TMT’ye unutulmaz hizmetleri olan Mehmet Ali Alpcan, 71 yaşında hayatını kaybetti

Melin DOBRAN

Aslen Angolemli olan ve Lefkoşa’da ikamet eden 71 yaşındaki Mehmet Ali Alpcan, önceki gün sevenlerine veda etti. Evli ve 3 evlat sahibi olan Alpcan’ın makinist ve eski Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) üyelerinden olduğu öğrenildi. Ailesinden alınan bilgiye göre Alpcan, böbrek yetmezliğinden dolayı 2 aydan beridir hastanede tedavi görüyordu. Vedası ile başta ailesi olmak üzere tüm sevenlerini yasa boğan Alpcan, çevresinde sevilen bir kişiydi. Alpcan’ın cenazesi dün İsmail Safa Camisi’nde Cuma namazına müteakip kılınan cenaze namazının ardından Lefkoşa Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Aile müdahalede gecikildiğini iddia etti

Alpcan’ın kızı Alev Tatlıcıoğlu, cenaze töreninde Diyalog’a özel açıklamalarda bulundu. Tatlıcıoğlu, devlet hastanesindeki sistem bozukluğundan ve doktorlar arasındaki iletişim kopukluğundan dolayı teşhiste ve müdahalede çok gecikildiğini iddia etti. 

Tatlıcıoğlu, “Babam hastaneye başka bir rahatsızlıktan dolayı girmesine rağmen, yapılan tahlillerde hastaneden enfeksiyon kaptığı ortaya çıktı. Bu onun durumunu daha kötü yaptı. Doktorlar arasındaki kopukluktan dolayı tedavi uzatıldı. Babam kimsesiz bir insan olsaydı, daha da erken vefat edebilirdi. Her gün doktor kapısında beklemekten ve bilgi almaktan başka bir şey yapamadım. Benim öfkem doktor ve hemşirelere değil, hastanedeki sistem bozukluğu ve yetersiz donanımdan dolayıdır. Doktorlar istifa ediyor, kalan doktorlar ise hastalara yetişmeye çalışıyor. Yine de yeterli ilgiyi gösteremediler. Bunun da sistemden ve iletişim kopukluğundan dolayı olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.

“Sigortalı da insan değil mi?”

Tatlıcıoğlu konuşmasının devamında şunları aktardı, “Yüksek maaşı veya arkası olan kişilerin Kıbrıs dışında tedavi görmesine, bizler gibi sigorta emeklilerinin ise devlet hastanesinde tedavi görmesine bir anlam veremiyorum. Biz sosyal sigorta emeklisi olarak bunları hak ediyor muyuz? Babam yoğun bakımda 6 gün kaldı. Hastanede bize rahatsızlığının çoklu organ bozukluğu olduğunu ve yapılacak bir şeyin olmadığını söylediler. Onun tedavi olması için çok çabaladım. Oksijen alamamaktaydı. Böyle olacağını biliyordum ama gözümün önünde ölmesi beni mahvetti.”

Diyalog