Özlem Çimendal

Son günlerde art arda yaşanan olaylardan dolayı gündemden düşmeyen, hem fiziki hem de psikolojik açıdan artık yetersizliği iyice su yüzüne çıkan Merkezi Cezaevi hakkında açıklamalarda bulunan Gardiyanlar Birliği Başkanı Salih Kayalı, 15 Kasım’dan önce yeni cezaevi için çalışmalara başlanacağını söyledi. 

Yeni cezaevine Kasım 15’te başlanıyor

Kayalı, “Sayın bakan Kasım 15’te önce yeni cezaevinin inşaatına başlanacağını söyledi. Cezaevi için Türkiye’deki firma ile KKTC’de firmanın gerekli ilerlemeyi sağlamış durumda. Çok uzun süredir beklediğimiz için biz de haklı olarak zaman zaman umudumuzu yitirdiğimiz anlar da oldu. Bakanımızın bu açıklamasından sonra yeni cezaevi için verilen tarihte inşaata başlanacağını umuyoruz” dedi.

“Bu hastalıkların olacağı bilinen bir gerçek”

Cezaevinde baş gösteren uyuz salgını hakkında da açıklamalarda bulunan Kayalı şöyle konuştu: “Sağlık Bakanlığı, doktorlar ve arkadaşlarımız en erken sürede hastalığa müdahale etmiştir. Ancak bu gibi hastalıkların olacağı herkes tarafından bilinen bir gerçektir.”

“Hijyenik şartların sağlanamadığı ortamda hastalıkların yaşanması kaçınılmaz”

Kayalı, fiziki altyapısının yeterli olmadığı yeterli hijyenik şartların sağlanamadığı Merkezi Cezaevi’nde salgın hastalıklar gibi sağlığı tehdit eden hastalıkların yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak, “Çok kalabalık ve devamlı giren çıkan söz konusu. Bunların olacağını hepimiz biliyoruz. Sadece yüksek duyarlılık gösterilmesi gerekmektedir bu konulara” dedi.

“Başka hastalıklar da olabilir”

Cezaevinde bundan sonraki süreç için de herhangi bir salgın ya da hastalığın olmayacağı gibi bir beklentinin yanlış olacağını dile getiren Kayalı, kalabalık ve yetersiz şartlar dolayısı ile oluşabilecek herhangi bir salgın ya da hastalığı yeni cezaevi bitene kadar daha duyarlı davranarak ve alınan önlemler ışığında minimize etmek gerektiğini kaydetti.  Kayalı, “Olmamasını beklemiyoruz, başka rahatsızlıklar da olabilir” ifadelerini kullandı.

“Kışın bir anda 80 kişi grip olabiliyor”

Kış ayının da gelmesi ile birlikte bir anda 80 kişinin grip olma tehlikesinin de baş gösterebileceğine de değinen Kayalı, “Kalabalık ve yeterli alanın olmaması  ve yeterli hijyenik ortamın sağlanamaması nedeniyle bunların gerçekleşmesini beklememek imkansızdır. Mutlaka olacak. Daha hassas davranarak, erken önlem alınmalı” ifadelerini kullandı.

"Sağlık kontrolleri yeterli değil"

Cezaevine tutuklu olarak gönderilen mahkumların cezaevi öncesi doktor tarafından sağlık kontrolünden geçirilmesi gerekliliğine dikkat çeken Kayalı, bu kontrollerin yeterli olmadığı görüşünü de ifade etti. Kayalı, “Var ama yeterli değil. Mahkumları zaman zaman polisler de hastaneye götürerek tedavi ettirip getiriyor. Bazı hastalıkları da hemen tespit etmek her zaman mümkün olmayabiliyor” ifadelerini kullandı.

“Bir günde 20 mahkum gelebiliyor”

Kayalı, “Lefkoşa-Mağusa ya da başka yerlerden bir anda üst üste mahkum gelebiliyor. Bir günde 20 mahkum gelebiliyor. Dolayısıyla bunların kontrolünü sağlamak çok kolay değil. Mesai saatleri dışında dahi mahkum gelebiliyor. Dolayısıyla kabul bölümü diye bir bölüm oluşturuldu. Ya da revirde tutuluyor yeni gelenler. Ancak önlemlerin daha da artırılarak, hastalıkların tespitinin bir an evvel yapılması hayati önem taşımaktadır” diye konuştu.

"Karantina seçeneği imkansız"

Herhangi bir hastalık halinde ya da salgın durumunda karantina seçeneğinin imkansıza yakın olduğu uyarısında da bulunan Kayalı, “Gerçekten çok zor. Çünkü yer sıkıntısı var. Şu an bu uyuz salgını hastalığının gerekliliği yerine getiriliyor. Ancak bundan sonraki salgın ve hastalıklar için ya da karantina durumları için yer sorunu en büyük problemdir” dedi.

"Merkezi Cezaevi her hastalığa gebe"

Merkezi Cezaevi’nin mevcut yapısının önümüzdeki süreçte yeni hastalıkların ya da salgınların oluşmasına olanak sağlayabilecek potansiyelde olduğuna işaret eden Kayalı, “Şaşırmayalım buna. Çünkü bu ortam bunların hepsine gebe şu an.  Artık şaşırmıyoruz cezaevinde yaşananlara. Gerek kavgalar gerek hastalıklar noktasında meydana gelen olayları içerideki yetersiz fiziki ortam tetikliyor.  Kadar insanı o şartlar altında bir arada tutmak çok da kolay bir olay değil” diye konuştu.

Yeni Bakış