1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. DAÜ’DE SU PANELİ…
DAÜ’DE SU PANELİ…

DAÜ’DE SU PANELİ…

Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça, Türkiye’den su getirme projesinin hedefleri arasında...

A+A-

Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça, Türkiye’den su getirme projesinin hedefleri arasında, çözüm durumunda  Güney Kıbrıs’ın içme ve kullanma suyu  ihtiyacının temininin de bulunduğunu söyledi. Büyükelçi Halil İbrahim Akça, “Şu andaki planlamalar arasında böyle  bir öngörü söz konusu değil” dedi.

KKTC’ye su temin projesi projelendirilirken Güney Kıbrıs’taki akademik çevrelerden bazı öneriler geldiğini söyleyen Akça, “Ancak resmi düzeyde herhangi bir öneri veya girişim gelmedi” diye konuştu.

Doğu Akdeniz Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Fakültesi,  Dünya Su Günü çerçevesinde  “KKTC Su Temin Projesi ve Etkileri Değerlendirme” konulu panel düzenledi.

DAÜ Senato Salonu’nda yer alan panele Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça da katılarak bir konuşma yaptı.

“GELEN SUDAN GÜNEY’E DE VERMEK MÜMKÜN”

Kıbrıs’ta çözüm olması durumunda içme ve kullanma suyuyla sınırlı olmak üzere Türkiye’den gelecek suyun Güney Kıbrıs’a da verilmesinin mümkün olduğunu ifade eden Akça,  yıllık 75 milyon metre küp suyun 30 milyon metreküpünün KKTC’nin  ihtiyacını karşıladığını kaydederek şunları söyledi:

“İlk etapta tarımsal sulamadan vazgeçilerek acil bir su verme söz konusu  olabilir. Ama çok gerçekçi değildir. Eğer Güney Kıbrıs’a aynı proje kapsamında su temin edilmesi söz konusu ise  projenin kapasitesi artırılır.

Nitekim buraya gelen suyun kaynağında  700 milyon metreküp kapasite rezerv var. Kaynakta sıkıntı yok  Hem Kuzey’in hem Güney’in ihtiyacın fazlasıyla karşılayabilecek kapasite söz konusudur.”

Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça, suyun dünyada giderek daha kıymetli hale geldiğini belirterek, su kaynakları çok zengin olmayan Türkiye ve KKTC’de  tasarruflu ve bilinçli kullanılması halinde yeter hale gelebileceğini kaydetti.

“ORTADOĞU VE İSRAİL GÜNDEMDE DEĞİL”

Büyükelçi Akça, Türkiye’den su getirme projesinin devamında Ortadoğu ile İsrail’e de su götürme projesinin bugün için gündemde olmadığını vurguladı.
Türkiye’den gelecek olan suyun stratejik önemine vurgu yapan Büyükelçi Akça, “Maalesef adada uzun yıllardır Türklerin varlığına ilişkin soru işareti yaratılmaya çalışılmaktadır. Su projesinin gündeme gelmesi ve bu kadar hayata geçmeye yakın olması bu anlamda umudu olanların beklentilerinin değişmesine de hizmet  etmektedir” dedi.

Akça, su ve elektrik projesi  ile  diğer alanlarda KKTC ile Anadolu arasında kurulan bağlarla  Kıbrıs Türkü’nün adada kalıcı olduğunu  ve geleceğini inşa etmekte olduğunu gösterdiğini,  böylece Kıbrıs Türkü’nün adada geçici olduğunu düşünenlerin de  bu beklentilerini değiştirdiklerini söyledi.

Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça Türkiye’den su getirme projesinin  öncelikli hedefinin KKTC’nin su ihtiyacının karşılanması, ikinci hedefinin tarımsal sulama,  üçüncü hedefinin ise adada çözüm olması durumunda Güney Kıbrıs’ın da içme ve kullanma suyu ihtiyacının temini olduğunu ifade etti.

“SU CİDDİ DEĞİŞİKLİKLER GETİRECEK”

Suyun adaya ve özellikle KKTC’ye çok ciddi değişiklikler getireceğini belirten Akça, içme ve kullanma suyu kalitesinin artacağını, sulu tarımın gerçekleştirileceğini,  sosyal refah ve yaşam kalitesini artacağını belirtti.

