Fotoğrafçı Jessamyn Lovell‘ın, 2011 yılında San Francisco‘daki SF Camerowork adlı galeride üzerinde çalıştığı bir projeyle ilgili söyleşirken cüzdanı çalındı. Akabinde tahmin edebileceğiniz birtakım resmi formaliteler yerine getirildi fakat Lovell’ın kızgınlığı geçmedi. Öyle ki yalnızca cüzdanıyla beraber giden kartlarını yeniden çıkartıp da hayatına devam etmek yerine hırsızın peşine düştü.

Pete Siragusa adındaki bir dedektifle çıktığı bu yolda Lovell’ın Erin Coleen Hart isimli hırsızı bulması uzun sürmedi. Fakat Lovell’ın amacı hırsızla yüzleşmek değildi. Bunun yerine onu takip edip kamusal alanda gizli gizli fotoğraflarını çekmeye başladı. Lovell hırsızın kendisini bir fotoğraf projesine dönüştürdü.

Bu kadın benim hayatıma izin almadan girdi. Ben de bu deneyimi onun izni olmadan ortaya yeni birşey çıkarmak için kullanıyorum.” diyen fotoğrafçı, hırsızın 34 fotoğrafından oluşan bir sergi açtı. “Dear Erin Hart” (“Sevgili Erin Hart”) isimli sergi hırsızlığın yaşandığı galeri SF Camerowork‘ta yapıldı. Lovell serginin açılış resepsiyonu için hırsız Erin Hart’a gönderdiği davetiyeyle projesini on nümero bir şekilde noktaladı.

Bir hırsızlık hikayesi de böylece bir sanat projesine dönüştü.