1. HABERLER

  2. SAĞLIK

  3. "Astım riski azaltılabilir"
"Astım riski azaltılabilir"

"Astım riski azaltılabilir"

"Astım riski azaltılabilir"

A+A-

Doç. Dr. Cantürk Taşçı, alerjik rinitin erken tespiti ve tedavisiyle astım görülme riskinin azaltılabileceğini belirterek, "Alerjik rinit tanısında şikayetlerle, deri testlerinin de değerlendirilmesi önem arz etmekte olup, astım bulguları da eklenen hastalarda solunum fonksiyon testleriyle tanı kesinleştirilmekte ve etkin bir tedavi verilebilmektedir." dedi.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Doç. Dr. Cantürk Taşçı, bahar  aylarının başladığı bu günlerde, geçmeyen burunda akıntı, kaşıntı, gözlerde  yaşarma ve kaşıntı, hapşırma gibi semptomların alerjik rinitin bulguları  olabildiğini aktardı.

  Taşçı, bu şikayetlerinin gribe bağlı olduğunu düşünen birçok kişi  bulunduğunu, bu şikayetleri olanların bir kısmında nefes darlığı, hırıltılı ve  hışıltılı solunum ile öksürüğün de görülebildiğini dile getirdi.

Alerjik rinitli hastaların yüzde 20-30'unda astım görülebildiğini,  alerjik rinit ve astımın bir arada bulunmasına tek hava yolu hastalığı  denildiğini aktaran Taşçı, alerjik rinitin, mevsimsel, özellikle ilkbahar ve yaz  aylarında ya da yıl boyu devam eden olmak üzere iki farklı şekilde  görülebildiğini ifade etti.

Doç. Dr. Taşçı, mevsimsel alerjiden sıklıkla polen ve küf  alerjenlerinin sorumlu olduğunu, yıl boyu devam eden şeklinde ise ev akarları,  hamam böceği ve ev hayvanlarının başta geldiğini söyledi.

"Ağır astımlılarda reflüye özel şikayetler de sorgulanmalı"

Polen alerjilerinin yıl boyunca sürebildiğini, ocak-mart aylarında  ağaç, nisan-mayıs aylarında çayır, mayıs-temmuz tahıl, eylül-ekim yabani ot  polenlerinin görülebildiğini vurgulayan Taşçı, şunları kaydetti:

"Alerjik rinitin erken tespiti ve tedavisi ile astım görülme riski  azaltılabilmektedir.  Alerjik rinit tanısında şikayetler ile deri testlerinin de  değerlendirilmesi önem arz etmekte olup, astım bulguları da eklenen hastalarda  solunum fonksiyon testleriyle tanı kesinleştirilmekte ve etkin bir tedavi  verilebilmektedir. Dünyada yaklaşık 300 milyon, ülkemizde ise 5 milyon kadar  astımlı olduğu tahmin edilmektedir. Genetik mekanizmaların da astım oluşmasında  rolü büyüktür. Bireysel ve çevresel risk faktörleri hastalığın oluşumunda  etkilidir. Hastaların bir kısmında reflü de eşlik etmekte ve şikayetlerin  şiddetini artırmaktadır. Ağır astımlı hastalarda reflüye özel şikayetler de  sorgulanmalı ve uygun tedaviler yapılmalıdır."

Tedavide temel anlamda üç farklı tipte ilaç kullanıldığını, bunların  sprey, kuru toz inhalerleri ve nebül ilaçlar olduğunu, ağır astımlı, yıl boyu  devam eden alerji ile immunoglobulin değerleri belirli seviyede olan hastalara  özel bazı tedavilerin de uygulanabildiğini aktaran Taşçı, astımda tedavinin  amacının hastalığı kontrol altında tutmak olduğunu, uygun ve etkin dozda  kullanılacak ilaçlarla, alınacak önlemlerle astım ve alerjik rinitle mücadelenin  rahatlıkla yapılabildiğini sözlerine ekledi.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.