1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. CEZAEVİNDE NEFES ALMAK DAHİ ZOR
CEZAEVİNDE NEFES ALMAK DAHİ ZOR

CEZAEVİNDE NEFES ALMAK DAHİ ZOR

“Ne yaşları ayrılıyor ne de suçları”

A+A-

Elmas TOKAY

Merkezi Cezaevi’nde 23 yılını dolduran ve 3 yıldır da Gardiyanlar Birliği Başkanlığı’nı sürdüren Salih Kayalı, Merkezi Cezaevi’nin artık, hiçbir yönden yaşanılabilecek bir yer olmadığını belirtti. Kıbrıs Gazetesi’ne konuşan Kayalı, şu anda cezaevinde 400’ün üzerinde mahkûm ve tutuklu olduğunu belirterek, personel azlığının yanı sıra, 48-50 kişiye 3 tuvalet, 2 duşun düştüğü koğuşlarda nefes almanın dahi zor olduğu bir yer haline geldiğini kaydetti.

Cezaevindeki tutuklu ve mahkûm sayısındaki aşırı artışın yanı sıra, suçlu profilinde de ciddi bir değişim olduğuna değinen Kayalı, her geçen gün 20 yıl ve üzeri ceza alan mahkûm sayısının yükseldiğini, cinayet suçlarının arttığını, içerdeki mahkûmların 0’unun da uyuşturucu suçundan burada olduğunu söyledi.

“Ne yaşları ayrılıyor ne de suçları”

Salih Kayalı, yaşanan yoğunluktan dolayı, ağır ceza alan bir mahkûmla basit bir kavgadan dolayı kısa süreliğine cezaevine gelen mahkûmun aynı koğuşta kaldığını dile getirdi.

Tüzüğe göre mahkûmları yaşa göre ve suçun ağırlığına göre ayırmak gerektiğini kaydeden Kayalı, şu anda cezaevinde böyle bir uygulamanın mümkün olmadığını, 14 yaşındaki genç bir suçlunun, bugün, cinayet suçundan veya ağır bir suçtan cezaevinde olan bir kişiyle aynı koğuşta kalmak zorunda olduğunu söyledi.

“Potansiyel suçlu olarak dışarıya çıkıyor”

Basit bir suçtan içeriye giren ve ağır suçluların olduğu koğuşta kalan bir kişinin, dışarıya çıktıktan kısa bir süre sonra, ağır bir suçtan yeniden cezaevine geldiğini kaydeden Kayalı, cezaevinde bu tür örneklerle birçok kez karşılaştıklarını söyledi.

Kayalı, kaldığı ortamdan etkilenen ve psikolojisi bozulan basit suçluların, 6 ay, 1 yıl sonra ağır suçlar işleyerek buraya dönmelerinin durumun ne kadar vahim olduğunun en büyük göstergesi olduğunu belirtti.

“Dışarı çıkan tekrar geri geliyor”

Özellikle son zamanlarda karşılaştıkları bir durumu da paylaşan Kayalı, KKTC vatandaşlarının, cezasını yatıp dışarı çıktıktan kısa bir süre sonra, yeniden suç işlediğini ve cezaevine geldiğini gözlemlediklerini söyledi.

Kayalı, bu durumunda bu kişinin ıslah olmadığı anlamına geldiğinin açık bir göstergesi olduğunu söyledi.

Şu anda cezaevindeki kalabalıktan ve yoğunluktan bir mahkûmun ıslah olma ihtimalinin nerdeyse hiç olduğunu kaydeden Kayalı, devletin de bu tür durumlarda, alacak hiçbir önlemi olmadığını gözlemlendiğini söyledi.

Gardiyanlar Birliği Başkanı Salih Kayalı, ülkemizde maalesef, suç işleyip de cezaevine düşen bir kişiyi koruyan hiçbir kuralın mevcut olmadığını kaydetti. Ceza alan bir kişiyi cezasını çekip çıktıktan sonra toplumun dışladığını anlatan Kayalı, bu kişiye iş verilmediğini, ön yargılı yaklaşıldığını ve bu kişinin de bir süre sonra yeniden suç işleyip cezaevine geri döndüğünü dile getirdi.

“Yeni cezaevi şart oldu”

Kayalı, artık bu ülkeye, çağdaş, insan haklarına uygun bir cezaevi gerektiğini söyledi. En temel sorunun bu olduğunu, cezaevinin şuan ki fiziki yapısının bittiğini ve ömrünü tamamlandığını kaydeden Kayalı, 6-7 yıldır bu konuda uğraş verdiklerini, Türkiye’de yeni cezaevi için ihalenin tamamlandığı bilgisini aldıklarını belirtti.

Kayalı, yeni hapishanenin Haspolat Kirli Sanayi Bölgesi’ne yapılacağını kaydetti.

“Terfiler tıkandı, personel az”

Bir diğer sorunun ise yılan hikâyesine dönen terfiler olduğunu dile getiren Salih Kayalı, bu terfilerin davalık olduğunu, henüz bir karar üretilmediği için, şu an ciddi sıkıntı yaşandığını söyledi. Kayalı, Merkezi Cezaevi’nde 15 mevcut subay olması gerekirken, şu an bir subay ve bir müdür olduğuna dikkat çekti. Terfi mekanizmasının davalık olduğunu ifade eden Kayalı,12-13 yıl cezaevinde çalışan insanların aynı derecede durduğunu ve bunun da çok ciddi bir sıkıntı olduğunu aktardı.

Gardiyanlar Birliği Başkanı Salih Kayalı şöyle devam etti:

“Şu an gardiyanlar olarak 30 erkek ve 3 de kadın gardiyan eksiğimiz var. Siyasi karar üretilemediği için şu an bu sorunla karşı karşıyayız. İçerde görev yaptığımız 24 görev noktamız var. Ancak vardiya sayısı 24’ünde altına düştüğü için şu an nöbet tutulması, görev yapılması gereken bazı yerler personel sıkıntısı yüzünden boş kalıyor.”

“Bu cezaevinin güvenliğini sarsar”

“Cezaevinde nöbet tutulmayan yerlerin olması, bütün cezaevinin güvenliğini sarsan bir durumdur. Bu görev yerleri daha önce tespit yapılarak oluşturuldu. Yarın öbür gün buralarda bir sorun çıksa, bunun hesabını kim verecek?

Kamunun diğer alanlarında tasarruf yapılmaz. Ama konu cezaevi oldu mu tasarruf tedbiri yaparlar. Biz gardiyanlar bunu hiç anlamış değiliz.

Personel açısında zafiyetimiz var. İçerdeki mahkûm sayısı arttıkça, hasta veya rahatsızlık sayısı da artar. Ve hastaneye gönderdiğimiz mahkûm başında kural olarak mutlaka iki gardiyan durmak zorunda. Ancak şu an biz bir gardiyan koyuyoruz.

Bu bir zafiyet ve mahkûm firarları da genelde hastaneden oluyor. Hastanedeki mahkûmun başına bir adam koyarsanız, bu adam nasıl yemek yiyecek? Nasıl ihtiyaçlarını karşılayacak? Düşünün ki zaman zaman bir gardiyan 12 saat mahkûm başında durur, yemek yemez, hiçbir ihtiyacını gideremez.”

Fotoğraflar: Özmen YILANCILAR

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.