1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. ''ASLINDA MÜZAKERELER EYLÜL'DE BAŞLADI''
''ASLINDA MÜZAKERELER EYLÜL'DE BAŞLADI''

''ASLINDA MÜZAKERELER EYLÜL'DE BAŞLADI''

Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis, “Türk tarafının, çözüm zemini konusunda var olan ciddi konuları çözmek niyeti yoksa bu, Kıbrıs sorununu da çözmek niyetinde olmadığı anlamına gelir” iddiasında bulundu ve kendisi açısından Kıbrıs müzakerelerinin eyl

A+A-

AB’NİN MÜZAKERELERE MÜDAHİL OLMASI TALEBİNDEKİ ISRARIN NEDENİ...

“TÜRKİYE’NİN 22 NUMARALI BAŞLIĞININ AÇILMASINI VETO ETMEMİZ MENFAATİMİZE DEĞİL”

Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis, “Türk tarafının, çözüm zemini konusunda var olan ciddi konuları çözmek niyeti yoksa bu, Kıbrıs sorununu da çözmek niyetinde olmadığı anlamına gelir” iddiasında bulundu ve kendisi açısından Kıbrıs müzakerelerinin eylül ayında başladığını söyledi.

Simerini Kasulidis’le yaptığı özel röportajı okurlarına “AB’nin Rolü Tamamlayıcı... ‘Müzakerelere En İyi Uygulamalarını Sokmak İstiyoruz” başlığıyla okurlarına aktardı.

İlk liderler görüşmesinde yapılması planlanan ortak açıklamanın oluşturulması için görüşmelerin devam ettiği, çözüm zemini konusunda ciddi sorunlar gözlemlendiği hatırlatılarak, Rum tarafının kırmızı çizgilerinin neler olduğu sorulan Kasulidis, çözüm zemininin tabi olması gereken ana ilkelerin, var olan ve göğüslenip çözülmemesinden kaynaklandığını söyledi, şunları ekledi:

“Bunlar zor konulardır. Sadece üniter egemenlik, uluslar arası temsiliyet ve vatandaşlık değildir. Gündeme getirilmemiş ancak orada olduğunu bildiğimiz diğer çeşitli taleplerdir. Devletçiklerin ayrı egemenlikleri, ayrı vatandaşlıkları, artık yetkiler, v.b.  Bana göre müzakereler eylül ayından başladı. Müzakereciler görüşüyorlar. Birinci hedefleri iki liderin, seremoni niteliğinde değil öz niteliğinde olması gereken görüşmesini organize etmeye çalışıyorlar.  Bu nedenle ciddi sorunları çözecek bir ortak açıklama – bana göre ‘ortak açıklama’ teriminin kullanılması yanlıştır-  istiyoruz. Sorunlar şimdiden çözülmezse prosedür boyunca bizi olumsuz etkileyecek ve sonuç alamayacağız. Biz müzakere olsun diye müzakere istemiyoruz.”

“Türk tarafının, bu konuları eğilmeye siyasi iradesi olmaması halinde” bir kısır döngüye hapsolunma tehlikesi olup olmadığı sorulan Kasulidis “Aslında bu ciddi konuları çözme niyeti yoksa bu, Kıbrıs sorununu çözmek niyeti de olmadığı anlamına gelir” iddiasında bulundu.

AB’NİN MÜZAKERELERE MÜDAHİL OLMASI TALEBİNDEKİ ISRARIN NEDENİ...

Gazetenin Rum tarafının halen AB üyesi olduğu ve müktesebatın da var olduğu hatırlatılarak, Rum yönetiminin AB’nin Kıbrıs sorununa daha aktif katılmasını neden bu kadar önemli bulduğu sorusuna karşılık “orada bir yanlış anlama var” diyerek sözlerine başlayan Yoannis Kasulidis özetle şu cevabı verdi:

“Yükseltme dediğimizde, ulaşılacak çözümün şekillendirilmesine sadece müktesebata uygunluk açısından değil, AB’de yürürlükte olan en iyi uygulamaların alınması ve Kıbrıs sorununun açısından da katkı konulmasını kastediyoruz. Örneğin AB’de var olan yardımlaşma ilkesi, orantılılık ilkesi, opt-in ve opt-out tercihleri, safeguard clauses ve diğer tür pratikler bizde de kullanılabilir.  Geçmişte sadece BM himayesinde iki lider arasında yapılan müzakerelerin pratikler açısından tamamlayıcı yardım edinmesini istiyoruz.

Müzakere masası, BM Genel Sekreteri’nin iyi niyet misyonu kurallarına uygun olarak aynı kalacak. Destekleyici ve yardımcı faaliyetler olması gerekir ki bu defa müzakere sonuç verebilsin. Bunlardan biri de AB’nin eşlik etmesidir.  Bir ikincisi, Kıbrıs Rum toplumunun müzakerecisinin atanması ve Venizelos-Davutoğlu arasındaki doğrudan görüşmelerle ilgili anlaşmaydı.

Önerdiğimiz ve Kıbrıs sorununun yıllanmış bir sorun olmasından kaynaklanan güven uçurumunu basitçe kapamak yerine liderlere, çıkmazın aşılması için gereken cesur kararları alabilmeleri için yeterince ilave özgüven vereceğine inandığımız güven yaratıcı önlemler de var. Öncesinde olması halinde, bu güven yaratıcı önlemlerin katkısı referandumlar açısından çok hayati olacak.”

Gazetenin, istenen bu metotlu değişiklerin bazı tehlikeleri de olup olmadığını sorması ve Rum siyasi partilerinin müzakerecilerin ziyaretleri konusunda kuşku belirttiklerinin hatırlatılması üzerine Kasulidis “Bu kuşkular dayanaklı değil. Dörtlü konferans korkusu, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ve Yunan hükümetinin, dörtlü konferansa katılmak niyetinde olmadıklarını açıkça ortaya koymalarıyla ortadan kalkmıştır. Daha büyük bir garanti var mı?” dedi.

“TÜRKİYE’NİN 22 NUMARALI BAŞLIĞININ AÇILMASINI VETO ETMEMİZ MENFAATİMİZE DEĞİL”

Rum yönetiminin Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinin 22 numaralı başlığının açılmasına müsaade edeceğinin anlaşıldığına işaret eden gazete Kasulidis’e “Ankara bize karşı yükümlülüklerini asla yerine getirmezken biz neden bunu yapıyoruz” sorusunu yöneltti, şöyle bir cevap aldı:

“Ne hükümet ne de Ulusal Konsey tarafından hiçbir zaman, Türkiye’nin bütün üyelik başlıklarını donduracağız diye bir karar alınmadı. Biz tek taraflı olarak 6, AB de oy birliğiyle 8 başlığı dondurdu. Bu 14 başlık dondurulmuştur çükü Türkiye, Ankara Protokolü’nden ve Eylül 2005 tarihli karşı açıklamadan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmedi. 22 numaralı başlık bu başlıklar arasında değildi ve şu anda, bu başlığın açılmasını veto etmemizin menfaatimize olacağını düşünmüyoruz. Bu, Türkiye yükümlülüklerini yerine getirirse Kıbrıs Cumhuriyeti de ona göre karşılık verecek mesajını verir.”

TAKI

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.