1. HABERLER

  2. GÜNDEM

  3. BEKLENTİLERİ VAR...
BEKLENTİLERİ VAR...

BEKLENTİLERİ VAR...

Siyasi partiler, 29 Mayıs’taki liderler görüşmesinden pek umutlu değil ancak bazı beklentileri var.

A+A-

Eroğlu: Yol haritası çizilmeli… Kıbrıs müzakereleriyle ilgili tüm gözler 29 Mayıs’a çevrildi. BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’in Türkiye-Kıbrıs-Yunanistan üçgeninde yaptığı temaslar sonrasında iki liderin sosyal bir etkinlikte bir araya gelecek olması, bir süredir heyecanını yitiren Kıbrıs sorununa yeniden bir hareket kazandırdı. 29 Mayıs’ta Rum lider Nikos Anastasiadis’le bir yemekte bir araya gelecek olan Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, bu buluşmadan Kıbrıs müzakereleriyle ilgili bir yol haritasının çizilmesi umudunu taşıyor.

Partilerin beklentisi farklı… İktidar partisi UBP, müzakere sürecinin geciktirilmeden başlamasının önemini vurgularken, 29 Mayıs’ın başlangıç olabileceğini umut ediyor. Ana muhalefet CTP ise ikili görüşmenin yeni dönem görüşmelerin hangi zemin üzerinde yapılacağı konusunda bir egzersiz olmasını bekliyor. TDP de, sürecin başlayacağını ancak görüşmelerin eylül veya ekime sarkacağı görüşünü taşıyor. DP ise liderlerin yeni bir harita hazırlamak yolunda adım atması halinde, hem Kıbrıs Rum, hem de Kıbrıs Türk halkı için çok daha faydalı, verimli ve sonuç alıcı bir noktaya ulaşılabileceği beklentisi içinde.

Cumhuriyet Meclisi’nde temsil edilen siyasi partiler, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Rum yönetimi lideri Nikos Anastasiadis’in 29 Mayıs'ta sosyal etkinlikte bir araya gelmesinden pek umutlu değil ancak süreçle ilgili de beklentileri var.

29 Mayıs’ta Anastasiadis’le bir yemekte bir araya gelecek olan Cumhurbaşkanı Eroğlu, bu buluşmadan Kıbrıs müzakereleriyle ilgili bir yol haritası çizilmesi umudunu taşıyor. Ulusal Birlik Partisi (UBP), Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) ve Demokrat Parti (DP) ise görüşmeye farklı açılardan bakıyor.

İktidar partisi UBP, müzakere sürecinin geciktirilmeden başlamasının önemini vurgularken, 29 Mayıs’ın başlangıç olabileceğini umut ediyor.

Ana muhalefet CTP ise ikili görüşmenin yeni dönem görüşmelerin hangi zemin üzerinde yapılacağı konusunda bir egzersiz olmasını bekliyor.

TDP de, sürecin başlayacağını ancak görüşmelerin eylül veya ekime sarkacağı görüşünü taşıyor.
DP ise liderlerin yeni bir harita hazırlamak yolunda adım atması halinde, hem Kıbrıs Rum, hem de Kıbrıs Türk halkı için çok daha faydalı, verimli ve sonuç alıcı bir noktaya ulaşılabileceği beklentisi içinde.

Taçoy: Tarih hepimize ışık tutsun.

UBP Lefkoşa Milletvekili Hasan Taçoy, 29 Mayıs’taki liderler görüşmesinin sürece ivme kazandırmasını diledi.

Güney Kıbrıs’taki seçimlerden sonra ekonomik kriz bahane edilerek müzakere sürecinin geciktirildiğini ifade eden Taçoy, “29 Mayıs geç olmasına rağmen bir başlangıç olmalı” dedi.

Taçoy, liderlerin görüşmesinden umutlu olduğunu belirtti.

2002 yılında Annan Planı ortaya çıkarken Kuzey Kıbrıs’ta ekonomik kriz yaşandığını, bankaların battığını, istikrar paketinin uygulandığını anımsatan Taçoy, Kıbrıs Türkü’nün böylesi bir dönemde Annan Planı’nı görüşmek için masaya oturduğunu söyledi.

Taçoy, Kıbrıs sorununun her şeyden önce geldiğinin altını çizerek, “Politik istikrar, ekonomik istikrarı birlikte getirir. Bu avantaj kullanılmalı” şeklinde konuştu.

