1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. BÜYÜK TEHLİKE
BÜYÜK TEHLİKE

BÜYÜK TEHLİKE

Ayluga ve Güvercinlik arasında atık sulardan oluşan gölet, insan sağlığını tehdit ediyor, çevre kirliliği yaratıyor

A+A-

Gazimağusa’da Ayluga ve Güvercinlik bölgesi arasında bulunan ve çeşitli atıkların birikiminden oluşan yapay gölet çevre, sağlık, kuşlar açısından büyük tehlike oluşturuyor.
Ağır petrol ve lağım kokusunun bulunduğu bölgede, petrol atıkları da gözle görülüyor.
Biyolog Asuman Korukoğlu, atıkların insana ve çevreye zarar verdiğini belirterek petrol türevi kirliliğin boyutlarının daha ağır olacağını, bu tür atıkların bulunduğu bölgelerde bazı hastalıklarda patlama yaşanacağına dikkat çekti.
Biyologlar Derneği Yönetim Kurulu üyesi Niyazi Türkseven ise, bölgede yaptıkları incelemelerde hiçbir işleme tabi tutulmadan vidanjörlerle gerek evsel gerekse sanayi atıklarının doğaya bırakıldığını bunun sonucunda da önemli bir çevre sorunuunn doğmasına neden olunduğunu tespit edildiğini söyledi.
Türkseven, bu atık sularda petrol atıklarının olup olmadığını da düşündürdüğünü, bu nedenle daha kapsamlı bir araştırma yapılması gerektiğini açıkladı.
Korukoğlu: Hastalıklarda patlama yaşanacak
KIBRIS’a konuşan Biyolog Asuman Korukoğlu, alana dökülen atıkların çevreye ve insana zarar verdiğini söyledi.
Bunun kaynağının bilinçsizlik, sorumsuzluk ve ciddiyetsizlik olduğunu ifade eden Korukoğlu, zararın çok boyutlu olduğunu dile getirdi.
Korukoğlu, özellikle de petrol türevi kirliliğin boyutlarının daha ağır olacağına altını çizerken bu tür atıkların bulunduğu bölgelerde belli bir süre sonra bazı hastalıklarda patlama yaşanacağına vurgu yaptı.
Atıkların görüntü kirliliği oluşturduğuna değinen Korukoğlu, bu atıklarla dolu suyun sıcak günlerde buharlaşma ile havayı kirlettiğine dikkat çekti.
Bölgedeki durumun suda yaşayan mikroorganizmaları, su eklem bacaklılarını, bunlarla beslenen kuş, kurbağa ve sürüngenleri, tatlı su bitkilerini, yeraltı sularını olumsuz yönde etkileyeceğini ifade eden Korukoğlu, bölgede bulunan atıklarla karışmış suyun yağmurlarla çoğalması durumunda daha geniş bir toprak ve su hayatını zehirlemesinin kaçınılmaz olduğunu bildirdi.
Bu gibi atıkların çevrede otlayan hayvanları ve solunum yoluyla orada çalışan çiftçi ve çobanları yavaşça zehirlediğini söyleyen Korukoğlu, bazı kuş türlerinin tüylerine bulaşan atıkların uçma ve beslenmeyi engellediğini ifade etti. Korukoğlu, bu kuşların ölebileceklerini, göç edemeyeceklerini, göç yolunda gerekli performansı gösteremeyebileceklerini veya üreme yapamayabileceklerini kaydetti.
Korukoğlu, bu sulak alana bağımlı yaşayan bütün türler için bu kirlenmenin aynı tehditleri yaratacağını anlattı.
Korukoğlu, bölgedeki atıkların yeraltı ve yerüstü sularıyla denizlere taşınmasının veya bir tarım arazisine ulaşmasının söz konusu olabileceğine dikkat çekerek bunun sonucunda besin zinciriyle bu kirlenmenin insana da ulaşacağının altını çizdi.
Korukoğlu, “Bir sulak alana atık dökmek basite alınacak bir suç değildir. Gerekli cezaların uygulanması için kimse tereddüt etmemelidir. Sorumluların bulunması için takipte olacağız” dedi.
Türkseven: Kuşların tüyleri siyah oldu
Biyologlar Derneği Yönetim Kurulu üyesi Niyazi Türkseven, KUŞKOR’dan Robin Snape’le birlikte Mağusa Bölgesi’ndeki sıvı atıkların atıldığı bölgede yaptıkları incelemelerde hiçbir işleme tabi tutulmadan vidanjörlerle gerek evsel gerekse sanayi atıklarının doğaya bırakıldığını bunun sonucunda da önemli bir çevre sorununun doğmasına neden olunduğunu tespit ettiğini söyledi.
Türkseven, oluşan yapay gölette Çeltikçi, Uzun Bacak, Halkalı Küçük Cılıbıt, Mahmuzlu Kız Kuşu, Sığır Balıkçılı gibi göçmen kuşların bulunduğu hatta bu kirlenmiş sular nedeniyle kuşların tüylerinin de siyaha büründüğü görüldüğünü kaydetti.
Atık suların, çevreye gelişi güzel bırakılmasının sağlık sorunları, çevre sorunlarına yol açacağını belirten Türkseven, özellikle bu kirli suların yer altı ve yer üstü sularını kirletmesi kaçınılmaz olduğunu kaydetti.
Türkseven, ayrıca bölgede küçükbaş hayvancılığın yapılıyor olmasının da besin zinciri yoluyla bu kirliliğin insanlara taşınmasına neden olacağını, çevrede var olan mazot kokusunun da bu atık sularda petrol atıklarının olup olmadığını da düşündürdüğünü, bu nedenle daha kapsamlı bir araştırma yapılması gerektiğini açıkladı.
Sonbahar göçünün yoğun olarak yaşanmaya başlayacağı bu günlerde kuşlar için önemli bir tehlike yaratan bu atık suların çevreye bu şekilde gelişi güzel bırakılmaması gerektiğine dikkat çeken Türkseven, bu nedenle de bölgede acil olarak en azından doğal bitkilerden oluşan arıtma sistemlerinin kurulması gerektiğini sözlerine ekledi.

Kıbrıs

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.