CAS çalışanları KTHY önündeki çadır eylemine devam ediyor. Kıbrıs Postası’nın haberine göre, açıklama yapan CAS çalışanları, CAS direktörünün üstü kapalı tehdidi ile karşılaştıklarını belirtirken, dünkü CTP Genel Sekreteri Kutlay Erk’le görüşmelerinde Başbakan Yorgancıoğlu’nun sözleşmeden haberi olmadığını öğrendiklerini söylediler.

76 Kıbrıs Havaalanı Hizmetleri (CAS) çalışanı KTHY’nin önündeki çadır eylemine devam ediyor. Kendilerine verilen sözlerin tutulmasını isteyen çalışanlar, yazılı sözleşmenin ortaya konulması için eylem yapmaya devam ediyor.

CAS direktörü tarafından önlerine konulan sözleşmenin içerisinde tüm ekibe grev yasağı ve maaş skalası maddelerinin olduğunu belirten çalışanlar, direktörün “Çarşamba gününe kadar ak koyun kara koyun belli olacak” şeklindeki üstü kapalı tehdidi ile karşılaştıklarını söylediler.

Kıbrıs Postası’nın edindiği bilgilere göre Başbakan Özkan Yorgancıoğlu sözleşmeden haberdar değil. CAS çalışanlarından alınan bilgiye göre Çalışma ve Maliye Bakanının imzaladığı sözleşme Başbakan yardımcısı tarafından gizlenerek Başbakan Yorgancıoğlu’na sunulmadı.

Kıbrıs Havaalanı Hizmetleri (CAS) çalışanlarının çilesi bitmiyor. Çalıştıkları şirketin kapanmasıyla işsiz kalan çalışanlar şimdide, sözleşme ile ilgili sorun yaşıyor. Haklarını aramak için Kıbrıs Türk Hava Yolları (KTHY) önünde çadır eylemi başlatan çalışanlar, 4 gündür buz gibi havada eylem yapmaya devam ediyor.

Osman Kırmızı: “2 müşavir maaşı 76 kişinin yuvasını kurtarır”

“76 kişi ile çıktığımız bu yolda çözüme ulaşana kadar ailelerimizle birlikte eylemimize devam edeceğiz. Bu soğukta bu insanları çadıra mahkûm etmek vicdanlara sığmıyor. Dün Sayın Kutlay Erk’le yaptığımız görüşmede Sayın Kutlay Erk bize; “Başbakanın sözleşmeden haberi yok, sözleşmeyi getirin bakalım imzalamaz mı?” Bu sözlerden de anlaşıldığı üzere Maliye ve Çalışma Bakanı’nın imzası olan ve bizlerin önüne sunulan sözleşme Başbakan yardımcısı Serdar Denktaş tarafından Başbakana sunulmadı. Bundan sonraki adımımız arkadaşlarımızla aldığımız ortak karardan sonra Sayın Serdar Denktaş ile konuşmak oldu. Sendika ile bugün ne yapacağımıza daha kesin karar vereceğiz, eyleme devam ediyoruz. Bizim çok büyük isteklerimiz yok, ayda 2 müşavir maaşı 76 kişinin yuvasını kurtarır. Bize verdikleri sözleri yazıya döksünler.”

Derkan Keser: “Güvence vermek zor mu?”

“Devletin olan bir şirketin çalışanlarına devlet güvencesi vermemek gerçekten bu kadar zor mu? Güvence ve verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz.”

Feriha Eres: “Yine aynı filmi yaşayacağız”

“Şirketin kötü gidişat ile birlikte kapanacağı söylentileri yayıldı. 29 Haziran’da belediye seçimleri oldu, 30 Haziran’da kâğıtlar elimize verildi. Biz 76 kişi devlete güvenerek işimizi aksatmadan sürdürdük. Şimdi yine şirketin durumu pek iç açıcı değil ve önümüzde bir seçim daha var biz yine aynı filmi yaşayacağız. Tek isteğimiz sözleşme ve yakın zamanda maaşlarına artış alan vekillerin çözüm odaklı çalışmasıdır.”

Melek Dören: “Verilen sözler havada kalmasın”

“CAS çalışanları olarak tek istediğimiz devlet güvencesi ve verilen sözlerin havada kalmamasıdır. Biz devlete güvence veriyorsak ve eylem yaparken bile işimizi aksatmıyorsak onlarda bize güvence vermelidir. Geçtiğimiz gün direktörle yapmış olduğumuz toplantıda önümüze konan sözleşmede, tüm ekibe grev yasağı ve maaş skalası maddeleri konmasına hayır dedik. Bunun üzerine de direktör bizlere Çarşamba gününe kadar sözleşmeyi imzalamamız için zaman verdi, ardından da “Çarşamba gününe kadar ak koyun kara koyun belli olacak” sözü ile karşılaştık. Biz haklarımızı istiyoruz.”

Ayhan İnce: “Eyleme devam edeceğiz”

“76 Kişi bu soğuk havada eylem yapmıyorsa bunun sebebi verilen sözlerin tutulmaması ve hakkımız olan sözleşmenin söz verildiği şekilde karşımıza yazılı olarak konmamasıdır. Biz grev yapma taraftarı değiliz sadece haklarımızı geri istiyoruz. Haklarımızı almadıkça da işimizi aksatmadan eyleme devam edeceğiz.”

Semray Hansa: “Eylemden başka çare bırakmadı”

“Bize verilen sözlerin, direktör tarafından bizlere sunulan yazılı sözleşmelerde olmayışı bize eylemden başka çare bırakmadı. Bunun yanında direktörün bize sözleşmeyi imzalamak için çarşambaya kadar müddet vermesi ve da “Çarşamba gününe kadar ak koyun kara koyun belli olacak” demesi de durumun ciddiyetini gözler önüne serdi. Biz haklarımızı istiyoruz ve haklarımızı almaya çalışırken işimizi aksatmadan eylemimize devam edeceğiz.”