Kanser teşhisi konulan ve bağırsak ameliyatı edilen 65 yaşındaki Erdinç Karabıyık’ın ailesi Lefkoşa Dr. Burhan Nalbatoğlu Devlet Hastanesi yetkililerine tepkili. Aile, yakınlarının erken taburcu olduğunu öne sürerken, hastane yetkilileri bu iddiayı doğrulamadı

Güren TİLKİ

Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ndeki kontrollerine “kanser” teşhisi konulan ve ameliyatla bağırsağı dışarıya alınan Güzelyurt sakini, 65 yaşındaki Erdinç Karabıyık’ın ailesi hastane yetkililerine tepkili.

Aile, Erdinç Karabıyık’ın erken taburcu edildiğini iddia etti. Karabıyık ailesi, hastanın kolunda kanülle (damar yolu iğnesi) ve sondayla taburcu edilmesine de tepki gösterdi.

Hastane Başhekimi Bülent Dizdarlı ise hastaya başarılı bir operasyon gerçekleştirildiğini ve tedavi sonuçlandığı için hastanın taburcu edildiğini söyledi. Dizdarlı, ailenin isteğiyle hastanın kolunda kanülle ve sondayla taburcu edildiğini de kaydetti.

Üç hafta önce ameliyat edildi

Güzelyurt Sosyal Konutlar bölgesinde yaşayan Erdinç Karabıyık, üç hafta önce ishal şikayetiyle doktora başvurdu.

İleri tetkiklerde kanser hastası olduğu tespit edilen Karabıyık, ameliyata alındı. Bağırsağı dışarıya alınan ve Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Cerrahi Servisi’nde tedavi gören Erdinç Karabıyık, önceki akşam hastaneden taburcu edildi.

Zekiye Karabıyık: Hastamız bakıma muhtaç

Erdinç Karabıyık’ın eşi Zekiye Karabıyık, kendisine hiçbir açıklama yapılmadan, hastaneden kendisine “zorla” çıkış belgesi imzalattırıldığını ve apar topar eve gönderildiklerini iddia etti.

Hiçbir reçete yazılmadığını, ilaç verilmediğini ve bakımıyla ilgili neler yapılabileceği konusunda bilgilendirilmediklerini öne süren Karabıyık, “Bakıma muhtaç bir insanı kapı dışarı ettiler” dedi.

Karabıyık, “Önceki akşam apar topar ‘sizi taburcu ediyoruz’ dediler. Bana bilmediğim bir kağıdı zorla imzalattılar. ‘Yarın sabaha kalalım’ dedim, kabul etmediler. Gidecek aracımızın olmadığını söyleyince ambulans ayarlandı. Hemşireler, ‘gitmezseniz ambulansı da iptal ederiz’ diye konuştular. Ne bir ilaç ne bir iğne verdiler. Bu adam nasıl bakılacak, devletten yardım bekliyoruz. Damar yolu iğnesi bile kolunda, biz ne yapacağız?” dedi.

Şöhret Karabıyık:Ne yapacağımızı bilemiyoruz

Erdinç Karabıyık’ın kız kardeşi Şöhret Karabıyık da “Kardeşimi resmen ölüme terk ettiler. Ne bir ilaç, ne bir reçete, bağırsakları dışarıda ne yapacağımızı, nasıl temizleyeceğimizi dahi bilmiyoruz. Sızıları var, ayakları şişmeye başladı. Vücudu morluklarla dolu. Çaresiziz. Konuyla ilgili gerekenin yapılmasını istiyoruz” diye konuştu.

Dizdarlı: Tedavi tamamlandı

Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Başhekimi Bülent Dizdarlı ise, söz konusu hasta hakkında cerrahi klinik şefi ve ilgili hemşireden gerekli bilgiyi alarak, açıklama yaptı.

Dizdarlı, hastanın 18 gün önce bağırsak tıkanıklığı ve ardından ishal şikayetiyle başvurduğunu,  tetkikler sonucu bağırsak kanseri olduğunun tespit edildiğini söyledi. Bağırsağın ilgili kısmının ameliyatla alındığını, geçen zaman içerisinde cerrahi kliniğinde pansumanları yapılıp yaranın iyileşmesinin sağlandığını ifade eden Dizdarlı, kanserinin yeri itibarıyla tedavinin tamamlanması için onkoloji konsültasyonunun istendiğini, ilgili onkoloji hekimi ve cerrahın hastayı son pazar akşam birlikte değerlendirdiğini ifade etti.

Dizdarlı, hastaya tıbben kemoterapiye başlamak için belli süre geçmesi gerektiğinden, onkoloji bölümüne randevusu verilerek taburcu edildiğini belirtti.

Hastanın ailesinin taburcu işlemine karşı çıktığını hatta oradaki hekim ve hemşirelere sert, tehditkâr ifadeler sarf ettiğini söyleyen Dizdarlı, şöyle devam etti:

“Ancak kendilerine cerrahide de yatağa ihtiyaç duyan başka hastalar olduğu anlatılmış ve sakinleştirilmiş. Bu kez aile hastanın sondasının ve damarlarındaki iğnenin çıkarılmamasını istemiş. Bizim hemşire ve hekimler de bu konuda esnek davranarak, çıkarmamışlar. Hasta, hastanemizin imkanları dahilinde ambulansla Lefkoşa’dan Güzelyurt’a taşınmıştır.

Taktir edileceği gibi hastanemizde yatak sayısı bellidir. Artan nüfusa yetmek için elimizden geleni yapıyoruz ancak tedavisi biten hastanın o klinikte yatması, boşuna zaman kaybıdır, maddi manevi israftır. Cerrahi servisinde de hastamızın işi bitmişti. Kemoterapi için randevusu ayarlanmıştı. Hasta yataklarımızı rantabl kullanmak zorundayız. Bence buradaki tek yanlış uygulama serum iğnelerinin ve sondanın ‘iyilik’ adına çıkarılmadan hastanın taburcu edilmesidir.”

Kıbrıs