UYUŞTURUCU VEBA GİBİ YAYILIYOR:

Ülkede, uyuşturucu kullanımı 11 yaşın altına inerken, Bonzai türü uyuşturucu kullanımının, birinci sırada olduğu, geçmiş yıllarda yaygın olan esrar türü uyuşturucu maddenin yerini ise son yıllarda çok daha tehlikeli olduğu bilinen 'bonzai türü' uyuşturucunun aldığı belirtiliyor. Ülkemizin tanınmış psikiyatrislerinden Prof.Dr. Mehmet Çakıcı, ülkede uyuşturucu sorununun bir veba gibi yayıldığına dikkat çekti.

"BAZI ŞARLATANLAR ORTAYA ÇIKTI":

'Pembe Köşk Bağımlılık Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi'nin kapanmasıyla, ülkede uyuşturucu bağımlılarının tedavi edileceği merkez olmadığı üzerinde duruluyor. Pembe Köşk'ün kurucusu Mehmet Çakıcı, ülkede uyuşturucu tedavi ve rehabilitasyon merkezine acilen ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Ülkedeki bu eksikliğin bazı kişiler tarafından kullanılmaya çalışıldığını söyleyen Çakıcı, "Bugünlerde bazı şarlatanlar ortaya çıktı. Hükümetin kapısını çalıp para koparmaya çalışıyorlar" dedi.

Ülkede son yıllarda uyuşturucu bağımlısı gençlerin polis tarafından yakalanarak, mahkeme huzuruna çıkarıldıkları, hapse gönderildikleri kamuoyunun gündeminden düşmüyor. Uyuşturucu madde kullanımın son yıllarda küçük yaşlara düştüğü biliniyor. Uyuşturucu kullanımının caydırıcı olması için polisin aldığı önlemler dışında, uyuşturucu bağımlılarına yönelik devletin herhangi bir çalışması olmadığı görülüyor.

Ülkede, uyuşturucu kullanımının 11 yaşın altına indiği, çok daha tehlikeli olduğu bilinen Bonzai türü uyuşturucunun kullanımının, genel toplumda ve liselerde birinci sırada olduğu, geçmiş yıllarda yaygın olan esrar türü uyuşturucu maddenin yerini ise son yıllarda 'bonzai türü' uyuşturucunun aldığı belirtiliyor. Uyuşturucu sorununun bir veba gibi yayıldığı ülkede, 'uyuşturucu tedavi ve rehabilitasyon merkezi' olmaması ise büyük bir eksiklik olarak dikkat çekiyor.

Türkiye, Rum Tarafı ve Avrupa'dan hastaların ayrıca, Türkiye'den ünlü sanatçıların da tedavi için geldiği ülkenin tek yatılı tedavi merkezi olan 'Pembe Köşk Bağımlılık Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi'nin kapanmasının ardından, uyuşturucu bağımlıları tedavi ve rehabilite edilemiyor. Uyuşturucu bağımlılarının tedavi görebileceği tek yerin Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Has-tanesi'ne bağlı Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi olduğu biliniyor.

Ülkedeki uyuşturucu sorunu ile ilgili gazetemize konuşan ülkemizin tanınmış psikiyatrislerinden Prof. Dr. Mehmet Çakıcı, ülkede bir veba gibi yayılan uyuşturucu sorununa rağmen, ülkede bir 'uyuşturucu tedavi ve rehabilitasyon merkezi' olmamasının büyük bir eksiklik olduğunu vurguladı.

Mehmet Çakıcı, uyuşturucu kullanımının gittikçe arttığı ülkede uyuşturucu tedavi ve rehabilitasyon merkezi eksikliğini fırsat bilen bazı ehil olmayan eğitimsiz kişilerin, tedavi merkezi açılması girişimiyle devletten para talep edildiğini de açıkladı.

"AKIL HASTANESİNE Mİ GİDECEKLER?"

Uyuşturucu bağımlılığının her geçen gün arttığı ülkemizde, tedavi ve rehabilitasyon merkezinin

şart olduğunu kaydeden Çakıcı, uzmanların olması gereken bu merkezlerin ayrı ayrı olması gerektiğine işaret etti.

