1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. ÇÖZÜME KATKI KOYUYORUZ
ÇÖZÜME KATKI KOYUYORUZ

ÇÖZÜME KATKI KOYUYORUZ

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun müzakere heyetinde yer alan kadınlar...

A+A-

Kıbrıs Türk toplumu adına müzakereleri yürüten ekibin kadın üyeleri KIBRIS’a konuşarak, yoğun bir döneme giren sürecin her aşamasında etkin bir şekilde katkılarını koyduklarını,  aileleri ve özel yaşamlarından büyük oranda özveri yapmak zorunda kaldıklarını söyledi. Müzakere ekibinin kadın üyeleri, toplumda kendileriyle ilgili var olan “dosya taşıyorlar” gibi önyargıların doğru olmadığını, pişirilen aşa herkesin görevi ne olursa olsun katkı koyduğunu söyledi.

Kıbrıs Türk toplumu adına müzakereleri yürüten ekibin kadın üyeleri, yoğun bir döneme giren sürecin her aşamasında etkin bir şekilde katkılarını koyarken, aileleri ve özel yaşamlarından büyük oranda özveri yapmak zorunda kalıyor.

Müzakere ekibinin kadın üyeleri, toplumda kendileriyle ilgili var olan “dosya taşıyorlar” gibi önyargıların doğru olmadığını, pişirilen aşa herkesin, görevi ne olursa olsun katkı koyduğunu söyledi. Bu katkı kimi zaman Kıbrıs Rum basınında çıkan haberlerin analizi şeklinde olurken, Kıbrıslı Rum ekiple yapılan müzakereler sırasında söz alma ve bazen de güneydeki muhataplarıyla konuları müzakere etme şeklinde oluyor. “Gerektiğinde herkes dosya taşıyor. Gerektiğinde herkes tercümanlık yapıyor, not tutuyor. Kimse, bu benim görevim değil demiyor.” Müzakerelerdeki kadınların hakim görüşü böyle ifade ediliyor.


9 kişiden beşi kadın
Dokuz kişiden oluşan müzakere ekibinin beşi kadın. Sabah erken saatlerde Cumhurbaşkanlığı’na gelerek ilk önce yerel gazeteleri inceliyorlar. Daha sonra tüm üyelerle birlikte toplantıya geçip beyin fırtınası yapıyorlar.  “Bu bir ekip işi” felsefesiyle hareket edildiği için kıdemleri veya uzmanlaştıkları alana bakılmaksızın fikirlerini beyan ediyor, sürece katkı koyuyor.

Müzakere ekibinin kadın üyeleri, yoğun tempoda devam eden Kıbrıs barış sürecinden arta kalan zamanlarını, aile ve çocuklarıyla geçirerek değerlendiriyor. Hepsinin geleceğe dair bir beklentileri, kariyerlerini belirli bir yöne doğru götürmek istiyorlar ancak Kıbrıs sorununun gidişatının, yapacakları tercihlerde belirleyici olacağı kadınlar arasında yaygın görüş.
 

BM Güvenlik Konseyi’nin 1325 sayılı kararı
Kadınların çatışmaların önlenmesinde ve çatışma sonrası barışın tesis edilmesine yaptıkları katkı ve bundan dolayı müzakere sürecinde yer almaları gerektiğine dair Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 1325 sayılı “Kadınlar, Barış ve Güvenlik” başlıklı kararı doğrultusunda oluşturulan Toplumsal Cinsiyet Danışma Kurulu’nun (GAT) müzakerelerdeki yeri hakkında da bilgi aldık.

Kurulun, hazırlanmakta olan yeni yapının toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda etkin olabilmesi ve müzakere başlıkları bağlamında kadınların herhangi bir ayırımcılığa uğramaması için müzakere başlıklarıyla ilgili öneriler hazırlıyor. Bu aşamada, geçmiş dönemde Müzakereci Kudret Özersay ile iki kez görüşen GAT’ın, sürecin ilerlemesiyle daha fazla görünür olacağı ifade edildi.

Özellikle federal ve kurucu devletlerin yasaları hazırlanırken konuya müdahil olacak olan GAT’ın yaptığı önerilerin, federal hükümette görev alacak kadınların eşit sayıda olması, karar alma mekanizmalarında kadınlara eşit yer verilmesi, miras, mülkiyet ve vatandaşlık gibi konularda kadınların ayırımcılığa uğramamsı bağlamında dikkate alınacağı belirtiliyor.

Ancak müzakere heyetindeki kadınlar, bilgi ve fikir açısından yaptıkları katkının yanı sıra müzakerelerin ruhuna da olumlu yönde katkı koyduklarını düşünüyor.


