1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. CEZAEVİNDE 13 ÇOCUK VAR
CEZAEVİNDE 13 ÇOCUK VAR

CEZAEVİNDE 13 ÇOCUK VAR

Cezaevinde 13 çocuk var

A+A-

Merkezi Cezaevi'ndeki 392 mahkumun 13'ü, 14 ile 18 yaş arasındaki çocuklardan oluşuyor. Merkezi Cezaevi yetkililerinden alınan bilgiye göre, ikisi 14, üçü 16, altısı 17, biri 15 ve biri de 18 yaşlarında olmak üzere toplam 13 çocuk var. Ayrıca sekiz mahkumun da henüz 19 yaşında olduğu öğrenildi.

Ceren ÖZBİL
Merkezi Cezaevi'ndeki çocuk suçlu sayısıyla ilgili tablo iç karartıyor. Cezaevindeki 392 mahkumun 13'ü, 18 ve 18 yaşının altındaki çocuklardan oluşuyor. Ayrıca şu anda cezaevinde bulunan 8 mahkumun da henüz 19 yaşında olduğu öğrenildi.

 

Merkezi Cezaevi yetkililerinden alınan bilgiye göre, ikisi 14, üçü 16, altısı 17, biri 15 ve biri de 18 yaşlarında olmak üzere toplam 13 çocuk var.
 

Sosyal Hizmet Uzmanı Barış Başel, çocukların suça yönelmesinin başlıca nedeninin ülkedeki sistemsizlik olduğunu söyledi.
 

Başel, ayrıca tüm maddeleri ile kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin de kağıt üzerinde kaldığını ve bu sözleşmeye uyulmadığını ifade etti.
 

Başel: Yoksul çocuklar risk altında
Sosyal Hizmet Uzmanı Barış Başel, yoksul çocukların risk altında olduğunu söyledi ve bu çocukların sağlıklı beslenemediğini, bu nedenle de zihinlerinin diğer çocuklar gibi gelişemediğini anlattı.

 

Kronik zihin engelli gibi bir durumun ortaya çıktığından söz eden Başel, her çocuğun sağlıklı gelişim ve eğitim hakkına sahip olduğunu ifade etti.
 

Başel, “Eğitim verirsiniz ama gelişmede protein yiyemez, sadece makarna bulgurla beslenirse, beyninin çapı daha küçük kalır. Beyni gelişmez. Bu nedenle zihinsel gelişim sıkıntıya düşer” dedi.
 

“Herkes üreme hakkına sahiptir”
Toplumda yoksul ailelerin çok çocuk yapmaması gerektiğinin söylenip, hatta “bunların tüplerini bağlayın” görüşü olduğunu kaydeden Başel, böyle bir şeyin söz konusu olamayacağını belirtti.

 

Başel, herkesin üreme hakkına sahip olduğunu söyledi ve burada devletin o aile yapısını güçlendirerek bu çocukların sağlıklı gelişmesini sağlaması gerektiğini kaydetti.
Ancak ülkede bu çocukların tümünün risk altında olduğunu belirten Başel, hiçbir önlem alınmadığında da bu çocukların suça itilen çocuklar arasında görüldüğünü ifade etti.

 

“Çocuk ihmal ve istismarı her zaman vardı”
Çocuk ihmal ve istismarının her zaman yaşanan bir olay olduğundan söz eden Başel şu şekilde konuştu:

 

“Pedofili dediğimiz, yani çocuk bedeninden tahrik olmak, bunlar sapkın ve cinsel davranış sapması arasında geçer. Bu kibar bir yolla anlatılmasıdır. Ancak toplum bunu çok anlamadı diye artık biz buna ‘çocuk tecavüzü’ diyoruz. Yasaya da özellikle, ‘cinsel istismara uğradı’ değil ‘tecavüze uğradı’ şeklinde konuldu. Bu her zaman vardı. Sadece şimdi daha görünür oldu.
 

Birçok aile sırf adım duyulmasın diye, şikayetçi olmuyor ve konu kapatılıyor. Çocuk tecavüzlerinin üzeri örtülüyor. Bu durumdan aile de sistem de sorumludur. Eğitim sisteminin nasıl bir insan hedeflediği önemlidir. Bu çocukların ‘riskli cinsel davranış’ haberlerini biz okul çağından itibaren görüyoruz.
 

‘Okulda arkadaşlarının arkasına geçip tuvaletlerde süründü’, ya da ‘cinsel organını sıkıp İstiklal Marşı söyletti, bunun için disipline verildi.’ Aslında biz bunları fark ediyoruz. Ancak kurumlar arası ilişkiler yok. Bu çocukların hemen çocuk ya da genç psikiyatriye sevk edilip aile ile birlikte önüne geçilmesi için çok küçük yaşlardan çalışılması lazım.”
 

“Ailelerin davranışı önemli”
Ailelerin çocuklarına karşı olan davranış ve tavırlarının da çocukların suça itilmesinde önemli bir rol oynadığını kaydeden Başel şu ifadeleri kullandı:

 

“Okullarda suç işleyen çocukları disiplinle okuldan atıyoruz, eğitim kurumu ile bağını koparıyoruz. Sokağa salıyoruz. Kaçınılmaz son da bu oluyor.
 

Bu durum sadece cinsel suçlarda değil, diğer suç oranları içinde geçerlidir. Aileler çocuklarına bağırarak, aşağılayarak ve tehdit ederek eğitim vermemelidir. Vurmayın, çünkü siz beden bütünlüğünü evde bozarsanız, gelecekte sokakta kötü niyetli birinin dokunuşlarından da koruyamazsınız çocuğunuzu. Önce siz bozmuş olursunuz onun beden ve ruh bütünlüğünü.”
 

