1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. DEVLET, BORCUNA SADIK DEĞİL!
DEVLET, BORCUNA SADIK DEĞİL!

DEVLET, BORCUNA SADIK DEĞİL!

Devlet, borcuna sadık değil!

A+A-

Ülkemizde ekonomik alanda faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri, devletin özel sektöre olan borcunu zamanında ödemesini, gecikmesi halinde ise faiziyle ödemesini istiyor.

Emine DAVUT YİTMEN

Devletin mal ve hizmetleri satın aldığı özel sektöre borcunu zamanında ödememesi pek çok sıkıntılara neden oluyor. Devletin ödeme yapamaması veya gecikmeli ödeme yapması, bazı işletmeleri zora sokuyor hatta iflasın eşiğine getiriyor.

Özel sektöre borcunu ödemede ayak sürüyen devlet, özel sektörden alacağı söz konusu olduğunda, borca gecikme cezası ekleme yolunu tercih ediyor.

Bu duruma tepki gösteren sivil toplum örgütleri, devletin zamanında borcunu ödemesini, gecikme yaşanması halinde ise bu ödemenin faiziyle yapılmasını talep ediyor.

Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO), Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO), Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB), Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO) ve İş Adamları Derneği (İŞAD) temsilcileri, konuyla ilgili olarak KIBRIS’a değerlendirmelerde bulundu.

Çıralı: Devlet alacağına yönelik uyguladığı kuralların aynısını, vereceği için de uygulamalı

Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı Ali Çıralı, devletin alacağına yönelik yaptığı muamelenin aynısını vereceği için de yapması gerektiğini söyledi. Devletin alacağı için bir gün gecikmesi halinde hemen gecikme faizi cezası aldığını ifade eden Çıralı, devletin vereceğinin ise aylar hatta yıllar sonra yapıldığını ve ne faiz ne de ceza uygulandığını aktardı.

Çıralı, bazı işletmelerin devletten zamanında alacağını tahsil edemediği için zorluk çektiklerini duyduğunu ifade etti. Çıralı, devletin alacağına yönelik uyguladığı kuralların aynısını, vereceği için de uygulamasının önemini yineleyerek, “Eğer devlet borucunu ödemede gecikiyorsa bunu faiziyle ödemeli ki karşı tarafta mağduriyet yaşanmasın” dedi.

Kürşat: Mahsuplaşmanın yolu açılmalı

İş Adamları Derneği Başkanı Dengiz Kürşat, devletin kendisinin borçlarını ödemesi geciktiğinde ceza ödemediğini ancak borçlarını ödemede geciken iş adamlarından ceza alındığını söyledi.

Sistemin yanlış olduğunun altını çizen Kürşat, mahsuplaşmanın yolunun açılması gerektiğini belirtti.

Kanber: Rekabet edebilirlik kuralları belirlenmeli

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Başkanı Mahmut Kanber, özel sektörün kamuya, kamunun da özel sektöre borcu olduğunu, bir tarafın faizlendirip borcunu aldığını fakat özel sektörün borucunu faizlendirip alamadığını söyledi.

Kanber, hem özel sektörün birbirinden hem de kamudan alacaklarını tahsil edememesinden dolayı özel sektörde büyük bir çöküntü yaşandığını belirterek, “Herkesin birbirinden alacağı var. Bu durum, ekonomik ve sosyolojik sorunlar yaratıyor. Sosyolojik sorunlarda aile yapılarının bozulması, sosyal sorunlar yaşayan insanların çoğalması veya cinayetlerin ortaya çıkması, alacak verecek davaları ile ilgili yasaların dışında tahsilat yöntemlerinin seçilmesi gibi sorunlar ülkemizde görülmeye başlandı” dedi.

Mahmut Kanber, bunun düzeltilebilmesi için öncelikle ülkedeki rekabet edebilirlik kurallarının belirlenmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Bu rekabet üzerinden devlet kendi alacaklarını alıp, özel sektöre de vereceğini vermekle mükelleftir. Kamu alacaklarının gecikmesinden dolayı büyük şirketler iflasın eşiğindedir” diye konuştu.

Kanber, hem kamu hem özel sektör maliyesinin disiplin altına alınmasıyla, rekabet edebilirliğin artırılmasıyla ülkedeki hizmetlerin bir standart doğrultusunda yapılmasıyla piyasanın düzelebileceğini kaydetti.