Gülfem Veziroğlu Sevgili (Müdür/Temsilci)
1972 yılında Lefkoşa’da doğdu. Lisans eğitimini İngiltere’de siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler konularında tamamladı. Yine İngiltere’de diplomasi üzerine üst lisans eğitimi aldı. Kariyerini dışişleri bakanlığında yapmak istedi ancak 1.5 yıl münhal açılmadığı için Cumhurbaşkanlığı’nda gönüllü stajyer olarak görev yaptı. Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile çalıştı. “Konusunda uzman insanlarla çalışmak çok önemli. Bana büyük tecrübe kattı” diyor. KKTC New York Temsilciliği ve İstanbul Başkonsolosluğu’nda görev yaptı. Annan Planı’na giden sürecin başından bugüne müzakere ekibinde yer aldı. Uluslararası ilişkiler okumasındaki en büyük neden Kıbrıs konusuna duyduğu ilgi. Eski bir siyasetçi olan Fuat Veziroğlu’nun kızı olması da siyasete ilgi duymansın nedenlerinden biri. Mustafa Haldun Sevgili ile evli ve iki buçuk yaşında Sarp adında bir oğlu var.

“İşten artan zamanı çocuğuma ve aileme ayırıyorum. Eşim kesinlikle bana yardımcı oluyor ve manevi olarak çok büyük destek. Geç kaldığım için bir sorgulama bir yüz asma gibi şeyle karşılaşmıyorum. Annem ve babamla yan yana oturduğumuz için onların da bana büyük desteği oluyor bu anlamda kendimi şanslı atfediyorum” diyen Sevgili, çocuğundan ayrı kaldığı zamanı, onunla kaliteli vakit geçirip arayı kapatmaya çalışıyor. Seyahat etmek, dostlarla bir araya gelmek ve film izlemekten hoşlanıyor.

Gülfem Veziroğlu’nun 8 Mart ile ilgili düşünceleri şöyle:
“8 Mart ile ilgili beni etkileyen, bu dönemde toplumumuzda kadınlara yönelik çağdışı muameleler olmasıdır. Kadının siyasette, müzakere heyetlerinde ve bürokraside yer alması önemlidir ve bunların olması ile birlikte belki cinsiyet ayrımcılığına ilişkin bilinç daha kolay geliştirilebilir. Bunun çok önemli bir ayağının evdeki ve okulda eğitimin olduğuna inanıyorum. Bunlara daha çok zaman ayrılması ve odaklanılması gerekmektedir.”

Ayşe Balcıoğlu (Dış İlişkiler Sorumlusu)
1988’de Mağusa’da doğdu. Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu. Lise yıllarında Kıbrıs konusunun çok gündemde olması nedeniyle Uluslararası İlişkiler okumaya karar verdi. Bölümdeyken uluslararası hukuka ilgi duymaya başladı. Bu dalda Hollanda’da üst lisans eğitimini tamamladı. 2010 yılında adaya döndü ve Cumhurbaşkanlığı’nda gönüllü staj yapmaya başladı. İnsan haklarının uluslararası boyutuyla ilgilendi, Kıbrıslı Türklerin maruz kaldıkları izolasyonların uluslararası hukuk temelinde yasal dayanağı olup olmadığını inceleyen detaylı bir rapor yazdı. 2011 yılının temmuz ayından bugüne müzakere heyetinde yer alıyor. İbrahim Özşen ile evli olan Balcıoğlu, uzun saatler boyunca çalıştıklarından dolayı eve geç gittiğini ancak “yemek pişirme olmasa bile” eşinin kendisine elinden geldiği kadar yardımcı olduğunu söylüyor.

“Bu bir denge işidir. Bu dönem geçici o yüzden eşlerin de özveri göstermesi gerekir” diyor. Boş vakitlerini eşi ve İskele Boğazı’nda oturan anne ve babasıyla değerlendiriyor.

Ayşe Balcıoğlu’nun 8 Martla ilgili düşünceleri şöyle:
“Gün anlamında 8 Mart’ın bir şey ifade etmesi yerine genel anlamda kadınlarımızın bize bir şey ifade etmesi gerektiğini, daha fazla şey ifade etmesi gerektiğini düşünüyorum. Özel olarak kadınlar gününün kutlanması anlamında bir düşüncem yok. Cinsiyet eşitliği konusunda daha yol almamız gerekiyor. Kadın hakları statik bir şey değildir. İlerleyen bir şeydir ve yerinizde durduğunuz sürece geriliyorsunuz demektir. Bu konuda gelişen, ilerlemeleri takip ederek dünya ile kadın ama önce insan hakları bağlamında standardı yakalamamız gerektiğini düşünüyorum.”

