“KADINA YÖNELİK ŞİDDETTİN ÖNLENMESİNDE TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ SAĞLANMASI GEREKLİLİĞİ TEMEL HEDEF OLARAK BELİRLENMELİ, ATAERKİL ENGELLERİ KALDIRACAK SOSYAL BİLİNÇLENDİRMELER HAYATA GEÇİRİLMELİ”

Doğu Akdeniz Üniversitesi Kadın Araştırmaları ve Eğitimi Merkezi (DAÜ - KAEM) Başkanı Doç. Dr. Fatma Güven Lisaniler ve Yönetim Kurulu üyeleri, şiddet tehdidinin, hangi sınıftan, kültürden, ulustan olursa olsun kadınları müşterek bir paydada buluşturduğunu ifade etti.

KKTC devletini 5 Aralık 2011’det onaylamış olduğu Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin tüm gerekliklerini yerine getirmeye davet eden DAÜ - KAEM Başkanı Fatma Güven Lisaniler ve Yönetim Kurulu üyeleri, “Öncelikle, hukuksal düzlemde kadına yönelik şiddet konusunda gerekli tüm önlemlerin ivedilikle hayata geçirilmesi gerek. Ayrıca kadına yönelik şiddetin önlenmesinde toplumun her kesimiyle işbirliği halinde ‘farkındalık’ yaratacak sosyal politikalar üretmeli. Özellikle kadına yönelik şiddettin önlenmesinde toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanması gerekliliği temel hedef olarak belirlenip, ataerkil engelleri kaldıracak sosyal bilinçlendirmeler hayata geçirmeli” dedi

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE ULUSLARARASI MÜCADELE GÜNÜ

DAÜ - KAEM 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü ile ilgili açıklama yaptı.

DAÜ – KAEM Başkanı Doç. Dr. Fatma Güven Lisaniler ve Yönetim Kurulu üyeleri, kadın ve kız çocuklarının çoğunlukla ev-içi şiddet, cinsel istismar, tecavüz, zorla evlendirme, namus adına işlenen suçlar gibi insan haklarını ciddi şekilde ihlal eden şiddetin pek çok boyutuna maruz kaldığını ifade etti.

“KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN, ÖZEL ALANDAN ÇIKARILARAK, KAMUSAL BİR SORUN OLARAK POLİTİKLEŞTİRİLMESİ GEREK”

Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin dünyanın her bölgesinde hızla artığının ve yaygınlaştığının vurgulandığı açıklamada şu ifadelere de yer verildi:

“Günümüzde kadına yönelik şiddet, geniş bir toplumsal çerçevede sosyo-kültürel bir sorun olarak ele alınmakta, kadının insan hakları ihlali ve bir halk sağlığı problemi olarak kabul edilmekte ve önlenmesi için gerekli tedbirler geliştirilmektedir.

Özellikle “Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Uluslararası Sözleşmesi (CEDAW)” ve “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev-içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi” gibi hukuki metinlerle, devletlere önemli pozitif sorumluluklar yüklenmektedir.

Bu çerçevede her bir taraf devlet, ‘sosyal devlet’ ilkesinin gerektirdiği sosyal politikaları hızla yürürlüğe koymak durumundadır. Bunun için de öncelikle kadına yönelik şiddetin, özel alandan çıkarılarak, kamusal bir sorun olarak politikleştirilmesi gerekmektedir.”

TAK