“Türkiye gibi ülkeler küresel büyümenin merkezi olarak yükseliyor. Avrupa ülkeleri ise bu büyümenin bir parçasını kapmak için birbirleriyle savaşacak gibi görünüyor.”

Türkiye’ye çok değil, belki 5 hadi bilemediniz 10 yıl öncesine kadar “Avrupa’nın hasta adamı” yakıştırması yapılıyordu. Ancak şimdilerde, birçok Avrupalı yorumcu – gazeteci, Avrupa’nın belki de tek “sağlıklı adamı”nın Türkiye olduğuna vurgu yapıyor.

BBC Ekonomi Muhabiri Mark Broad, Türkiye ekonomisine övgüler yağdırdı. Broad, BBC’nin Türkçe Servisi’nde de yayınlanan yorumunda, Türkiye’de ekonomik durgunluk olmadığına vurgu yaptı.

Broad, şunları yazdı:

Taksi şoförü, boğazın bir yakasından ötekine geçerken “Avrupa'ya hoş geldiniz” diyor. Ama Avrupa’daki diğer ülkelerde olduğu gibi burada ekonomik durgunluk hissedilmiyor.

Birçok Avrupa ülkesinde, uluslararası kredi derecelendirilmesinde düşüş yaşanırken, Türkiye’nin kredi notu yükseltildi.

İspanya gibi ülkelerde, inşaat sektöründe ciddi yavaşlama var ama İstanbul semalarında inşaat sektöründeki patlama açıkça görülebiliyor.

Bazı Avrupa ülkelerinde yara almış bankacılık sistemi bireylerin kredi isteklerini karşılayamazken, Türkiye’de bankaların sağlam duruşu ve kredi alanını genişletmeleri dikkat çekiyor.

Rakamlar ülkenin büyüme oranını 2011 yılında % 8,5 olarak gösterdi. Bu oran son yılda % 2,5’a gerilese de, hâlâ çoğu Batılı ülkenin sadece hayalini kurabildiği bir büyüme oranı.

Hızlı gelişen ekonomi...

Goldman Sachs ekonomistleri, 2001 yılında Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin ekonomilerindeki büyümeyi tahmin etmişlerdi.

Türkiye’nin önümüzdeki zaman diliminde bu hızlı büyümenin bir parçası olacağı düşünülüyor.

Goldman Sachs’tan ekonomist Ahmet Arkalı, “Türkiye, Avrupa ve dünya çapında en büyük ekonomilerden biri olma potansiyeline sahip” diyor.

Şu anda Avrupa'nın altıncı büyük ekonomisi olan Türkiye, Arkalı’ya göre, 2050 yılında dördüncü sıraya ulaşabilir.

Goldman Sachs’e göre, aynı büyüme oranı, dünyada suan 17. sırada olan Türkiye ekonomisini 2050’de 13. sıraya çıkarabilir.

Gondollar ve sinemalar...

Cüneyt Divriş, İstanbul şehir merkezinin hemen dışında yeni bir Venedik tarzı konut projesi üzerinde çalışıyor.

Divriş, Türkiye genelinde iş makineleri satan ve Türk-İngiliz ortaklı SIF JCB’in Genel Müdürü.

Projenin detaylarından bahseden Divriş, projenin içinde bir de kanallar ağı, gondollar, sinema ve büyük bir alışveriş merkezinin bulunduğunu belirtiyor.

Bunun gibi projeler Türkiye’de orta sınıf için yeni modern yerleşim alanı seçeneği haline geldi.

Türkiye’nin ekonomisinden umutlu olan Divriş’e göre, Türkiye’de ekonomi gelişip insanların refahı arttıkça daha büyük ve daha iyi evlere talep artıyor.

Düşük faizler...

Faiz oranları geçen yıldan bu yana düşüyor, Merkez Bankası ekonomiyi daha fazla canlandırmaya ve yurt dışından daha fazla döviz girişini sağlayamaya çalışıyor.

Ana faiz oranları yine bu hafta % 5’ten % 4,5’a düşürüldü.

Satın alma maliyetinin düşmesi Türk tüketicilerini satın almaya teşvik ediyor.

Bağdat Caddesi, Bizans döneminden beri İstanbul’u Anadolu’ya bağlayan ticaret merkezi.

Bugün, eski pazar, bir dizi uluslararası perakende zinciri ile donatılmış vaziyette.

Nike, Zara ve Gap gibi büyük mağazalarla kuşatılan cadde, şehirde alışveriş yapanlar için cazibe merkezi haline geldi.

Türk tüketicilerini çeken bir İngiliz mağaza zinciri de Marks and Spencer.

2005 yılında Türkiye pazarına giren marka bugün yerel ortaklarıyla birlikte Türkiye’de 48 mağazaya ulaştı. Geçen yıl 15 milyon ziyaretçiye ulaşıldı.

Almanya egemenliği...

Ancak, İngiltere’den bu kadar iş makinesi ve iç çamaşırı ihracatına rağmen İngiltere hâlâ Türkiye’ye ihracat yapan Avrupa ülkelerinin gerisinde.

Birinciliği 16,5 milyar euro ihracat hacmiyle Almanya alıyor. İkinci sırada 10,3 milyar euro ile İtalya bulunurken, İngiltere yalnızca 4,3 milyar euro ihracat hacmine sahip.

Avrupa’da yaşanan politik krizle birlikte euronun Türk lirası karşısında değer kaybetmesi, Almanya ve Fransa’dan ithal edilen ürünlerin fiyatının düşmesini sağladı.

Tabi Tükiye ile Almanya ve Fransa arasındaki kültürel bağlantı da bir başka etken.

Cep telefonları ve lüks ürünler...

İngiltere’nin Avrupa ülkeleri karşısındaki bu dezavantajlarına rağmen, ithal İngiliz ürün ve hizmetlerinin potansiyeli ortada.

HSBC bankasında ekonomist olarak görev yapan Melis Metiner, Türkiye’nin ekonomisini yakından inceliyor.

Metiner’e göre, birçok veri gösteriyor ki, ulusal gelirin % 70’i hane halkı harcamalarından geliyor; bu da orta sınıf demek.

Avrupa’nın diğer ülkelerinde çok fazla gelişmeyen elektronik eşya, cep telefonu ve lüks ürün pazarına, Türkiye’de inanılmaz bir talep var.

İngiliz hükümeti taze bir başlangıç ile bu haftayı ihracat haftası ilan ederek firmaları kendi ana pazarları dışındaki pazarlara teşvik etti.

İngiliz hükümetinin bu yeni ihracat yaklaşımı, ekonomiyi tüketici borçlarından temizleyip dış ticareti geliştirerek dengelemek.

İngiltere'nin en yakın ticari ortağı Avrupa hâlâ resesyonla boğuşurken, Türkiye gibi ülkeler küresel büyümenin merkezi olarak yükseliyor.

Türkiye’deki ekonomik büyümenin bu yıl yine % 4’ün üzerine çıkması bekleniyor. Avrupa ülkeleri ise bu büyümenin bir parçasını kapmak için birbirleriyle savaşacak gibi görünüyor.

Kaynak: Kıbrıs