Baraka Kültür Merkezi, yarın, saat 14.00’te, Cumhuriyet Meclisi  önünden başlayacak yürüyüşe, kendi kortejiyle katılacağını duyurarak Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle mesajı yayınladı.

Baraka Kültür Merkezi adına açıklama yapan Firuzan Nalbantoğlu, kadınlara psikolojik, ekonomik, fiziksel ve politik şiddetin çoğalarak devam ettiğini savundu, ekonomik ve sosyal hakların budandığını, sinsi ve gerici politikalar uygulandığını, zamlar ve özelleştirmelerle yaşam kalitesinin düştüğünü ileri sürdü.

Nalbantoğlu, Baraka Kültür Merkezi olarak, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde, mücadelelerini yükseltmek ve taleplerini haykırmak için yine sokaklarda olacaklarını söyledi.

Kadınların birçok haksızlığa maruz kaldığını, Sosyal Güvenlik Yasası’yla yıpranma payının kaldırıldığını, emeklilik yaşının artırıldığını söyleyen Nalbantoğlu, kamu çalışanlarının maaşlarını düzenleyen yasayı da eleştirerek, “Özel sektörde çalışan emekçi kadınlar, sendikasız çalışmanın getirdiği düşük ücretlere, uzun ve düzensiz çalışma saatlerine mecbur bırakılıyor” dedi.

Sendikaların kadınların çalışma ve sosyal yaşamını kolaylaştıracak politikalar üretmekte yetersiz kaldığını iddia eden Firuzan Nalbantoğlu, “Kadınların, çalışma yaşamına atılmasında çok önemli bir yere sahip olan ücretsiz kreş talebi devletin karşısına çıkartılmıyor. Son yıllarda artarak devam etmekte olan neo-liberal politikalar, eğitim ve sağlığı da piyasalaştırırken, bunlardan yine en çok etkilenen kadınlar oluyor” ifadesine yer verdi.

Devletin kadına yönelik şiddeti görmezden geldiğini iddia eden Nalbantoğlu, sığınma evinin yapılmadığını söyledi.

Nalbantoğlu açıklamasında şu ifadelere de yer verdi:

“Gece kulüplerinde yaşanan taciz ve cinayetler yok sayılırken, polisin yılda birkaç kez gece kulüplerine yaptığı ‘Huzur Operasyonları’nın  da amacı bilinmiyor. Güvencesiz ve sağlıksız koşullarda çalışmak zorunda bırakılan seks işçisi kadınların örgütlenme ve sosyal güvence hakları görmezden gelinmeye devam ediyor.”

Kıbrıs müzakerelerinin başlamasına da değinen Firuzan Nalbantoğlu, “Halk bu süreçte gerçek özneler olan yer almıyor” iddiasında bulundu.

Nalbantoğlu, her iki toplumun kadınlarının yer aldığı, gündelik yaşam pratikleriyle temas etmesi ve ortak mücadelenin yükseltilmesi gerektiğini söyledi.

TAK