“Çocuklar koşulsuz sevgi ortamında yetişmelidir”
Başel, çocukların koşulsuz sevgi ortamında yetişmesi gerektiğini ifade etti ve çocukların duyguları olan bir varlık olduklarını unutmamak gerektiğini hatırlattı.

 

Çocuklara bizim kopyamızmış gibi hareket etmeyi bırakmamız gerektiğini söyleyen Başel, çocukların duyguları olan ayrı bir birey olduğunu kabul etmek gerektiğini kaydetti. Başel, “Daha da önemlisi bir yurttaş olarak değerlendirilmelidir. Bizim ülkede çocuklar yurttaş değil. Bir çocuğun 18 yaşına gelip oy potansiyeli ortaya çıkana kadar görünür olması için ya bir olayın faali ya da mağduru olması gerekir. Ayrıca sadece sokakta değil her yerde tehdit var. Aileler istismarcıyı çok uzakta aramamalıdır. Çünkü yaşanan olaylardan da gördüğünüz üzere olayların yüzde 80'den fazlası, çocuğun bildiği tanıdığı kişiler tarafından gerçekleştiriliyor.
 

Toplumda bir kanı var ki ‘ısısız yerlere gitme, parkta gece dolaşma’ gibi... Tabii ki güvenliği için olabilir ancak bu tek başına bir çözüm değildir” diye konuştu.
 

“Çocuk koruma politikası yok”
Başel ülkede, çocuk koruma politikası olmadığını belirtti ve kapsamlı bir çocuk koruma politikası ve sistemi olması gerektiğini savundu.

 

Ayrıca çocuk koruma polisi de olmadığını hatırlatan Başel, bu çocukların tutuklandığında daha farklı muamele ile sürece dahil olması gerektiğini anlattı. Başel ancak şimdiki sistemde tutuklanan bir çocuğun olayı önce polise, sonra sosyal hizmetlerden gelen görevliye, arkasından savcıya, sonra da çıkıp mahkemede anlattığını söyledi. Barış Başel, çocuğun böylece 5 kez istismar edildiğini ifade etti.
 

“Sözleşme kağıt üzerinde kaldı”
Başel, tüm maddeleri ile kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin ne yazık ki kağıt üzerinde kaldığını söyledi ve şu şekilde konuştu:

 

“Çocukların gökyüzünün mavisini görmesini en az süreyle engelleyebilirsiniz. Bir çocuğu en kısa süre ile gözaltına alabilirsiniz ya da kodese koyabilirsiniz.
Biz Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni tüm maddeleri ile kabul ettik. Hiç bir tanesini dışarıda tutmadık. Ancak hiç birini uygulamıyoruz. Avrupa Birliği buna yönelik yeni bir düzenleme yaptı. Bu doğrultuda ek bir protokol yapıldı. Bu da sözleşmeye eklenir. Bunu yeniden oylamanıza gerek yok.

 

Avrupa Birliği'nde bir network kuruldu. Örneğin adanın güneyinde bir çocuk tecavüzcüsü yakalanmışsa onun spermleri, DNA'sı, kan tahlilleri, yüzü her şeyi bir ana sistemde toplanır. Oradan seyahat edip Almanya'ya gittiğinde de Almanya'ya gittiği bilinir. Orada bir olay yaşandığında da o mu diye kontrol edilir.
 

Biz bu sisteme dahil olduk ancak bizim Adli Tıp Kurumumuz yok. Savcı ve yargıçlar boyutunda çocuk psikolojisi konusunda özel eğitimden geçmiş donanımlı diyebileceğimiz biri yok. Bu nedenle çocuk mahkemelerimiz de çalışmıyor. Çocuk tutuklulara avukat hakkı yok. Devlet onu koymuyor. 16 yaşında bir genç dükkân açtı, telefon çaldı. Yetişkinlerle birlikte yargılanıyor. Parası varsa avukat tutuyor, yoksa tutamıyor.”
 

“Devlet kurumları ile mafyanın hesaplaşmasını izleyeceğiz”
Başel, “bir gün gelecek ülkede devlet kurumları ile mafyaların hesaplaşmasını izleyeceğiz” dedi ve şu şekilde konuştu:

 

“Bu çocuklarla ilgili haberler okunduğunda herkesin kanı donuyor. Nasıl olur diye. Gidip çelik kapı ve kamera sistemlerini güçlendiriyorlar. Kendi çocuklarını koruyorlar. 5 yıl, 10 yıl sonra sokakta bu çocukların o tarz yaşam döngüsü olan çocuğuna uyuşturucu satabileceğini, başka risklere açık hale gelebileceğini, suç oranlarının patlayacağını düşünmüyoruz.
 

Ben adaya ilk döndüğüm zaman, bisikleti izinsiz alan bir çocuk cezaevine gönderildi. 14 yaşında zihinsel yetersizliği vardı. 2 ay sonra çıkardık. Tekrar suç işleme davranışlarına yöneldi. Şimdi ofisi var. Patron oldu ve kendine benzer çocukları yanına aldı, ona çalışıyorlar.
 

Yine aynı dönemde gruplar arası kavga nedeniyle sistem ile tanışan çocuk, yüzde 40 uyuşturucu satışını gerçekleştiren bir baba haline dönüştü. Ehliyeti yoktur ve diğer riskli davranışlarından dolayı cezaevine gönderdiğimiz başka bir çocuk, şimdi çek senet kırıyor. Uygun olmayan emlak ile ilgili haraç topluyor.”

Kıbrıs

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.