1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. DERİNYA KAPISI’NI AÇIN
DERİNYA KAPISI’NI AÇIN

DERİNYA KAPISI’NI AÇIN

Derinya kapısı’nı açın

A+A-

Mağusalı gençler karşılarına çıkan en büyük sorunun Kıbrıs'taki çözümsüzlük olduğuna dikkat çekti ve bir çağrı yaptı.

Ahmet İLKTAÇ

Mağusa’da gençlerin yoğun olarak örgütlü bulunduğu Mağusa Gençlik Merkezi’nin (MAGEM) Başkanı Mustafa Öngün, ülkedeki gençlerin önündeki en büyük sorunun çözümsüzlük olduğuna dikkat çekerken, kent için ciddi öneme sahip olan Derinya Kapısı’nın açılmasıyla iki toplumdan gençlerin arasındaki iletişimin artacağına dikkat çekti. Öngün, "artık bu kapıyı açın" dedi.

Mustafa Öngün gençler için sıkıntı yaratan askerlik konusu ile ilgili olarak da “askerlik yapmak istemeyen gençler de, en az askerlik yapmak isteyen gençler kadar ülkelerini çok seviyorlar” şeklinde konuştu.

Önlerindeki en büyük sorunun çözümsüzlük olduğuna vurgu yaparlarken, günümüzde barış adına atılan adımların gelecek ümitlerini artırdığına dikkat çekti.

Mağusalı gençler Derinya Kapısı’nın en kısa sürede açılmasını talep etti. Derinya Kapısı’nın açılmasıyla iki toplumdan gençler arasında ortak paylaşımların artacağına vurgu yaptı.

Gençlerin bir kısmı askerliği gereksiz zaman kaybı olarak nitelendirdi. Bazı gençler de askerliğin gerekli olduğuna vurgu yapıp kurallarda esneklik talep ettiler.

 

Öngün: Askerlik yapmak istemeyen genç sayısı çok MAGEM Başkanı Mustafa Öngün, gençler için en önemli konulardan birinin askerlik olduğunu belirtti.

Gençlerin önemli bir bölümünün çeşitli sebeplerden ötürü askerlik yapmak istemediklerinin bilinen bir şey olduğunu kaydeden Öngün, bazı gençlerin askerliği vakit kaybı olarak gördüğünü, bazılarının ideolojik veya vicdani sebeplerle konuya yaklaştığını, bazılarının ise hayata atılmayı geciktirdiği için askerlik yapma konusunda temkinli olduklarını kaydetti.

Askerlik yapmak isteyen, bunu çok önemli bir görev olarak gören gençler olduğunu da belirten Öngün, en az yapmak isteyen kadar yapmak istemeyen gençlerin de olduğunu bilmemiz gerektiğinin altını çizdi. Mustafa Öngün, "askerlik konusundaki bu isteksizlik iyi anlaşılmalıdır ve buradan yanlış sonuçlar çıkartılmaması germektedir" dedi.

“Hepsi de ülkelerini çok seviyor”

MAGEM Başkanı Öngün şöyle devam etti:

“Bazı kesimler askerlik yapma isteği ile vatanseverlik arasında sıkı bir bağlantı kuruyorlar ve bunun sonucunda askerlik yapmak istemeyen gençlerin ülkelerini sevmedikleri gibi bir sonuca varabiliyorlar. En azından benim tanıdığım ve MAGEM’e katılan, MAGEM’de aktif olan gençler için bu kesinlikle söz konusu değildir. Aramızda askerliği vakit kaybı olarak görenler, yapmasına rağmen vicdanen veya ideolojik olarak reddedenler veya gayet istekli olarak askerlik yapanlar da var. Bu gençlerin hepsi de ülkelerini seviyorlar. Hepsi de ülkeleri için sorumluluk alan, olumlu değişim sağlamaya çalışan gençlerdir. Askerlikten yola çıkıp bunun aksini düşünmek gençlerimize büyük bir haksızlık olur. Buradan hareketle askerlikle ilgili kısa vadede vicdani ret hakkının tanınmasının ve zorunlu askerliğin mümkün olduğunca azaltılmasının veya kaldırılmasının meşru bir talep olduğunu düşünüyorum.”

“Ülkedeki çözümsüzlük en büyük sorun”

Öngün, "Kıbrıs sorunu hâlâ bu toplumun ve gençlerinin çözüm bulmamış en önemli problemlerinden bir tanesidir" dedi.