Bilgin Polatcan (Kıbrıs Rum Basını Sorumlusu)
1976 yılında Güzelyurt’ta doğdu. Ankara Üniversitesi Çağdaş Yunan Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu. 1997 yılında BRT’de meslek hayatına atıldı. 2006 yılında Fevzi Polatcan ile evlendi. Altı buçuk yaşında Cemaliye isminde bir kızı ve sekiz aylık Cevdet adında bir oğlu var. Müzakere ekibindeki görevi, Kıbrıs Rum basınında çıkan haber, makale ve yorumları okuyup yorumlamak. “Burada bir ekip olarak çalıştığımız için herkes görüşlerini ve düşüncelerini söylüyor. Burada sunulan öneriler, Rum basınında yapılan haberler onların görüşleri dikkate alınarak hazırlanır. Ben de görüşlerimi ve önerilerimi bu doğrultuda iletiyorum” diyen Polatcan, 17 yıldır meslek hayatında olması nedeniyle Kıbrıs Rum basınını artık kolayca analiz ettiğini ifade ediyor. Yunan dili ve edebiyatı seçmesinde, Kıbrıs sorununun etkili olduğunu söylüyor.

“Annan Planı döneminde sabahlara kadar çalışıyorduk. Çok büyük fedakârlıklarla çalışıyoruz ama çok severek yapıyorum” diyor ve eşiyle kızının bu konuda kendisine oldukça yardımcı olduğunu ifade ediyor.

Bilgin Polatcan’ın 8 Mart ile ilgili düşünceleri şöyle:
“Bence burada kadının hayatın her alanına etkin bir rol oynaması ve katkı sağlaması gerekir. Hayatın her alanına katılması konusundan ziyade daha önemli olan kadına yönelik şiddet ve cinsel istismarın önlenmesi gerekir. Bu gün bu konulara dikkat çekmek için bir fırsattır ancak bunun her gün yapılması lazım.”

 
Özlem İnce (Mütercim Tercüman/GAT Kıbrıs Türk Tarafı Temsilcisi)
1974 yılında Lefkoşa’da doğdu. Lisansını DAÜ Uluslararası İlişkiler, yüksek lisansını ise İngiltere’deki Essex Üniversitesi’nde yine uluslararası ilişkiler dalında tamamladı. 2008 İngiltere Birmingham Üniversitesi’nde Avrupa Çalışmaları konusunda lisansüstü sertifika programını tamamladı. 2004’ten beri müzakere heyetinde yer alıyor. Beş yıl Dışişleri Bakanlığı’nda mütercim tercüman olarak çalıştıktan sonra 2008’de AB Koordinasyon   Merkezi’nde girip iki yıl çalıştıktan sonra 2010 yılında Cumhurbaşkanlığı’nda göreve başladı.

“Görevim sadece tercümanlık değil. Diğer görevlerim de var. AB Koordinasyon Merkezi’nde ekonomi ve mali konularda AB ile uyumlaştırma çalışmalarında yer aldım ve oradan edindiğim tecrübe doğrultusunda özellikle AB konuları görüşülürken müzakerelere katkı koydum” diyen İnce,  1325 sayılı güvenlik konseyi kararı altında oluşturulan Toplumsal Cinsiyet Danışma Kurulu’nun müzakereciler ve liderlerle iletişimini sağlayan, Kıbrıs Türk tarafının temsilciliğini de yapıyor. Ekonomi ve AB konuları olunca daha fazla katkı koyan İnce, Ayberk İnce ile evli ve Ada Deniz adında bir kız çocuğu sahibi. İş ve çocuktan arta kalan vaktini genelde kitap okuyup farklı coğrafyalardan müzik dinleyerek geçirmeyi seviyor.

 
Sülen Karabacak Mehrübeoğlu (Cumhurbaşkanlığı Hukuk İşleri Özel Danışmanı)
Yurt dışında görevde olduğu için yüz yüze görüşemediğimiz Mehrübeoğlu, 1973 yılında Lefkoşa’da doğdu. 1995 yılında University of Rocherster’in (New York, ABD) Siyasal Bilgiler ve İktisat bölümlerinden mezun oldu. 1998 yılında da Albany Law School’dan “Junior Doctor” ünvanı aldı. 1999 yılından beri New York Eyalet Barosu ile KKTC Barosu’nda kayıtlı avukat olarak çalışmakta.

1999 yılından itibaren çeşitli üniversitelerde hukuk dersi veren Mehrübeoğlu, 2001 yılında Cumhurbaşkanlığı’nda göreve başladı. Annan Planı görüşmelerinde müzakere heyeti üyesi olan Mehrübeoğlu, Birleşmiş Milletler Yasalar Komitesi üyeliği ve Bürgenstock sürecinde de müzakere heyeti üyeliği yaptı. Mehrübeoğlu ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi huzurundaki davalara ve AİHM’nin KKTC ile ilgili vermiş olduğu kararların uygulanmasının denetlenmesine ilişkin Delegeler Komitesi toplantılarına da katılmaktadır. Kıbrıs konusunun hukuki boyutunu etkileyebilecek yabancı davaların izlenmesi de sorumlulukları arasında bulunmaktadır. Mehrübeoğlu evli ve iki çocuk annesidir.

Kıbrıs

 

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.