2014 yılının seçimler yılı olacağını anımsatan Taçoy, sürecin geciktirilmeden başlamasının önemini vurguladı.

Taçoy, “Tarih hepimize ışık tutsun. Çifte standart uygulanmasın. Bizde ekonomi kriz varken, görüşmeler yapıldı, Güney’de de yapılsın” dedi.

Yorgancıoğlu: Görüşme zemini belirlenmeli.

CTP Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, 29 Mayıs’ta iki liderin görüşmesinin sosyal bir yemek gibi ön görüldüğünü ancak beklentisinin, görüşmelerin hangi tarihte başlayacağına yönelik ön çalışma yapılması olduğunu belirtti.

Yorgancıoğlu, ikili görüşmede yeni dönem görüşmelerin hangi zemin üzerinde yapılacağı konusunda bir egzersiz olmasını beklediğini ifade etti.

Görüşmelerin tarihi gecikse bile bu ara sürede Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’in özel temsilcisini atayarak iki tarafın temsilcilerinin görüşmelerin başlayacağı tarihe kadar ön hazırlık yapmaları temennisinde bulunan Yorgancıoğlu, sürecin ileriye taşınması için bu adımların iki liderin görevi olduğunu söyledi.

Yorgancıoğlu, yemeğin araç olarak kullanılıp, görüşmelerin tarihi, zemini ve özel temsilcilerin görüşmelere başlaması için karar alınmasını sağlayacak bir ortam olmasını diledi.

Çakıcı: Birinci gündem maddesi değil.

TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, liderlerin 29 Mayıs’ta gerçekleştireceği görüşmeden büyük bir beklentisinin olmadığını söyledi.

Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’in görüşmelerin eylül veya ekim ayında başlayacağıyla ilgili demeçleri olduğunu anımsatan Çakıcı, “Bir süreç başlayacak ama belli ki bu başlangıç, eylül veya ekime sarkacak” dedi.

Çakıcı, iki bölgenin de kendi sorunlarıyla uğraştığını, bu nedenle Kıbrıs sorununun birinci gündem maddesi olmadığını vurguladı.

Petrol ve doğalgaz konusunun sürece ivme katacağına inanan Çakıcı, hangi yolla piyasaya sürüleceğinin belirlenmesiyle ivmenin yükseleceğini belirtti.

Çakıcı, petrol ve doğalgazın özellikle Türkiye üzerinden AB’ye gitmesinin kararlaştırılması halinde yeni bir ivme doğacağını söyledi.

Denktaş: Geçmiş yaklaşımlarla devam etmez.

DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun 29 Mayıs’ta yapılacak liderler görüşmesinde ortaya bir harita çıkmasını umut ettiğini hatırlatarak, “Biz, DP olarak gelişmeleri incelediğimizde ortaya konulacak haritayla ilgili çok iç acıcı bir yaklaşım görmüyoruz” dedi.

Yaşayabilir bir çözüm hedefinden kopmamak için çok net şekilde 40 yılı aşkın süredir görüşülen iki toplumlu iki kesimli federasyon tezinin artık yaşayabilir olmadığını savunan Denktaş, 1963 yılında başlayan sorunun bugün 1967’lerdeki yaklaşımlarla 77-79 Doruk Anlaşmaları’nda ortaya çıkan çerçeveyle çözümlenmesinin mümkün olmadığını söyledi.

Denktaş, liderlerin yeni bir harita hazırlamak yolunda adım atması halinde, hem Kıbrıs Rum, hem de Kıbrıs Türk halkı için çok daha faydalı, verimli ve sonuç alıcı bir noktaya ulaşılabileceğini belirtti.

Denktaş, şöyle devam etti:

“Görünüş odur ki, iki tarafın da yaklaşımı yine geçmişte olduğu gibi ‘karşı tarafı zora sok’ yaklaşımı şeklinde gelişecektir. Bu gereksiz bir zaman kaybıdır. Kıbrıs sorununun artık sonuçlanmasını isteyen herkes, Kıbrıslı Türkler ve Rumlar arasında yarım asırdır devam eden sorunun, bugünün gerçeklerinden hareket ederek, bulunacak yöntemle çözümleneceğini, eskinin söylem ve yaklaşımlarını terk etmemiz gerektiğini kabul etmek ve yaratıcı davranmak zorundadır. Yeni bir yaklaşım değil, geçmiş yaklaşımlarda devam edecek sürece olumlu bakmıyoruz”.

 

Kaynak: Kıbrıs

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.