KKTC’de imitasyon üzerinden dönen bir ekonomi olduğuna dikkat çekiliyor.

“RUMLAR’DAN TAKLİT ÜRÜNLERE RAĞBET”:

Güney Kıbrıs’tan gelen Rumlar ile turistlerin, Kıbrıs’ın Kuzeyi’nde rağbet ettiği marka ürünlerin, yüzde 60’ının orijinal değil, taklit olduğu belirtiliyor. Sınır Kapıları’nda imitasyon ürün olduğu gerekçe gösterilerek, bu ürünlerin gümrükten geçişine izin verilmese de, taklit ürünlere yine de Güney Kıbrıs’tan rağbet olduğu belirtiliyor.

“İMİTASYON ÜZERİNDEN EKONOMİ”:

KKTC’nin imitasyon üzerinden dönen bir ekonomisi olduğu belirtiliyor. Detay'ın haberine göre, Ülkemiz iç pazarının yüzde 60’ının imitasyona dayalı olduğu ve bunun korkunç boyutlarda olduğuna dikkat çekiliyor. İç piyasanın fazlasını oluşturan taklit ürünler, yerli üretimde haksız rekabete neden olurken, yasaya rağmen ürün güvenliği denetiminin yapılmadığı vurgulanıyor. Buna karşın, piyasada ürün güvenliği denetiminin uygulanmaya başlanması halinde ise,  ülke ekonomisinin çökebileceğine de dikkat çekiliyor.

Güney Kıbrıs’tan gelen Rumlar ile turistlerin, Kıbrıs’ın Kuzeyi’nde rağbet ettiği marka ürünlerin, yüzde 60’ının orijinal değil, taklit ürün olduğu belirtiliyor. Sınır Kapıları’nda imitasyon ürün olduğu gerekçe gösterilerek, bu ürünlerin gümrükten geçişine izin verilmese de, taklit ürünlere yine de Güney Kıbrıs’tan rağbet olduğu belirtiliyor.

KKTC’nin imitasyon üzerinden dönen bir ekonomisi olduğu belirtiliyor. Ülkemiz iç pazarının yüzde 60’ının imitasyona dayalı olduğu ve bunun korkunç boyutlarda olduğuna dikkat çekiliyor. İç piyasanın fazlasını oluşturan taklit ürünler, yerli üretimde haksız rekabete neden olurken, yasaya rağmen ürün güvenliği denetiminin yapılmadığı vurgulanıyor. Buna karşın, piyasada ürün güvenliği denetiminin uygulanmaya başlanması halinde ise,  ülke ekonomisinin çökebileceğine dikkat çekiliyor.

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Eski Başkanı Hürrem Tulga, turistik bölgelerden olan Arasta veya Asmaaltı bölgesinde alışveriş yapan Rumlar ile turistlerin imitasyon ürünlerle karşılaştığı, KKTC’nin turistik bir ülke olduğu düşünülerek, katma değer yaratmak için bu geçişin sağlanması, özellikle turistik yerlere yerli üretimin girmesi gerektiğini vurguladı.

“TAKLİT ÜRÜNLERDE BELİRSİZLİK”

“Taklit ürünlerin nerede üretildiği, nereden geldiğinin belli olmadığı, dolayısıyla sertifikası olmadığını belirterek, “Gıda ürünleri dahil, tüm ürünler için izlenebilirliği prensibi vardır. Yasaya göre nerede üretildiği ve kimin tarafından satıldığının izlenebilirliği şartı var. Bu taklit ürünlerde ise bu yok. Dolayısıyla güvenli olup olmadığına dair saptama yapılamıyor.”

“GÜMRÜKTE İMİTASYON MÜDAHALESİ”

“Kuzey’den satın alınan imitasyon ürünlerden dolayı sınır kapılarında baskı var. Ancak insanlar bir yolunu bulup taklit ürünleri geçiriyor. Yeşil Hat Tüzüğü çerçevesinde bireysel ticarette, 220 Euro gümrük bedeli ödeniyor. Ancak geçiş kapılarında gümrük, imitasyonu gerekçe yaparak müdahale edebiliyor.”

PİYASANIN % 60’I TAKLİT ÜRÜN

“Ülkemiz iç pazarının yüzde 60’ı imitasyona dayalıdır. Bu korkunç boyutlardadır. İmitasyon üzerinden dönen bir ekonomi var. Türkiye tedbirleri artırdığı oranda da burası kaçış yeri oluyor. Neredeyse Türkiye’de sadece KKTC’de üretim yapan yasadışı noktalar var. Taklit üretimden doğru düzgün kayıtlı bir ekonomiye geçiş nasıl sağlanacak meselesi önümüzde duruyor.”

“EKONOMİ ÇÖKER”

“Doğrudan bir denetime girilmesi halinde ekonomi neredeyse çöker. Bir geçişin öngörülmesi lazım. Ve onun yerini alacak ürünlerin teşvik edilmesi lazım. Çünkü imitasyon ürün aynı zamanda buradaki yerli üretime de haksız rekabet yapar. Buradaki üretimin de gelişmesini engelliyor. Ama o kadar geç kalındı ki, bu geçişi sağlamak için de bir takvimleme yapılması lazım. Katma değer yaratmak için turistik bir ülke olduğu düşünülerek, KKTC’de bu geçişin sağlanması gerekiyor. Turistik yerlere yerli üretimin girmesi lazımdır.”