1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. AŞK, NEFRET, KİN,İHTİRAS!
AŞK, NEFRET, KİN,İHTİRAS!

AŞK, NEFRET, KİN,İHTİRAS!

Dava karara kaldı

A+A-

Yeni Bakış'tan Gamze Pir Baykur'un haberine göre; Mağusa’da 5 Ekim 2017 tarihinde kendisinden ayrıldığı ve beyanındaki iddiaya göre kendisini aldattığı ve dolandırdığı için eski sevgilisi olan Halime Çetin’i planlayarak tasarrufundaki av tüfeği ile 4 el ateş edip öldüren sanık Hayrettin Özcömert, dün yeniden yargı huzurundaydı. Sanık avukatı, dünkü oturumda hafifletici nedenleri mahkemeye aktardı. Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti ise sanık Hayrettin Özcömert hakkındaki kararı 6 Ağustos tarihinde açıklayacak. 

 

“Aşk, nefret, kin, hırs ve ihtiras gibi duygular besledi”

Dünkü oturumda Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi’ne hafifletici nedenleri sunan sanık Hayrettin Özcömert’in avukatı, sanığın özür dilediğini ve pişman olduğunu belirtti. Sanık avukatı, bugün sanığın burada olmasını gerektiren süreç, bu süreçte yaşadıkları ve neticeye dair tüm olguların İddia Makamınca mahkemeye aktarıldığını belirterek, gerek sanığı bu şekilde hareket etmesine iten sebepleri, gerekse bu sebeplerin içerisinde sanık lehine hafifletici sebep teşkil ettiğini düşündüğü bir takım hususları mahkemeye aktarmak niyetinde olduğunu vurguladı. Sanığın, maktule Halime Çetin ile 7 yıllık gönül ilişkisi olduğunu belirten sanık avukatı, bu ilişki süresi boyunca sanığın duyduğu sevgi ve aşkın, sanığın yaptığı bazı hareketlerden ve meseleye yaklaşım şeklinden ortada olduğunu ileri sürdü. Sanık avukatı, ortada 7 yıl nikahsız bir birliktelik olduğunu ve bu iki kişiyi birbiriyle birlikte yaşamaya zorlayan hiçbir hukuki veya sosyal etkenin olmadığını belirterek, bu 7 yılı kısmen kavgalarla kısmen mutlulukla geçirdiklerini söyledi. Bu 7 yıl boyunca sanık elinden geldiği oranda bu birlikteliğin devamı için aile yuvasını ayakta tutmaya çalıştığını ifade eden sanık avukatı, en son bu meselenin olmasından 3 ay öncesinde bir ayrılık yaşandığını vurguladı. Sanık avukatı, bu ayrılığın yaşandığı dönemde yeni bir ev yapıldığını dile getirerek, sanığın tek hayalinin sevdiği insanla birlikte mutlu bir hayat sürmek olduğunu ancak bunun gerçekleşmediğini belirtti. Sanık ile maktulenin, maktülenin çocuklarıyla yaşadığı son kavga ve anlaşmazlıktan ötürü aralarının açıldığını belirten sanık avukatı, sanığın yeni yapılan eve sevdiği insanla birlikte yerleşemediğini dile getirdi. Sanığın bu noktada kendisinin duyduğu sevgi ve saygının kendisine duyulmadığı, kendisinin maktul tarafından kullanıldığı ve parasız kalınca da kapının önüne konulduğuna dair bir algısı olduğunu ileri süren sanık avukatı, bu algı neticesinde sanığın yapacağı iki şey olduğunu söyledi. Sanığın yapacağı iki şeyden birincisi, yasalara saygılı diğer insanlar gibi hareket etmek suretiyle mantık ve hukuk çerçevesinde bunu çözmek, ikinci seçeneği ise bu yaşadığı duyguların tesiri ile hukuk dışı bir şekilde kendisine göre getirildiği bu oyun neticesinde uğradığı haksızlığın hesabını sormak olduğunu ifade eden sanık avukatı, sanığın burada olmasının yegane nedenin bu olduğunu savundu. Sanık avukatı, sanığın kendisine yapıldığını düşündüğü haksızlığı aşk, nefret, kin, hırs ve ihtiras gibi duyguları beslediği bir ruh halinde bu suçu işleme kararı aldığını ileri sürdü. Sanığa göre sevdiği ve bütün ömrünü geçirmek istediği hayat arkadaşı kendisine sırtını dönerek yeni bir evde çocuklarıyla birlikte yeni bir hayata başladığını belirten sanık avukatı, bu yeni hayatta sanık kendi olması gerekirken maktulenin başkalarıyla gönül ilişkisi yaşadığını düşündüğünü söyledi. Sanığın bu duyguların da verdiği ruh haliyle bu suçu işlemeye karar verdiğini belirten sanık avukatı, sanığın bu olay gerçekleştikten sonra kaçmaya çalışmadığını ve kendi hayatını da sonlandırmaya çalıştığını söyledi. Sanık avukatı, sanığın bundan sonraki yaşamında asla eski şekliyle bir yaşantısı olmayacağını ve asla ve asla eski sağlığına kavuşamayacağını ifade etti. 

Sanığın 3 yıl boyunca art arda ciddi operasyonlar geçirmesinin ön görüldüğünü belirten sanık avukatı, ancak bunların başarı oranının ne olacağı ve ne oranda hayat kalitesinin artacağının muamma olduğunu dile getirdi. Sanığın belki de hiçbir zaman kendi başına yemek yiyemeyeceğini, sanığın çok fazla acı ve ıstırap çektiğini ve çekmeye de devam edeceğini belirten sanık avukatı, sanığın çektiği vicdan azabı, çektiği acı ve ıstırap sanığın ekstra cezası olacağını dile getirdi.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.