1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. BIKTIK ARTIK!
BIKTIK ARTIK!

BIKTIK ARTIK!

Türkiye Dışişleri eski bakanı ve emekli büyükelçi Yaşar Yakış, Kıbrıs sorununun 10 yıl öncesine nazaran farklı unsurlar barındırdığını, meselenin uluslararası toplumda bıkkınlık yarattığını ve artık çözülmesi gerektiğini söyledi

A+A-

Annan Planı sürecinde bir dönem Türkiye Dışişleri Bakanlığı görevinde bulunan, emekli büyükelçi Yaşar Yakış, 10 yıl öncesine nazaran bugün adada farklı koşullar bulunduğunu, bu nedenle Kıbrıs’ta bir çözüm bulunacağı konusunda umutlu olduğunu söyledi. Türk-Yunan Forumu’nun toplantılarına katılmak üzere iki günlüğüne adaya gelen Yakış, 2004’te Annan Planı’na “evet” diyen bir siyasetçinin şu anda Kıbrıs Rum lideri olduğunu, Kıbrıs konusunda oldukça katı görüşleri olan kilisenin, taraflarca üzerinde anlaşmaya varılan ortak açıklamaya destek verdiğini anımsattı.

“ULUSLARARASI TOPLUM DA USANDI”… Süreçteki olumlu unsurların kendisini umutlandırdığını söyleyen Yaşar Yakış, bunlara ek olarak ABD’nin bölgedeki çıkarları nedeniyle Kıbrıs konusunda geçmişe göre daha aktif bir rol üstlendiğini anlattı. Kıbrıs sorunu nedeniyle uluslararası topluluğa “gına geldiğini” de ifade eden Yakış, meselenin uzaması halinde dış ülkelerin adadaki mevcut durumu, yani iki devletli çözümü tanıyabileceklerini söyledi.

Türk-Yunan formu toplantısına katılmak için iki günlüğüne Kıbrıs’a gelen Türkiye Dışişleri eski Baklanı, Emekli Büyükelçi Yaşar Yakış, Kıbrıs sorunu nedeniyle “uluslararası topluma gına geldi” dedi.

2004’te kuzey ve güneydeki toplumların onayına sunulan Annan Planı’na gidilen süreçte Dışişleri Bakanlığı görevini de üstlenen Büyükelçi Yakış, KIBRIS Gazetesi’ne verdiği özel mülakatta, geçmişle bugünü kıyaslandığından, çözüm açısından umut doğuran bazı unsurların mevcut olduğunu söyledi.

Yaşar Yakış, birinci unsurun Annan Planı’na “evet” diyen Nikos Anastasiadis’in Kıbrıs Rum toplumunun lideri seçilmesi olduğunu belirtirken, ikinci unsurun ise Kıbrıs sorununda oldukça katı bir tutum sergileyen Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi’nin, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Anastasiadis’in üzerinde anlaşmaya vardığı ortak açıklama metnine destek vermesi olduğunu kaydetti.

Dünya ve bölgedeki gelişmeler
Dünyada ve bölgedeki gelişmelerin, özellikle Ortadoğu’daki karışıklıklar nedeniyle Kıbrıs, Türkiye ve İsrail arasındaki işbirliğinin,  siyasi nedenler ve doğalgazdan dolayı önem kazandığını ifade eden Yakış, İsrail’e ait doğalgaz kaynaklarının en ucuz şekilde ancak Türkiye üzerinden pazarlanabileceğine işaret etti.

Yakış, konuyla ilgili şunları söyledi:

“İsrail gazı karaya çıkarılarak giderse, büyük tüketim alanlarına ulaşabilir. En büyük pazar Türkiye ve Türkiye üzerinden de Avrupa. Türkiye’ye ulaştıktan sonra bunun büyük bir kısmını Türkiye kullanabilir. Ancak bulunan kaynaklar Türkiye’nin ancak 10 senelik ihtiyacını ancak karşılar. Bu nedenle yeni kaynakların bulunması gerekiyor. İsrail ve Kıbrıs Rum kesiminin münhasır ekonomik bölgesindeki gaz yeterli olursa ticari değeri var. Çok miktarda olursa, diledikleri yere satabilirler ancak kâr marjı Türkiye üzerinden götürmesine kıyasla daha az olur.”

Rusya’nın Ortadoğu’da yer etme çabası
Bu faktörlerin üst üste gelmesiyle birlikte Kıbrıs’ta çözüm konusunda umudunun arttığını söyleyen Yakış, doğalgaz konusunda devreye giren ABD’nin, bölgeye gösterdiği ilginin diğer nedeninin ise Rusya’nın Ortadoğu’da yer etme çabaları bulunduğunu kaydetti.

ABD’nin, özellikle Afganistan ve Irak işgalinin ardından bölgede prestijinin düştüğünü, bunun üzerine gelen Arap Baharı’nın ise Rusya’nın ekmeğine yağ sürdüğünü belirtti.

Yakış şunları söyledi:

“Rusya Federasyonu, İslam dininin, batıdan farklı olarak Rusya Federasyonu’nun içerisinde bulunan topluluklar nedeniyle yerli bir din olduğu tezini öne sürüyor. Avrupa’ya İslam göç yoluyla gitti. Ruslar, ‘Müslümanlık batıdan farklı olarak yerel bir dindir’ diyerek Müslümanlara daha yakın oldukları mesajını verdiler. Arap Baharı, Ruslara, Ortadoğu’ya dönmeleri için fırsat yarattı. Özellikle Suriye’deki karışıklıklar nedeniyle buradaki mevcudiyetini artırdı. Böyle bir ortamda, ABD, Ortadoğu’da adımını basacağı yerler arıyor.     Bunlar İsrail, Türkiye ve Kıbrıs’tır. Kıbrıs sorunu çözülmezse, AB ile NATO’nun işbirliğine girememesi, ABD’yi çok yakından ilgilendiren güvenlik sorunlarını çözümsüz bırakıyor. Bu nedenle Kıbrıs sorununun çözülerek bu ülkelerle arasını düzeltmek istiyor. Bu son ortak açıklama metninin imzalanması ile ilgili iki kelimede çıkan sorunun çözülmesinde ABD çok önemli bir rol oynadı.”

