1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. “DENKTAŞ, KKTC’NİN KURULUŞUNUN MİMARI, MÜHENDİSİYDİ”
“DENKTAŞ, KKTC’NİN KURULUŞUNUN MİMARI, MÜHENDİSİYDİ”

“DENKTAŞ, KKTC’NİN KURULUŞUNUN MİMARI, MÜHENDİSİYDİ”

“DENKTAŞ, KKTC’NİN KURULUŞUNUN MİMARI, MÜHENDİSİYDİ”

A+A-

CUMHURBAŞKANI EROĞLU, DENKTAŞ’IN CUMHURİYET PARKI’NDAKİ MEZARI BAŞINDA DÜZENLENEN ANMA TÖRENİNDE KONUŞMA YAPTI

CUMHURBAŞKANI EROĞLU: “DENKTAŞ, KKTC’NİN KURULUŞUNUN MİMARI, MÜHENDİSİYDİ”

“ZEKASI, ÖZGÜN VE ETKİLİ ÜSLUBUYLA GÖRÜŞME MASALARININ YETENEKLİ MÜZAKERECİSİYDİ... RAKİPLERİ BİLE YETENEKLERİNİ TESLİM ETMEK DURUMUNDA KALIRDI”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın KKTC’nin kuruluşunun mimarı, mühendisi olduğunu vurgulayarak, Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının çok büyük bir kesimini aynı düşünce ve hedef noktasında birleştirerek çok ustaca hamlelerle tarih önünde bağımsız devlet ilanını sağladığını söyledi.

Denktaş’ın engin hukuk bilgisi ile “Milli Dava” Kıbrıs konusunun ömrü boyunca yılmaz savunucusu, herkesin kabul ve takdir ettiği zekâsı, özgün ve etkili üslubu ile görüşme masalarının yetenekli müzakerecisi, diplomatı olduğunu belirten Eroğlu, uluslararası arenadaki siyasi rakiplerinin, yani onun karşısında olanların bile onun bu konudaki yeteneklerini teslim etmek durumunda kaldığını ve ona saygı duyduğunu vurguladı.

Eroğlu, kendisinin de Cumhurbaşkanı olarak görevini yaparken “halkın, ülkenin, milletin çıkarını gözettiğini; attığı adımların Denktaşların, Doktor Küçüklerin, Osman Öreklerin, mücadelelerine yaraşıyor mu diye düşündüğünü” belirterek, Kıbrıs konusunda yapacaklarının yarın ve yıllar sonraki etkilerini de gözettiğini ifade etti.

DENKTAŞ’IN MEZARI BAŞINDA...

Eroğlu, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın ikinci ölüm yıldönümü dolayısıyla Cumhuriyet Parkı’ndaki mezarı başında düzenlenen törende konuşma yaptı.

Eroğlu, “Denktaş aramızdan ayrılalı iki yıl oldu ama fikirleri, düşünceleri, hizmetleri ve en önemlisi mimarı olduğu KKTC Devleti ile birlikte bizimle yaşıyor. Kıbrıs Türk halkı egemen, hür ve özgür bir halk olarak yaşadıkça da hep yaşayacaktır” dedi.

Denktaş’ın mücadelesini, hizmetlerini, kısa süreli konuşmalar, filmler, belgesellerle anlatmanın mümkün olmadığını söyleyen Eroğlu, Rauf Denktaş’ın her şeyden önce Türk Mukavemet Teşkilatı’nın fikir babalarından, kurucularından, liderlerinden biri olarak inançlı ve kararlı bir direnişçi olduğunu kaydetti.

Eroğlu, kararlı direniş ve milli mücadele sonucu Denktaş’ın tarihe bir devlet kurucusu olarak geçeceğini vurgulayarak, bunun her lidere, her devlet adamına nasip olmadığını ifade etti.

“YETENEKLİ MÜZAKERECİ”

Denktaş’ın engin hukuk bilgisi ile “Milli Dava” Kıbrıs konusunun ömrü boyunca yılmaz savunucusu, herkesin kabul ve takdir ettiği zekâsı, özgün ve etkili üslubu ile görüşme masalarının yetenekli müzakerecisi, diplomatı olduğunu belirten Eroğlu, uluslararası arenadaki siyasi rakiplerinin, yani onun karşısında olanların bile onun bu konudaki yeteneklerini teslim etmek durumunda kaldığını ve ona saygı duyduğunu vurguladı.