SUYUN VERİMLİ KULLANILMASI

Akça, Türkiye’den gelecek suyun verimli kullanılması için   suyun zayi edilmemesi gerektiğini,  işletme maliyetlerinin minimumda da tutularak suyun ucuz ve kaliteli bir şekilde kullanıcıya ulaştırılması gerektiğini belirtti.
Akça, suyun zayi edilmemesiyle ilgili olarak;   içme suyu şebekelerinde ciddi kayıplar olduğunu, kanalizasyonlardan su toplama şebekelerinde de çok eksiklikler bulunduğunu, atık su şebekesiyle toplanan suyun tekrar arıtılarak tarımsal kullanımını sağlayacak atık su arıtma tesislerinde de ciddi eksikliklerin bulunduğunu söyledi.

Akça, “Böyle bir ortama  suyu verdiğiniz zaman, suyun yarı kullanım faydasından vazgeçmiş olacağız. Çok önemli kısmı sızıntı şeklinde kayboluyor. Kullanılan su tekrar toplanmıyor. Toplanan su da tekrar arıtılarak tarımsal sulamada kullanılamıyor. Bu çok ciddi kayıp ve aynı zamanda maliyetlerin katlanması anlamına geliyor” dedi.

Akça bu bağlamada içme suyu şebekelerinin  yenilenmesi, atık su toplama şebekeleri eksikliklerinin giderilmesi ve arıtma tesislerinin tamamlanarak faaliyete  geçirilmesinin önem arz ettiğini söyledi.

Akça, Türkiye ve Avrupa’dan örnekler vererek suyun yönetimi konusunda da yeni düşüncelerin geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.

İŞLETME MALİYETİ ÖNEML SORUN

Akça, suyun işletme maliyetini etkileyen en önemli unsurun elektrik olduğunu vurgulayarak, KKTC’de üretim maliyeti Türkiye’nin iki katı olan elektrik enerjisinin  tarımsal sulamada da maliyetleri büyük oranda  artıracağına dikkat çekti.

“SU İÇİN TÜRKİYE’DEN KABLOYLA  ELEKTRİK ÇOK ZOR”

Türkiye’den kablo ile elektrik konusuna da değinen Büyükelçi Akça şunları söyledi:

“Bazı fikirler var. Doğrudan doğruya Türkiye’den kablo çekip  suyla  ilgili elektriğin buradan karşılanması diye.  Bu çok zor böyle bir kablo çekilemez su için.  Buradaki piyasa düzenlemesi de bu haliyle buna uygun değil. Elektik sorunun daha geniş ölçekte ele alınarak  çözülmesini de zorunlu kılıyor suyun gelmesi…”

Tarımsal ürünlerin üretimi ve pazarlanmasıyla ilgili şimdiden planlama yapılması gerektiğini söyleyen Akça, KKTC’den Türkiye’ye ihracat konusundaki sıkıntıların maliyetler, gıda güvenilirliği ve standartlar  olduğunu söyledi.

Akça, KKTC’nin gerekli gıda güvenilirliği ile standartları yakalayamaması durumunda Türkiye’nin yapabileceği bir  şey olmadığını ifade etti.

Akça, “Bu standartlar  karşılanmadıkça  bu ürünler hiçbir yere giremez” dedi.

ÖZTOPRAK

DAÜ Rektörü Prof. Dr. Abdullah Öztoprak da , KKTC’de plansız ve programsız kullanılması nedeniyle 40-50 yıl içerisinde  su kaynaklarının önemli bir bölümünün kaybedildiğini, mevcut sulardaki tuzlanma oranlarının da arttığını söyledi.

Öztoprak, aynı hataların Türkiye’den gelecek suyun kullanımında da tekrarlanmaması dileğinde bulundu.

Öztoprak DAÜ’nün İşletme ve Ekonomi Fakültesinin  12 lisans programı ile Turizm Fakültesi’nin lisans ve yüksek lisans programının bugün itibarıyla Avrupa’dan akreditasyon aldığını ifade etti.

TAK

 

Etiketler : , , ,
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.