1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. “AVM BİZİM ÜLKEMİZE GÖRE DEĞİL”
“AVM BİZİM ÜLKEMİZE GÖRE DEĞİL”

“AVM BİZİM ÜLKEMİZE GÖRE DEĞİL”

“AVM bizim ülkemize göre değil”

A+A-

Kuzey Kıbrıs’ta süpermarketlerin açılması ile yok olma ile var olma arasında savaş vermeye başlayan bakkallar, küçük marketlerin ardından şimdide hayatımıza AVM kavramının girmesi ile hem küçük esnaf hem de süpermarketler müşterilerini kaptırma tehlikesi ile karşı karşıya. 

Kıbrıs Türk Müteahhitler Başkanı Cafer Gürcafer, içerisinde birçok iş kolunu barındıran AVM’lerin çekim merkezi oluşturduğunu, bu durumda çarşıdaki müşterilerin AVM’lere çekileceğini, o zaman esnafın yok olacağını söyledi. Değişen dünya ile birlikte KKTC’de AVM, Residance gibi büyük kentlere ait olan kavramların oluştuğunu kaydeden Gürcafer, “Eğer AVM ihtiyacı varsa bilimsel, ekonomik bir araştırma ve planlamadan sonra yapılmalı. Eğer yapılacak çalışmalardan sonra gerekliyse kısıtlı sayıda izin verilmelidir” dedi. Gürcafer son zamanlarda ürkütücü boyutlarda yurt yapımı olduğunu da ifade etti. 

AVM ESNAF İÇİN BİR TEHLİKE 

Gürcafer, içerisinde restoran, kıyafet mağazası, ayakkabı mağazası, kuaför gibi birçok iş kolunu barındıran AVM’lerin KKTC’de olmasını çok doğru bulmadığını ifade etti. 

Gürcafer, “Bizim gibi küçük bir ülkede AVM yapılmasını veya çok büyük işletmelerin olmasını doğru bulmuyorum. Bu şekildeki yapılaşmada para bir yere toplanır, tüm esnafa dağılmaz. Ülkemizde zamanla yapılaşmış, çarşıda hizmet veren ve kendi müşteri potansiyelini belirleyen esnaflar, yıllardır işlerini yürüterek ekmek parası kazanıyor. İçerisinde birçok şeyi barındıran AVM’ler çekim merkezi oluşturur. Eğer böyle olursa çarşıdaki müşteriler AVM’lere çekilirse o zaman esnaf yok olur” şeklinde konuştu. 

ARTISI, EKSİSİ İYİ DÜŞÜNÜLMELİ 

Gürcafer, AVM izni vermek yerine tarihi dokuya sahip olan Gazimağusa Surlariçi bölgesi, Lefkoşa çarşısının çok iyi bir çalışma ile cazip hale getirilebileceğini ifade etti. Fransa gibi bazı ülkelerde açık alan AVM kavramı geliştiğini, sıralı işyerleri olduğunu ve alış verişin tüm çarşıya yayıldığı bir sistem ile herkesin kazandığını dile getiren Gürcafer şunları söyledi: “Eğer AVM ihtiyacı varsa bilimsel, ekonomik bir araştırma ve planlamadan sonra yapılmalı. Eğer yapılacak çalışmalardan sonra gerekliyse kısıtlı sayıda izin verilmelidir. Planlama olmadan verilen imar izinleri sorunlara neden olabilir. Yetkililer şunu düşünmelidir; AVM açıldığı takdirde artısı ne olacaktır eksisi ne olacaktır bunu etraflıca araştırmalıdır.” 

ESNAFIN İŞİNE TALİP OLACAKLAR 

Gürcafer, AVM’lerde genellikle dünyaca tanınan ünlü markaların satıldığını KKTC’nin tanınmayan bir ülke olmasından dolayı ünlü markaları getirip satamayacağını ifade ederek, “Peki bu AVM’ler dünyaca ünlü markaları satamayacaksa ne satacak. Tabiki esnafın işine el atacak ve sattıklarını satacak. Böylelikle çarşı boşalacak, birçok esnafın işi bozulacak” dedi. 

ÜRKÜTÜCÜ BOYUTLARDA YURT YAPILIYOR 

KKTC’de plansız yapılaşmanın ileride birçok sorunlara neden olacağını kaydeden Gürcafer, özellikle son zamanlarda ürkütücü boyutlarda öğrenci yurdu yapımı olduğunu söyledi. Gürcafer, “Öğrenciler bölge esnafından alış veriş yapmaktadır. Tabana yayılmış ekonomik yapının değişmesi birçok kişiyi zor duruma sokacaktır. Eğer o bölgeye AVM açıp, birçok yurt yaparsanız kira ile geçinenler, taksitlerini kira geliri ile ödeyenler, öğrenciden beslenen esnaf mali açıdan çökecektir. Öte yandan Güzelyurt bölgesine de yurt yapılması bölge halkın zararınadır. Kira geliri olan aileler bu gelirlerden mahrum kalacaktır” şeklinde konuştu. 

BİZE YAKIŞMIYOR 

KKTC’de konut açısından da residance veya lüks toplu evlere doğru bir eğilim olmaya başladığını da belirten Gürcafer, residance kavramını KKTC’ye yakıştırmadığını, bu gibi ihtiyaçların turizm ülkesi olan küçük ülkelerde değil, İstanbul gibi dünyanın birçok yerinden iş amaçlı ziyaret edilen şehirlerde olduğunu ifade etti. 

Gürcafer sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Residance kavramını bizim ülkemize yakıştırmıyorum. Daha doğayla barışık konut türlerinin olması gerekir. Ancak imar planı çerçevesinde izin ve yer verilebilir. Ülkemiz yeşili bol, tarihi dokusunu korumuş kasabalar olmalıdır. Lefkoşa’nın tarihi bölgesi olan Surçlariçi hariç başkent ve iş merkezi olmasından dolayı, dikey büyümenin mümkün kılınması lazım. Daha fazla sosyal alan, yeşil alan, çocuk parkları açılması için dikey büyüme Lefkoşa’da olmalıdır. Fakat, Girne, Gazimağusa ,Lefke, Güzelyurt bunlar kendi koşulları içerisinde değerlendirilmelidir. Ülkemizde planlı yapılaşma olmadığı için her önüne gelen istediği inşaatı yapmaktadır. Yeşil dokumuzu katledersek bizim zararımıza olur. “ 

PLANLAMA ŞART 

Grücafer, ülkede atılacak tüm adımların ileriyi düşünerek planlanması gerektiğini ifade ederek şunları söyledi: “Bir adım atılacağında sosyal, ekonomik, kültürel planlar yapılmalı. İmar planlarının, yap-sat sektörü ile alakalı olarak ta düzenlenmesi şarttır. Ne kadar konut yapacağımızı, kimlere satmayı hedeflediğimiz ve ülkemizde kaç tane yabancıya konut satacağımızı belirleyip adımlarımızı öyle atmalıyız.” 

Gürcafer, planlama olmadığı zaman her gün ya yeni bir özel hastane, ya gelişi güzel yapılan yurtlar ya da AVM’ler ile karşı karşıya kalacağımızı söyledi

Star Kıbrıs

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.