“DERİN SİYASİ VE DİPLOMATİK İZLERİ VAR”

Eroğlu, şöyle devam etti:

“1960 ortaklık cumhuriyetinin kuruluşu ile sonuçlanan görüşmeler sürecinde, 1963 Rum saldırıları sonrası uluslararası alanda verilen mücadelede, 1968 toplumlararası görüşmeler sürecinde, 20 Temmuz 1974’teki Barış Harekatı öncesi ve sonrasında, Klerides’le yaptığı nüfus mübadelesi anlaşmasında, Rum liderleri Makarios ve Kiprianu ile yapılan Doruk Anlaşmalarında, Rumlarla yapılan birçok görüşmede ve nihayet Annan Planı sürecinde onun derin siyasi ve diplomatik izleri vardır”

“KIBRIS SEVDALISI”

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın bir Kıbrıs sevdalısı olduğunu söyleyen Eroğlu, vatanseverliğin temel özelliklerinin başında geldiğini vurguladı.

“Türkiye’ye yerleşmeyi, rahatına bakmayı seçebilme şansına sahip olmasına rağmen doğduğu topraklarda yaşamayı, mücadeleyi seçti” diyen Eroğlu, Denktaş’ın hiç bir zaman bir Atatürk milliyetçisi olduğunu gizlemediğini, hep buna uygun yaşayıp, düşündüğünü ifade etti.

Denktaş’ın Türkiye’yi Anavatan bildiğini ve bunu söylediğini belirten Eroğlu, “Bizlere hep Anavatan Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesini, sağlam ve sağlıklı tutulmasını telkin etti” diye konuştu.

“Ve en önemlisi o Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun mimarı, mühendisi idi” diyen Eroğlu, Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının çok büyük bir kesimini aynı düşünce ve hedef noktasında birleştirerek çok ustaca hamlelerle tarih önünde bağımsız devlet ilanını sağladığını kaydetti.

Rauf Denktaş’ın aynı zamanda dinine bağlı, demokrat bir düşünce adamı, şair, sanatçı, gazete köşe yazarı ve kitap yazarı olduğunu belirten Eroğlu, Kıbrıs Türk halkının demokratik, çağdaş değerlere bağlı bir düzende, kendi topraklarında, Anavatan Türkiye’nin güvencesinde ve onunla tam bir uyum içinde yaşamasını savunduğunu, şiirler, kitaplar ve binlerce makale yazıp, binlerce fotoğraf çektiğini ifade etti.

“ÇOK SAĞLIKLI DEĞERLENDİRMELER YAPMALIYIZ”

Eroğlu, Kıbrıs Türk halkının gelinen noktada çok sağlıklı değerlendirmeler yapması, ne istediğini, nereye varma amacında olduğunu, azami birlikteliği sağlayarak muhataplarına ifade etmesi gerektiğini söyledi.

Rum tarafının istediklerinin ve niyetinin ortada olduğunu belirten Eroğlu, “Bunları verecek miyiz? Sorunlarımız var diye 1974 öncesine geri mi döneceğiz?” diye sordu.

Eroğlu, “Rumların en az bizim kadar sorunları var ama bir milimetre bile hedeflerinden sapmıyorlar. Masa başındayız, çözüm istiyoruz, çözüm için iyi niyetli çaba gösteriyoruz ama Rum tarafı görüşme sürecini devam ettirmemiz noktasında bile bize dayatmalarda bulunmaya çalışıyor” dedi.

Birleşmiş Milletler’in görüşlerine de uygun bir şekilde Anavatan Türkiye’nin tam desteği ile iktidar ve muhalefetin görüşleri ışığında, öneri ortaya koyduklarını kaydeden Eroğlu, Rumların önerileri reddettiğini belirtti.

“Şimdi başka bir oyalama taktiğine geçtiler. Anastasiades, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki- moon’a mektup yazarak sadece kendilerinin istediklerini içerecek kısa bir açıklama yapılmasını ve sadece kendi çıkarlarını gözeten Güven Artırıcı Önlemler öneriyor” diyen Eroğlu, Rumların hedeflerinin 2014 yılı içinde çözüm olmadığını söyledi. Eroğlu, “Hedefleri bizi bölmek, parçalamak, gafil avlamaktır” dedi.

“DAHA NE KADAR AYAK OYUNLARINA DUR DEMEDEN GİDECEĞİZ?”

Eroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Peki ben sorarım; biz daha ne kadar Rum tarafının ayak oyunlarına dur demeden gideceğiz? Ne zaman Rum tarafının bizim hak ve hukukumuzu gözeten bir samimiyet içinde olmadığını idrak edeceğiz? Halkımız, siyasetçilerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımız bunu düşünmeli ve yanıt vermelidir. Bu kadar yıllık mücadelemize, Doktor Küçüklerin, Rauf Denktaşların, Osman Öreklerin, binlerce mukavemetçinin, Mücahidin, Mehmetçiğin mücadelesine yazık değil mi Rum tarafının peşinden sürüklenmek? Ben buna isyan ediyor ve kabul etmiyorum. İnanıyorum, güveniyor ve biliyorum ki içinden gelmekten, oyları ile Cumhurbaşkanı seçilmekten gurur duyduğum halkımız da benimle aynı düşüncededir”

“İKİ EGEMEN DEVLETİN VARLIĞI SÖZ KONUSU”

Eroğlu, “Hiç kimse unutmamalıdır ki Kıbrıs’ta kendi halklarını temsil eden, eşit ve egemen iki devletin varlığı söz konusudur. Bunu söylemek anlaşma istememek değildir” dedi.

Eroğlu, şöyle devam etti:

“Biz Rum tarafının egemenliğine karşı değiliz, onlar neden bizim egemenliğimize karşı çıkıyor?  Herkes kendi kendine sormalıdır. Egemenliğimizi kullanarak ortaklıktan ayrılacak, bağımsız Devlet olacakmışız! İyi geçinirsek, Rum ortaklarımız bize 1963’teki gibi davranmazsa neden ayrılmak isteyelim ki? Tabii ki 1960 tarihli Garanti ve İttifak Antlaşmaları yürürlükte kalmalıdır. Bu konuda Cumhuriyet Meclisimizin oy birliği ile aldığı karar vardır. Bizden geleceğimizi, güvenliğimizi tehlikeye atmamızı kim isteyebilir?”

Eroğlu, Kıbrıs Türk halkının asla, güvenliğinden, egemenliğinden, toprağından, anavatanından vazgeçmemesi gerektiğini vurguladı.

Her ülkenin, her devletin sorunları bulunduğunu söyleyen Eroğlu, sorunlar var diye kimsenin kendi kendini yönetme hakkından, egemenliğinden, özgürlüğünden taviz vermediğini kaydetti. “Biz bu zihniyetle ileriye yönelmeliyiz” diyen Eroğlu, aksinin hüsran olacağını ifade etti.

Eroğlu, yanlış yapılacak bir anlaşmanın hemen ardından bir hüsranla karşı karşıya kalınabileceğini söyledi.

“HALKIN ÇIKARLARINI SAVUNMA GAYRETİNDEYİM”

Eroğlu, “Ben Rahmetli Kurucu Cumhurbaşkanımızla uzun yıllar Başbakan olarak çalıştım, nasip oldu Cumhurbaşkanlığı adaylık sürecinde desteklerine mazhar oldum” dedi.

“DÜŞÜNDÜĞÜM 3 ŞEY”

Görevini yaparken, üç şeyi düşündüğüne işaret eden Eroğlu, “1-Yaptığım halkımın, ülkemin, milletimin çıkarına mı? 2-Attığım adımlar Denktaşların, Doktor Küçüklerin Osman Öreklerin, ecdadımızın  mücadelelerine yaraşıyor mu? 3- Kısa süre sonra değil, yarın ve yıllar sonra benim Kıbrıs konusunda yapacaklarım nasıl bir etki yapacak, nasıl değerlendirilecek?” dedi.

İzlenim yaratmak ya da dünyanın kendisine “aferin” demesinin peşinde olmadığını belirten Eroğlu, hakkın ve halkın çıkarlarının savunuculuğunu yapma gayreti içinde olduğunu vurguladı.

İzlediği yolun dünyadaki ve bölgedeki gerçeklere aykırı bir yol olmadığını söyleyen Eroğlu, “Ümitsizliğe kapılmaya gerek yoktur” dedi.

Eroğlu, “Sözlerime son verirken bir kez daha Kurucu Cumhurbaşkanımıza Allah’tan rahmet diliyor, Kıbrıs Türk Halkı’nın onu çok sevdiğini, asla unutmayacağını vurgulamak istiyorum.

O bir kahramandır, görüş ve düşünceleri, izlediği siyasi anlayış, Atatürk ilkeleri ile birlikte yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir. Ruhu şad olsun” dedi.

TAK

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.