Kendisinin Kıbrıs sorununun çözümü için özellikle bizim liderliğimizin mümkün olduğunca taviz vermesinden yana olduğunu belirten Mustafa Öngün, bu şekilde düşünmesinin nedenini ise şu sözlerle açıkladı:

"KKTC sürdürülebilir değildir. Bu nedenle Kıbrıslı Türklerin varlığını devam ettirmek için Kıbrıs sorununu federal bir yapıda çözmesi gerekir. Müzakere sürecinde taviz vermekten çekinmek, Kıbrıs Türk toplumunu yok oluşa sürükleyebilecek bir tavır olur. Basından takip ettiğimiz kadarıyla Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı süreci iyi götürüyor. Ancak toprak ve garantörlükler gibi konularda taviz vermekten çekiniyor. Bu gibi çekincelerin aşılması gerektiğine inanıyorum. Bu tip çekinceler hem bizim için hem de Rum tarafı için yıllardır geçerliydi ve sorunun çözümünü ertelemekteydi."

Bu noktada bu tip çekincelerin sadece liderlerle alakalı olmadığını aynı zamanda toplumsal, sosyolojik de bir boyutu olduğu görmek gerektiğini belirten Öngün, “buna “güven problemi” diyebiliriz” şeklinde konuştu.

Toplumların birbirlerine güvenmemesinin liderlerin çekinceli davranmasına ve sorunun çözülmemesine yol açtığını ifade eden Mustafa Öngün, bunun üstesinden gelmek içinse yapılması gerekenin görüşmelere paralel bir başka sürecin de başlatılması olduğunu söyledi. Öngün, bu sürecin toplumların birbirleriyle iletişim içinde olmalarını, ortak çalışabilmelerine, ortak tarihlerini ve eğitim sistemlerini oluşturabilmelerine imkan tanıması gerektiğini dile getirdi.

 

“Derinya Kapısı açılırsa iletişim artar”

Tüm bu nedenlerden ötürü de Derinya Kapısı’nın açılmasına büyük önem düştüğüne değinen Mustafa Öngün, kapının açılmasını hem Kıbrıslı Rumların hem de Türklerin istediğini söyledi.

Bu yoğun istekle kapının açılması durumunda iki toplumun ve özellikle gençlerin iletişim ve işbirliğinin artacağına açıkça işaret olduğuna dikkat çeken Öngün, günümüzde Mağusa’da açık olan Akyar Sınır Kapısı’nın iki toplumun da yaşam alanlarına uzak olduğu için toplumların istişare etmesini bir bakıma engellediğini açıkladı.

Derinya Kapısı’nın açılmasının bu engeli ortadan kaldıracak ve çok önemli bir güven yaratıcı önlem olacağının altını çizen Mustafa Öngün, bunun yanında Derinya Kapısı’nın açılması güneyden gelen ziyaretçi turistlerin hem sayısını hem de Mağusa’da geçirdikleri sürenin artmasına neden olacağını dile getirdi.

Gençler ne dedi?

Oğuz Ufuk Haksever

“Adanın gençleri için ekonomik, sosyal ve hem de politik açıdan çözüm faydalı olacaktır. Faydadan ziyade çözüm gereken bir şeydir. Bu nedenle çözüme bakış açım bir genç olarak Birleşik Kıbrıs üzerinde olmasını istiyorum. İki toplumlu etkinliklere katılmış bir genç olarak artık Rum toplumu ile iç içe yaşamak istiyorum. Ben bunu gençliğin de başarabileceğine inanıyorum. Çözümsüzlük biz gençlere bir ülkeye giderken sıkıntılar yaşatmaktadır. Ülkemle ilgili bir cümle kuracağımda aslında hem empoze edilmiş bir bölünmüşlük var hem bazen tanımlamak için bu bölünmüşlüğü kullanmak zorundayım. Hâlbuki çözüm olsaydı ve birleşik bir adada yaşasaydık ülkemi nitelerken bir bölünmüş nitelemek zorunda kalmayacaktım. Derinya Kapısı açılabilecek en erken zamanda açılması gerekir. Mağusalı bir genç olarak içimde her zaman bir yara vardır. Lefkoşalı arkadaşlarım güneyle iç içedirler. Ama biz birazcık uzak ve izole gibiyiz. İşte bu sınır dolayısıyladır. Derinya Kapısı açıldığında iç içe olmamız daha fazla kolaylaşacaktır. Açıldığında Mağusa’ya turistik olarak fayda sağlayacaktır. Askerlik konusu ile ilgili kötü düşüncelerim vardır. Başımdan olay da geçti. Yurt dışına çıkmak için askerden izin almam gerekmesi bana anlamsız geldi. Bir kişi olarak silahlanmaya karşı biriyim. Vicdani ret isteyen bir Kıbrıs Türk genciyim. Tam birey olacağımız sırada bize asker olmamız gibi dayatma ile karşılaşıyoruz. Bu çok kötüdür. Parlak dönemimizde askerlik gibi bir şey önümüze geliyor. İşini bulmana ve hayatını kurmana engel oluyor.”