Prof.Dr. Mehmet Çakıcı, "Uyuşturucu sorunu bir veba gibi yayılmaktadır. Ancak ülkede bağımlıların gideceği yer yoktur. Uyuşturucu bağımlıları akıl hastanesine mi gidecekler? Uyuşturucu tedavisi özel bir tedavidir. Bu özel tedaviyi akıl hastaları ile birlikte yapmak mümkün değildir. Bağımlılar özele, Lefkoşa Psikiyatri Merkezi veya Türkiye'ye gidiyorlar. Ancak Lefkoşa Psikiyatri Merkezi yatılı değil. Ülkede tek yatılı merkez Pembe Köşk'tü. Eroin bağımlıları ise ilaç almakla ilgili hastaneye gidiyorlar. Orada da bir rehabilitasyon programı yoktur, ayrıca hastalar takip edilemiyorlar" dedi.

"DEVLET DESTEK OLMADI, PEMBE KÖŞK KAPANDI"

KKTC'nin ilk ve tek yatılı tedavi ve rehabilitasyon merkezi Pembe Köşk Tedavi Merkezi'nin kurucusu olan Mehmet Çakıcı, geçmişte faaliyet gösteren 'Pembe Köşk Tedavi Merkezi'nin devletin destek olmaması nedeniyle kapandığını anımsattı. Çakıcı şöyle konuştu:

"Geçmişte Pembe Köşk Tedavi Merkezi vardı. 2002-2009 yılları arasında, yüzlerce uyuşturucu bağımlısına hizmet verdi. Merkezde, 2 psikiyatri, 3 uzman psikolog ve partime gelen de 4-5 terapist hizmet veriyordu. Ama devlet desteklemediği için kapandı. Pembe Köşk yalnız tedavi değil ayrıca rehabilitasyon merkeziydi. 2002'de kurulduğunda Türkiye'de de aynısı yoktu. Türkiye, Rum Tarafı ve Avrupa'dan hastalar geliyordu. Ayrıca Türkiye'den ünlü sanatçılar da geliyordu. Devlet kendi 

gönderdiği hastaların tedavi ücretini ödemedi. Ferdi Sabit Soyer'in olduğu CTP döneminde, Başbakanlık 2009 yılında Mehmet Çakıcı tarafından dava edildi. Dava 2 buçuk yıl dava sürdü. Başbakan İrsen Küçük döneminde dava sonuçlandı ve İrsen Küçük hükümeti ödemek durumunda kaldı."

"ŞARLATANLAR ORTAYA ÇIKTI"

Uyuşturucu kullanımının gittikçe arttığı ülkede uyuşturucu tedavi ve rehabilitasyon merkezi eksikliğini fırsat bilen bazı ehil olmayan eğitimsiz kişiler tarafından kullanılmaya çalışıldığı ve tedavi merkezi açılması girişimiyle devletten para talep edildiğini açıklayan Mehmet Çakıcı şöyle konuştu:

"Bugünlerde devletin bu eksik durumu nedeniyle de bazı şarlatanların ortaya çıkıp 'tedavi merkezini' biz açarız diye hükümetin kapısını çalıp para koparmaya çalıştıklarını görüyoruz. Partizanlık ve para koparmak amaçlı bazı ehil olmayan madde bağımlılığı tedavisinden anlamayan kişilerin devlete başvurduklarını biliyoruz. Bu tedavi eksik olduğu için bağımlıları suiistimal ederek eğitimli ve deneyimli olmayan insanların tedavi merkezi açarız diye devlete gittiklerini duyduk. Devletten proje ve para alıp merkez açmaya çalıştıklarını biliyorum. Devletin bu açığı ve ülkedeki ihtiyaç kullanılmaya çalışılır.

Devlet bununla ilgili bir bütçe ayırmaya çalışıyor. Şarlatanlarla da görüşüldüğünü biliyorum. Türkiye kaynaklı bütçeler de bununla ilgili oluşmaya başladığını biliyoruz. Bu parayı bize verin dediler.

"MERKEZE YARDIMCI OLMAYA HAZIRIM"

"Ben devlete uyuşturucu önleme eğitim programını 2000 yılında yazdım ve devlete verdim. 14 yıl önce verdiğim eğitim programı ellerinde durur. Tedavi merkezi oluşturulmak istenirse, yardımcı olmaya hazır olduğumu belirttim. Bu konuda da çok partizanlık gördüm. Bilim adamlarına uzmanlara yardımcı olunmadığını da gördüm. Herkes kendi partilerine rant sağlamaya çalışılıyor. Kurulamamasının en önemli sebeplerinden biri kendi partizanına çıkar sağlama zihniyetidir. Partizanlık nedeniyle işin uzmanlarından bilim adamlarından yardım talep edilmedi."

Detay