Erk: Devletin geç ödeme yaptığında kendi kendini bıçaklayarak maliyeti yükseltiyor

Kıbrıs Türk Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Erk, ülkenin yapısı gereği birçok özel şirketin kamuya hizmet ve ürün tedarik ettiğini, bu durumun zincirleme bir etki yarattığını söyledi. Devletin ihale usulü ya da elden alım usulü yaptığı alımların, piyasada ciddi bir payı olduğundan söz eden Erk, söz konusu payın vaktinde ödenmesiyle sistemdeki herkesin zamanında işlerini yapabileceğini ancak ödeme olmadığında tedarikçinin zincirleme şeklinde diğer maliyetlere boyun eğmek zorunda kaldığını belirtti.

KDV ve stopajın ithalata peşin verildiğini ifade eden Erk, devletin kendisinin yükümlüğünü yerine getirmediğinde finansman maliyetleriyle özel sektörün baş başa kaldığını kaydetti.

Ülkede finansmanın pahalı olduğunu dile getiren Erk, “Bir diğer şansızlığımız da TL’nin enflasyonist para birimi olması. Ayrıca ithalatlarımızın döviz ağırlıklı olması, maliyetlerimizin de döviz kuruyla yüksek olması risk faktörlerini artırıyor. Ya tedarikçi bu risk faktörlerini faturasına katacak veya düşük fiyat vererek rekabetçi olmaya çalışacak ama sonunda da zarar görecek. Sosyal Sigortalarda, vergi ödemelerinde gecikmeler yaşanacak” dedi.

Erk, birçok büyük alımın ihale usulüyle yapıldığını ve döviz kur riski, finansman yükü konulduğunda tekliflerin ciddi oranda şiştiğini ve devletin aldığı hizmeti kendi kendine pahalılaştırdığını söyledi. Devletin geç ödeme yaptığında herhangi bir finansman avantajı yaratmadığını, tam tersine kendi kendini bıçaklayarak maliyeti artırdığını ortaya koydu.

Mustafa Erk, devletin hak edişleri, faturaları, giden tedariklerin, hizmetlerin 3-8 gün içerisinde ödemesini yapması gerektiğini, böylece piyasanın çok daha hızlı çalışabileceğini aktardı.

Erülkü: Adaletin bıçağının her iki tarafı kesmesi lazım

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Asbaşkanı Meriç Erülkü, devletin koyduğu engellerle insanları tahsilatçı konumuna getirdiğini söyledi. En ufak bir sıkıntıda devletin özel sektörden tüm tahsilatını yapmak için engeller koyduğunu anlatan Erülkü, devletin kendi borçlarına gelince “Param yoktur, kaynak aktarılmadı, bütçede para kalmadı” gibi söylemlere başvurup kişilerin alacaklarını her zaman geciktirdiğini belirtti.

Bu durumun devlete pek çok iş yapan veya devletin yaptığı işe teşvik veren işadamlarını zora soktuğunu dile getiren Erülkü, “Bu, sadece ihalelerden kaynaklanan borçlarla ilgili değildir. Örneğin pek çok şirketin yüklü miktarda KDV alacağı vardır. Bu alacakları devlet hiçbir zaman ödemez. Bu alacakları başka şeylere de mahsup etmenize izin vermezler. Mahsuplaşma ile ilgili yasa çıkardıklarını söylerler ama bu çalışmayan bir sistemdir” diye konuştu.

Yatırımların önündeki bürokratik engellerin kaldırılmasıyla işlemlerin hızlandırılabileceğini ifade eden Erülükü, işlemler hızlandırılırken aynı zamanda da bütçenin yapıldığı dönemde ve uygulamada devleti yönetenlerin çok ciddi hesaplar yaparak, bütçeleri oluşturmasının öneminden söz etti.

Erülkü, ödemelerin de geciktirilmemesi gerektiğine işaret ederek, şunları söyledi:

“TC kaynaklı teşvikler ve ödemeler, bizim devletimizdeki bürokrasinin hatalığından dolayı gecikiyor. Ödemelerde, TC kaynaklı bir gecikme yoktur... Adaletin bıçağının her iki tarafı kesmesi lazım. Devlet ödemelerinde gecikme yaşandığında alınan ceza ve faiz oranı kadar, kendisinin de ödeme yapması lazım. Müteahhitlerimiz, devletten alacaklarını zamanında alamadığı için çek yasağına girmektedir. Sosyal Sigorta, İhtiyat Sandığı yatırımları aksamakta ve ciddi anlamda faiz ve cezalardan dolayı ödenemeyecek hale gelmektedir.”

Kıbrıs

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.