Tibet Aylanç

“Ülkemde çözüm olacağına umutla baksam da gelip geçen Cumhurbaşkanlarının kat ettikleri yol bellidir. Cumhurbaşkanımız Akıncı elinden geleni her şeyi yapmaya çalışsa da karşıdan gelen talepler nedeniyle çözüm olasılığı sıkıntılı bir hal alıyor. Şu anda yapılan ilerlemeler kanaatimce birkaç yıl içerisinde değişecek olan fikirler ile çözüm yolunda toplumumuza ve özellikle biz gençlere büyük bir katkı sağlayacaktır. Genç bir birey olarak toplumumuz gençlerinin dışa açılabilmeleri ve yeteneklerini sadece ülke içerisinde değil tüm dünyada sergileyebilmeleri adına çözüme mutlak ihtiyacımız vardır. Ben bir Mağusalı genç olarak Derinya Kapısı’nın geciktirilmeden açılmasını istiyorum. Kapının açılmasıyla iki toplumdan gençler ortak paylaşımlarını artırabileceklerdir. İki toplumdan gençlerin birlik içerisinde olup olası bir çözüm için çok faydalı bir adım olacaktır. Askerlik çağında bir birey olarak bu değişmiş düzende askerlik yapmayı düşünmüyorum. Büyüklerimden duyduğum askerlik anılarını günümüzde asker olan birinden duyduklarımdan karşılaştırdığım zaman arada koskocaman bir fark olduğunu rahatlıkla görebiliyorum. Askerde geçirilen kocaman bir yılın gereksiz olduğuna inanıyorum."

Erol Kavaz

"Derinya Kapısı günümüzde ülkemdeki çözüm adına görüşmelerin olduğu dönemde çok önemli bir yere sahiptir. İki toplumdan bireyler ve özellikle de gençler çözümden önce Derinya Kapısı da açılmasıyla daha fazla bir araya gelebilecekleri için barış daha kolay sağlanacaktır. Derinya Kapısı açılması halinde sadece isimde “kapı” değil, iki toplum arasında birçok şeye kapı olacağına inanıyorum. Kapının açılması çok büyük bir olay olmasa da iki toplumun ortak vereceği kararlar neticesinde bizleri birbirimize bağlayacaktır. Çözüm konusunda söylemek istediğim ise kısa süre önce katıldığım “ Civic Space” isimli etkinlikte barış konusunu değerlendirdik. Etkinlikte herkesin dile getirdiği konu mal mülk meselesiydi. Benim şahsi fikrim eğer iki halk yeniden yapılanmaya evet diyebilecekse bu yapılanma çözümden hemen önce başlamalıdır. Bana göre işleyiş böyle olursa diğer konularda çözüm çok daha kolay ve erken olacaktır. Çözüm günümüzde bize yakın görünse de yapılanma, inşaatlar, mal ve mülk bence en büyük sorundur. Onun dışında küçük pürüzler olsa da bence çözüm iki toplumun da gerçekten istemesi halinde uzak değildir. Umarım 2016 yılında çözüm adına bu adımlar atılır ve adamızda biz gençler için yeni ve güzel şeyler olur. Biz gençlerin başka bir önemli sorunu ise askerlik meselesidir. Bence her ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde de askerlik olması kesinlikle gereklidir. Fakat bizim ülkemizde askerlik sistemi çok sıkı bir şekilde yapılıyor. En basit örneği ise ben 17 yaşındayım ve 2016 yılında 18 yaşında olacağım. Fakat askerliğimi erteleteceğim şubat ayına kadar kendi ülkemden Güney Kıbrıs’a geçemiyorum. Evet askerlik gerekli bir şey olabilir. Ama biraz daha esnek davranılması gerekiyor. Bazı şeyleri zorunlu halden çıkarmak gerekiyor.”

Kıbrıs Gazetesi

 

Etiketler :
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.