Mağusa’da 19 aylık bebeğe yanlış ilaç verdiği gerekçesiyle Sağlık Bakanlığı tarafından hakkında soruşturma başlatılan ayrıca Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği tarafından disiplin kuruluna sevk edilen Erel Eczanesi, hakkındaki suçlamalara yanıt verdi.
   Yazılı açıklamada bulunan eczane sahibi, Arzu Solak’ın eczaneye ilaç almaya gittiğinde reçetedeki ilacın ismine çok benzeyen isimdeki sinir ilacını verirken “bebekten başka hasta var mı?” sorusunu sorduğunu iddia ederek, Solak’ın dış gebelik ameliyatı geçirdiğini ve sinirlerinin bozuk olduğu cevabını eşinden aldığını öne sürdü.
   Eczane sahibi, 30 yıldır eczacılık yaptığını belirterek başka eczaneler yanında en az bir kalfa çalıştırıp işlerinin başında durmazken kendisinin daima işinin başında olduğunu, kalfa çalıştırmadığını ve bir sinir ilacının üstelik de tabletin 19 aylık bir bebeğe vermeyecek kadar bilgili ve tecrübeli olduklarını ifade etti.
   Defalarca “bu ilaç bebeğe verilmez” diye uyarmalarına rağmen geçirdiği operasyon nedeniyle sinirlerinin bozuk olduğu düşünülen kadının söylediklerine karşılık verip daha beter sinirlerini bozmaktansa özür dileyip kibar davranmayı tercih ettiğini savunan eczacı, “Fakat iyilikten maraz doğdu. Bu duruma üzüldüğümü belirtmeme karşın gazeteye süslenip, gülümseyerek poz veren bir kadının bunu biraz teşhir etme maksatlı yaptığını düşünüyorum” dedi.
   İlgili eczacının, iddiaları şöyle:
  “Arzu Solak isimli kişinin, eşi ilacı almak için eczaneye reçeteyle geldi ve reçetedeki ilacın ismine çok benzeyen isimdeki sinir ilacını verirken “bebekten başka hasta var mı? Bu ilaç bebeklere verilmez” diye sormama karşılık Arzu Solak’ın eşi Arzu Solak’ın yakın zamanda dış gebelik nedeniyle ameliyat geçirdiğini bunun yanı sıra hastaneden yeni çıkan bebeklerinin rahatsızlığı nedeniyle de çok üzgün ve bunalımda olduğunu belirtti.
   Bu açıklamaya karşılık kadınların bu tür vajinal ameliyatlar dolayısıyla sinir bozukluğu yaşamasının normal olduğunu ve bazen doktorların anne-çocuk, karı-koca veya kardeş gibi yakınlıklar nedeniyle birden fazla kişinin ilacını bir reçeteye yazılabilir. İlacı bunu düşünerek verdim ve verirken de defalarca uyardım.
   Kaldı ki bunun üzerine Arzu Solak’ın bağıra çağıra eczaneye gelmesi ve durumun nedenini sorgulamak yerine arkasından gelen diğer müşterilere “bunlardan alış-veriş yapmayın, birşey bilmezler, yanlış ilaç verirler” diye bağırması eşinin de söylediği gibi ameliyat dolayısıyla psikolojisinin yerinde olmadığını düşündürmüştür. Tüm bu olgular sonucunda bunun bir eczacı hatası veya tıbbi hata değil de reçetedeki isme oldukça benzeyen ilacın verilirken uyarılması dolayısıyla uyanıp prospektüsü okumaları karşılığında fark edildi.
   Yaklaşık 30 yıldır eczacılık yapıyorum. Eczacı, başka eczaneler yanında en az bir kalfa çalıştırıp işlerinin başında durmazken kendisinin daima işinin başında olduğunu, kalfa çalıştırmadığını ve bir sinir ilacının üstelik de tabletin 19 aylık bir bebeğe vermeyecek kadar bilgili ve tecrübeliyim. Defalarca “bu ilaç bebeğe verilmez” diye uyarmama rağmen de geçirdiği operasyon nedeniyle sinirlerinin bozuk olduğu düşünülen bu kadının söylediklerine karşılık verip daha beter sinirlerini bozmaktansa özür dileyip kibar davranmayı tercih ettim. Fakat iyilikten maraz doğdu. Bu duruma üzüldüğümü belirtmeme karşın gazeteye süslenip, gülümseyerek poz veren bir kadının bunu biraz teşhir etme maksatlı yaptığını düşünüyorum. tüm bunlardan ayrı olarak Eczacılar Birliği Başkanı Fatma Azgın’ın durumu öğrendiğinde benden bilgi almadan gazeteye bilinçsiz açıklama yapması beni üzdü”.

kıbrıs