alınmıştı. Ona silah nereden buldun diye sordum. O da bana , ‘askeri tehdit edip aldım’ dedi. Ona silahı atmasını, teslim olmasını söyledim. Bana Gönyeli çemberine gelip teslim olacağını söyledi. Daha sonra tekrar aradım ve teslim olmasını söyledim. Sanık tabur komutanına teslim olmak istediğini söyleyince durumu bildirdim…”

Ev arkadaşı yaşadıklarını anlattı

Sanığın iş arkadaşı ve aynı zamanda ev arkadaşı olan Astsubay Kemal Keskin, sanık ile ev arkadaşı olduklarını ve sanığın Fas uyruklu gece kulübünde çalışan bir kadını sevdiğini söylediğini belirtti. Keskin, “Sanık ile gece kulübünde çalışan bayanı almaya Karpaz’a gittik. Orada sanıktan silahını istedim. Morali bozuk ve sarhoş gibi olduğu için silahını almayı uygun gördüm. Ayrıca bu yönde de komutanlarımızdan emir almıştık. Kubilay silahı vermeyince ısrar etmedim. Birlikte Lefkoşa’ya geldik. Kız arkadaşını kulübe teslim etti. Daha sonra birliğe gittik. Bu arada kulüp önünde silahı ondan alıp Erkan Çavuşa vermiştim. Birliğe gelinde silahı geri aldım.

“Hülya diye biriyle de görüşüyordu”

Sanığın diğer ev arkadaşı astsubay Akın Talay ise sanığın ev aldığını, borcunun olduğunu söylediğini önce Fas uyruklu bir kadınla görüştüğünü ancak son zamanlarda Hülya isminde bir kadın ile takıldığını anlattığını söyledi. Sanığın geceleri sürekli dışarı çıktığını Hülya ile görüştüğünü söylediğini kaydeden Talay, olayı Kemal astsubaydan telefoniyen öğrendiğini, sanığı aradığını, sanığın kendisine ‘kızı vurdum her şey bitti, arazideyim nerde olduğumu bilmiyorum’ dedikten sonra telefonu kapattığını söyledi.

Polis memurları da olayı anlattı

Sanığın iş arkadaşlarının ardından tanık kürsüsüne Alayköy Polis Karakolunda görevli polis memuru Özcem Özbilenler çıktı.

Polis memuru, karakola gelen ihbar telefonuna kendisinin baktığını, durumu amire bildirdiğini söyledi.

Alayköy Polis Karakolu Amiri Tural Güneralp ise, aldıkları bilgi üzerine ekip ile birlikte olay yerine gittiklerini, Ali Bahçeci’den Hüseyin Demiri ile konsomatrisin vurulduğunu öğrendiğini, sanığın ise elinde silahla kaçtığını öğrendiğini söyledi.

Güneralp, kendinin olay yerinde kaldığını, ekibi ise kaçan sanığı bulmak için gönderdiğini söyledi. Günerlap, o esnada halen ambulansın gelmediğini konsomatris ile demirinin yerde kanlar içinde kaldığını gördüğünü daha sonra ambulansın geldiğini ve yaralıları hastaneye götürdüğünü anlattı. Tanık ifadelerinin ardından duruşma yeni tanıkların dinlenmesi için 26 Ocak tarihine ertelendi.

Diyalog

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.