Çocuğunuzu öptüğünüzde tuz tadı geliyorsa dikkatli olun. Zira çocuğunuz Kistik Fibrozis hastalığına yakalanmış olma ihtimali yüksek.

Kistik Fibrozis, tende fazla tuz oluşumundan meydana gelen kalıtsal bir rahatsızlık. Çocuğunuzu öptüğünüz de fazla bir tuz tadı alıyorsanız bu hastalığa dikkat etmelisiniz.
Konuyla ilgili açıklama yapan Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Anabilim Başkanı Doç. Dr. Sevgi Pekcan, Kistik Fibrozis Günü hakkında bilgiler verdi
Yıl içerisinde hastalığa farkındalık yaratmak için farklı kutlamalar tertip ettiklerini belirten Pekcan, genetik bir rahatsızlık meydana iştirak eden Kistik Fibrozis teşhisi konulan çocukların bu hastalıkla doğduğunu ifade etti.
Hastalığın hem bir anne hem bir de babadan iştirak eden genlerin birleşmesi ile çocukta oluştuğunu belirten Pekcan, taşıyıcı meydana iştirak eden anne ve babanın her çocuğunda yüzde 25 oranında hastalığın görülme rizikosu meydana geldiğini ifade etti.

– Rahatsızlık bedendeki pek çok sistemi etkiliyor.

Birçok sistemi etkilediği takdirde hasta olanlarda en mühim bulguların solunum ve sindirim sistemiyle alakalı olduğuna dikkati çeken Pekcan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Hastalar yeni doğan çağından bu yana tekrarlayan ve rehabilitasyona sıkı yanıt vermeyen öksürük, hırıltı, zatürre ya da astım gibi belirtiler gösterir. Hasta Olanların büyük çoğunluğu aldıkları besinleri sindiremez. Fazla miktarda yağlı, pis kokulu dışkılama belirir . Büyüme gelişim geriliği oluşur. Hastalığın farklı belirtileri var. Çocuğunuzu öptüğünüz süre dudaklarınıza tuzlu tat geliyorsa, yediği takdirde kilo almıyorsa, çok sık sık ve ağır solunum yolu enfeksiyonları geçiriyorsa doktora başvurulması gerekir.”

– Rehabilitasyonda süreklilik önemli
“Kistik Fibrozis hastalığı ter bezlerini olumsuz etkilediğinden, bu hasta olanların teri çok tuzludur” diyen Pekcan, bu sebeple en mühim tanı yollarından birinin terdeki tuz miktarının ölçüldüğü test meydana geldiğini ifade etti.

Hastalığın kesinlikle rehabilitasyonunun henüz olmadığını belirten Pekcan, rehabilitasyonda süreklilik sağlanırsa hasta olanların hayat kaliteleri ve sürelerinin arttığını aktardı.