Kırım krizinin Ortadoğu’da işbirliğine etkisi
Ukrayna ve Kırım ile ilgili yaşanan krizin, Ortadoğu’da Türkiye, İsrail ve Kıbrıs arasındaki işbirliği sürecini hızlandırıp hızlandırmayacağı, Kırım’daki krizin gidişatına bağlı olduğunu ifade eden Yakış, denklemin bir yanında Ukrayna, diğerinde de Suriye olduğuna işaret etti.

Büyükelçi Yakış, Ukrayna’nın Avrupa için daha önemli olduğunu ve ABD’nin bu meselede Suriye’yi bir pazarlık yemi olarak kullanabileceğinin altını çizdi.

Yakış, “ABD, Rusya ile Ukrayna konusunda varacakları bir anlaşmada, tavizi Suriye üzerinden verebilir. İhtimallerden biri, ABD, Rusya’yı Ukrayna ile ilgili tezlerinde ikna edebilmek için Suriye’den taviz verebilir. Bu da Suriye’deki muhalefetin dezavantajına demektir. Zaten şimdi oldukça zayıf bir konumdalar. Ukrayna’daki gelişmelerin  bu nedenle dolaylı bir etkisi olabilir” dedi.

“Top birçok kez direkten döndü”
Öğrencilik yıllarından başlayarak 40 yıllık diplomasi hayatında sürekli Kıbrıs ile ilgilendiğini söyleyen Yakış, abisi Hüseyin Yakış’ın 1963’te Serdarlı’da mücahitlik yapmasının da aile olarak Kıbrıs ile ilgilenmeye başlamalarına neden olduğunu söyledi.

“Kaç defa Kıbrıs’ta çözüm ümitleri doğduğu, çözümün eşiğine gelip topun direkten döndüğü o kadar durum gördüm ki” diyen Yakış, liderlerin üzerinde anlaştıkları ortak açıklama metninin çizmiş olduğu çerçevenin, Annan Planı’ndan farkı olmadığını belirtti.

Kıbrıslı Rumlar ve Yunanlılara Türk-Yunan Forumu’nda “Madem Annan Planı bazında anlaşacaktınız, neden 2004’te hayır dediniz” sorusunu yönelten Yakış, bu yüzden adada 10 sene kaybedildiğini söyledi.

“Tarafların şu andaki tutumu nihai tutumları değil”
Şubat ayından bu yana devam eden müzakerelerde temel görüş ayrılıklarını “pazarlık marjı” olarak değerlendiren Yakış, şöyle konuştu:

“Masaya oturdukları zaman bir yerde buluşacağına göre herkes önce maksimalist görüşlerini ortaya koyar. Ondan sonra, ‘siz öyle söylüyorsunuz ama bizim böyle endişelerimiz var’ deyip bir adım daha atarsınız, ortada bir yerde buluşuyorsunuz. Müzakere budur. Şu anda ortaya atılan tutumların nihai tutum olduğu kanaatinde değilim. Bir pazarlık marjını da içeren başlangıç tutumu ve maksimalist tutum olduğunu düşünüyorum ve er geç bir çözüme ulaşılacağını ümit ediyorum.”

“Sorun çözülmezse mevcut durum kabul görür”
İki devletli çözüme işaret eden Uluslararası Kriz Grubu raporu ile ilgili görüşlerini de ortaya koyan Yakış, bu konunun toplantıda konuşulduğunu, forumdaki Yunanlıların buna kesinlikle karşı çıktıklarını ancak ülkelerindeki resmi makamların görüşünü temsil ettiklerinden emin olmadığını söyledi.

“Yunanistan’ın buna kesinlikle razı olmayacağı söylendi. Razı olur mu olmaz mı bilemiyorum ama başka çare kalmadığı zaman şimdiki durumun uluslararası camia tarafından yavaş yavaş kabul edileceğini tahmin ediyorum” diyen Yakış, sözlerine şöyle devam etti:

“Uluslararası camiaya bundan gına geldi. Eğer çözüm yoksa, ister istemez fiili durum kabul edilecek. Fiili durum da iki devlet demektir. Raporda, ‘bunu Kıbrıs Rum kesimi ve Yunanistan da teşvik etsin, böylelikle bunun primini kazansın’ demeye getiriliyor ama en azından bu forumdaki arkadaşlardan bazıları bunun kabul edilmez olduğunu söylüyorlar.”

Son seçimler: Güçlü lider cesur kararlar verebilir
AKP’nin son yerel seçimlerinden güçlenerek çıkmasının, Kıbrıs gibi zor konularda kararlı bir şekilde hareket etmesini daha da kolaylaştırdığını anlatan tecrübeli diplomat, AK Parti’nin güçlü konumunu muhafaza ettiğini, güçlü bir liderin de kamuoyunun büyük bir kısmının desteğini aldığı için cesur kararlar verebileceğini ifade etti.

“AK Parti’nin seçimlerden güçlü olarak çıkması, Kıbrıs konusunda kararlı bir duruş ortaya koyması ve ‘Kıbrıs satılıyor’ söylemlerinden çekinmemesi anlamına gelir” diyen Yakış, yerel seçim sonucunun, AK Parti’nin Kıbrıs politikası açısından bu anlama geldiğimi belirtti.

Kıbrıs

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.