1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. ÇATIŞMA ÇIKAR!
ÇATIŞMA ÇIKAR!

ÇATIŞMA ÇIKAR!

Çatışma çıkar;

A+A-

Rum basınına sızdırılan ‘mülkiyet planının’ gerçekleşmesi durumunda ‘Türk ve Rum mülk sahipleri’ arasında yaşanabilecekler konusunda uyarıyoruz:

Güney Kıbrıs’ta yayımlanan  Politis gazetesinin ‘güvenilir kaynaklardan’ elde ettiği bilgilere dayanarak dünkü manşetinde yayımladığı haberde, mülkiyet konusunda, taraflar arasında farklılıkların bulunduğunu; ancak bunların iyi bir ortamda dile getirildiğini, ayrıca iki tarafın iradesinin, bunları aşabileceği şeklinde de addedildiğini belirtti.

Gazete esas sorunların Kıbrıs Türk sınırları içerisinde başlayacağını, hak sahipliğinin burada da var olmaya devam edeceğini ancak kriterlerin kullanıcı haklarını da göz önünde bulunduracağını yazdı.
Örneğin Girne kökenli bir Kıbrıslı Rum’un buradaki evini talep etmesi durumunda bunun birçok parametreye bağlı olacağını, evin kullanıcısının Baf göçmeni Kıbrıslı Türk olması durumunda, bunu hemen alamayacağını, evin yeni statüsünün komite aracılığıyla müzakere edileceğini, evin tazmin edilebileceğini, eve sahip olabileceğini, Kıbrıslı Türk’ün Baf’ta mülkü bulunması halinde takas edilebileceğini savunan gazete, aynı şeyin Limasol’daki evini talep eden Kıbrıslı Türk için de geçerli olacağını belirtti.

Gazete mülkiyete ilişkin kriterlerin görüşülmesinin henüz tamamlanmadığını belirtirken, Girne’de Rum evinde oturan, fakat güneyde mülkü bulunmayanların nasıl bir durumla karşılaşacağına değinmedi.
 
Taslak açıklandı

Gazete “Hak Sahibi ve Kullanıcı” başlıklı haberinde, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin, mülkiyetle ilgili olarak, iki tarafın nasıl hareket edeceğine dair net bir taslağı ortaya koyduğunu yazdı.

Mülkiyet konusunda belirlenecek olan kriterlerin de var olduğunu yazan gazete Kıbrıslı Türklerin büyük bir çoğunluğunun kuzeyde kalmak istediğini, bunun, yapılan anketlerde de net bir şekilde yer aldığını belirtti.

Gazete yine yapılan anketler bazında, çok az Kıbrıslı Rum’un Kıbrıs Türk idaresi altında yaşamak istediğini yazarken, Kıbrıs Rum kurucu devlet idaresi altına verilecek olan bölgelerden de bahsederek Maraş, “Kontea” (Türkmenköy), “Lisi” (Akdoğan), “Zodia” (Bostancı), “Omorfo” (Güzelyurt) bölgelerinde hak sahibi olan Kıbrıslı Rumların, çözüm sonrasında evlerini ziyaret edebileceklerini, eğer evlerinde birinin oturmaması durumunda buna hemen sahip olabileceklerini, eğer oturuluyorsa, kira isteme, satma veya kalanların taşınması için belli bir süre verme haklarına sahip olacağını ileri sürdü.

Tazminatlar ödenmedi

Politis gazetesi “Ödenmeyen Paraların Dağıtılması” başlıklı aynı sayfa içerisindeki bir başka haberinde, Rum Hükümeti’nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Türkiye aleyhine verdiği, kayıp yakınları ve “mahsurlara” ilişkin 90 milyon Euro’luk tazminatın adil dağıtılması için bir mekanizmayı ileriye götüreceğini zira Türkiye’nin söz konusu mekanizmanın bulunmadığına atıfta bulunarak parayı ödemediğini savundu.

Gazete söz konusu tazminat kararının AİHM tarafından geçtiğimiz yıl Ağustos ayında verildiğini ancak paranın bugüne kadar ödenmediğini belirtti.

Gazete, tazminatın, adil bir şekilde dağıtılmasına ilişkin bir mekanizmanın oluşturulmasının Rum Yönetimi’nin AİHM karşısındaki sorumluluğu olduğunu da yazdı.

