SİYASİ PARTİLER ENDİŞE BELİRTEREK RUM ULUSAL KONSEYİ’NİN DERHAL TOPLANMASINI İSTEDİ

Rum siyasi partileri Pazartesi akşamki Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu-Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis görüşmesinin sonucundan kaygı belirterek, Rum Ulusal Konseyi’nin acilen toplanması gerektiği görüşünü ortaya koyarken, AKEL Rum tarafı eğer Talat-Hristofyas ortak açıklamalarını reddetmemiş olsaydı bugünkü duruma gelinmeyebileceğini vurguladı.

Haravgi “Uzlaşılanlar Terk Edilmesin” başlıklı haberinde, AKEL Basın Sözcüsü  Yorgos Lukaidis’in , “Talat-Hristofyas ortak açıklamalarını güvence altına alacak bir ortak açıklama yapılmaması kötü deneyiminden ders alınmazsa Kıbrıs sorununun gereksiz ve tehlikeli maceralara sürüklenebileceği” uyarısında bulunduğunu yazdı.

Habere göre liderlerin Pazartesi akşamki toplantısından özlü hiçbir sonuç çıkmaması nedeniyle Kıbrıs sorununun çok endişe verici bir hal aldığı görüşünü ortaya koyan Lukaidis “Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararları, tek egemenlik, tek uluslar arası temsiliyet, bir vatandaşlıkla ilgili Talat-Hristofyas ortak açıklamalarını teyit edecek bir ortak açıklama yapılması şiddetle gereklidir” dedi.

Lukaidis şunlara da dikkat çekti:

“Eğer bizim taraf Talat-Hristofyas ortak açıklamalarını reddetmeseydi bugün geldiğimiz durumdan pekala kaçınılabilirdi.  Çok önceden uzlaşılmış olan müzakere zeminiyle ilgili ortak bir açıklama bulunamadığı için müzakereler yeniden başlatılamazsa bu, içe ve dışa, Kıbrıs sorununun çözüm perspektifi olmadığı güçlü mesajını verecek. Bu olumsuz deneyimle, görüş birliklerinin reddedilmesi gereksiz ve tehlikeli maceralara sürükleyebileceği artık anlaşılmalıdır.”

Gazete EDEK ve Ekologlar ve Çevreciler Hareketi’nin Rum Ulusal Konseyi’nin toplanmasını talep ettiğini, AKEL’in de Talat-Hristofyas uzlaşılarının terk edilmemesi talebini ortaya koymak için aynı istikamette hareket ettiğini yazdı.

Habere göre EDEK (ve Rum Meclis) Başkanı Yannakis Omiru, Rum Ulusal Konseyi’nin derhal toplanmasını isteyerek Kıbrıs sorununun yönetilmesi stratejisinin acilen değiştirilmesi gerektiğini vurguladı. Türk tarafının tavrının şikayet edilmesi, Kıbrıs sorununun yeniden “anti işgal zeminine” oturtulması ve bir çözüm taslağı hazırlanması, Türkiye’nin AB üyelik sürecinin normal gelişmesine razı olamayacakları uyarısının yapılması ve bölgedeki yeni jeostratejik ve jopolitik olguların değerlendirilmesini talep etti. Omiru “Derviş Eroğlu’nun koştuğu şartlarla müzakerelere gitmek deliliktir” dedi.

Ekologlar ve Çevreciler Hareketi Rum Ulusal Konseyi’nin, çıkmazın kırılması için bir B planı hazırlanmak üzere toplanmasını önerdi. Hareket “Türklerin durumu çıkmaza sürüklediği ve aynı zamanda müzakerelerin yeniden başlaması için kendi şartlarını kabul etmemiz için bütün diplomatik imkânlarla baskı uyguladıkları apaçık ortadadır” ifadesini kullandı.

DİSİ çıkmazın kırılması yönündeki çabaların devamından yana tavır ortaya koyarak şu görüşü belirtti:

“Gerçekten çözüm isteyenler, sadece göstermelik olacak yeni bir zaman alıcı diyalogdan asla tatmin olamayacaklar.  Uluslar arası unsur, Avrupa Birliği ve özellikle BM’nin  Kıbrıs Türk tarafını iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümü arayışlarına geri getirmek için çaba harcaması şarttır. Türkiye’den, açıklamalar yapmak yerine Kıbrıs sorununun çözümü yönünde gerçek ve özlü hareketlerde bulunmasını bekliyoruz.”

DİKO Başkanı Marios Karoyan uluslar arası camiaya “Pontius Platus” gibi davranmaktan vazgeçme çağrısında bulundu. Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun belge sunduğu yolunda bilgi almadığını söyleyen Karoyan “böyle belgeler olsa dahi bunlar, Kıbrıslı Türk liderin temsil ettiği değişmez tezlerle ilgilidir” ifadesini kullandı.

Simerini EURO.KO ve Vatandaşlar İttifakı’nın görüşlerine yer verdi.

Gazeteye göre EURO.KO “Ankara’nın, Kıbrıs’taki taksimci hedeflerini uygulayabilmek için Kıbrıs sorununun çözülemeyeceği tezini yerleştirmeye çalıştığını” iddia ederek, çözüm isteyenlerin, baskı ve ricalarını Türkiye’ye yöneltmelerini sağlamak için bu mesajı uluslar arası camiaya iletmeleri gerektiğini savundu.

Vatandaşlar İttifakı da,  Türk tarafının, hedefinin ne olduğunu hem sözle hem de eylemle ortaya koyduğu görüşünü belirterek “çözümle, istila ve işgal olgularını yerleştirmek istiyor. Kıbrıs’ı tam denetimi altına almaktan başka hiçbir şeyden tatmin olmuyor.  Başkan’ın, ortaya koyduğu ön şartlarda ısrarcı olması gerek. Uluslar arası camia da Türkiye’ye nüfuzunu kullanmalı” dedi.

Tak