Komiteden geçecek

Bu arada Fileleftheros gazetesi, “Mülkler, Komiteden Geçecek - Belirtilen Türk Tezi İtirazlarda Bulunulacağı, Sorunu Zorlaştıracağı Şeklinde” başlıklı haberinde, elde ettiği bilgilere dayanarak hak sahipliğine ilişkin itiraz olasılığı bulunduğu andan itibaren konunun otomatik olarak komiteye havale edileceğini yazdı.

Gazete yine elde ettiği bilgilere atıfta bulunarak, Türk tarafınca, yasal sahibi tarafından mülkün doğrudan (kendiliğinden) tekrar elde edilmesine ilişkin haklara dair itirazlarda bulunacağına ilişkin beyan edilmiş bir görüşün bulunduğunu, bunun da ilk aşamada kısır bir döngü yaratacağını savundu.

Bu aşamada, müzakereciler ve çalışma grupları düzeyindeki dikkatin, kriterlerin şekillendirilmesine yöneldiğini belirten gazete, bunun, henüz daha ele alınmayan kriterler ve alt kategoriler anlamına geldiğini yazdı.

Gazete mülkiyet konusunda mücadelenin, esas olarak çözümden sonra ve tüm durumların göğüslenmesine yönelik mekanizmaları yaratacak olan komite içerisinde verileceğine de dikkati çekti.

Gazete komitenin, eşit sayıda Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Ruma sahip olacağını ve çıkmaz durumunda yabancı bir uzmanın da çağrılacağını kaydetti.

Gazete ayrıca, müzakereler sürecinin, üç eksende hareket ettiğini, bunların günlük bazda pratikte teyit edildiğini de yazdı.

Rum basını lideerlerin hangi konularda uzlaştıklarını açıkladı

4 başlık beklemede

Kıbrıs sorununda tarafların görüş birlikleri, görüş ayrılıkları ve güven yaratıcı önlemlerin liste şeklinde hazırlandığı belirtildi.

Kathimerini gazetesi, Akıncı ile Anstasiadis arasında ele alınan 40 belgede görüş birliği sağlanan konuları şöyler sıraladı:

“İki toplumlu, iki kesimli federasyon, sonuç verici merkezi hükümet, AB kurumsal organlarında işlevsel bir merkezi hükümet, yasama gücü (alt ve üst meclis) yargı gücü, merkezi federe hükümetin kamu hizmeti, kamu hizmeti komitesi, merkezi federe hükümetin yetkileri, mülkiyette üç seçenekli kişisel hak (takas, tazminat, iade), vatandaşlık (kurucu devletlerin ek vatandaşlığı), kullanıcı hakkının tanınması, AB normlarına uygun çözüm, bazı siyasi haklardaki kısıtlamalarla 4 özgürlüğün uygulanması, AB’nin müzakereler sürecine etkin müdahil olması, çözümün ekonomik boyutları.”

Görüş ayrılıkları

Kathimerini gazetesi, görüş ayrılıklarının ise “yürütme gücü (dönüşümlü başkanlığa ilişkin Türk tezi), mülkiyet komitesi için kriterlerin şekillendirilmesi, toprak üzerindeki kriterler, çözümün birincil hukuk haline gelmesi” konularında olduğunu yazdı.

Habere göre GYÖ’ler şu şekilde:

“Beşparmak Dağlarındaki 28 mayın tarlası, sınır kapılarındaki işlemlerin kaldırılması, Lefke ve Derinya sınır kapılarının açılması, cep telefonu ve elektrik hatlarının bağlanması, cinsiyet eşitliği komitesi kurulması, kayıplar konusundaki ortak açıklama, hallumi/ hellim patentinin tescil edilmesi.”

Kathimerini gazetesi “Nihai Al-Ver Ekim Ayı Sonunda” başlıklı bir başka haberinde ise, herhangi bir zaman takvimi olmaksızın aynı zamanda mülkiyet konusundaki konularda uzlaşmaya varılması için ne kadar zaman isteneceği hesaba katılmaksızın, şu anda 40 belgeden oluşan iş yükünün, Ekim ayı sonuna kadar belirli bir şekil almasının beklendiğini yazdı.

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.