1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. DEVLET HEKİMSİZ VATANDAŞ İSE SAĞLIKSIZ KALACAK!
DEVLET HEKİMSİZ VATANDAŞ İSE SAĞLIKSIZ KALACAK!

DEVLET HEKİMSİZ VATANDAŞ İSE SAĞLIKSIZ KALACAK!

1 Ağustos’tan itibaren ortaya çıkacak tehlikeye dikkat!

A+A-

TIP-İŞ Başkanı Sıla Usar, ülkede gelen geçen hükümetlerin sağlığı sırtında bir kambur olarak gördüğünü ve sektöre gereken yatırımı yapmadığını belirterek 1 Ağustos’tan itibaren ortaya çıkacak tehlikeye dikkat çekti.

Ahmet İKİDERELİ

TIP-İŞ Başkanı Sıla Usar, hekimsiz sağlık hizmetinin sürdürülemez olduğunu belirterek, Anayasa’ya göre devletin sağlık hizmeti verme zorunluluğu bulunduğunu vurguladı. Usar, ülkede gelen geçen hükümetlerin sağlığı sırtında bir kambur olarak gördüğünü ifade ederek, sağlığa yatırım yapılmadığını, ihtiyaç olduğu halde hekim, hemşire istihdamlarının yetersiz olduğunu  kaydetti. Usar, hükümetin hekimlerin bir bir istifa etmesine göz yumduğunu belirterek, hekimlerin hastanede kalmasını özendirecek koşulları oluşturmadığına dikkat çekti. Usar, “1 Ağustos’tan sonra devlet hastanelerinin hekimsiz kalma riski ile karşı karşıyayız” dedi.

“Hekimler fazla iş yükü altında eziliyor”
Usar, az hekim ile çok iş yaptırmaya çalışıldığına vurgu yaparak, hekimlerin kamu hastanelerinin yoğunluğu altında iş yükünün fazla olmasından dolayı ezilmekte olduğunu kaydetti. Usar, kamu hastanelerinin gelen her hastaya bakmak zorunda olduğunu ifade ederek, birçok servisin doluluğunun yüksek oranda olduğunu, bazen hastaları yatıracak yatak bulunamadığını söyledi.

“Nüfus artıyorsa gereği yapılmalıdır”
Usar, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Poliklinikler her gün binlerce hastaya hizmet veriyor. İstatistiklere göre Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi bir yılda ülkenin nüfusundan fazla hastaya sadece acil serviste hizmet vermiştir. Bu rakam çok yüksektir ve ülkede çok büyük bir nüfus artışının olduğuna işaret etmektedir. Girne Akçiçek Hastanesi’nin acil servisi, bir yılda Girne nüfusunun bir buçuk katı kadar kişiye hizmet vermiştir. Artan nüfusa göre gereği yapılmalı, ihtiyaca göre hastane alt yapıları iyileştirilmeli, hekim, hemşire eksiklikleri tamamlanmalıdır. Aksi takdirde insanımıza kaliteli sağlık hizmeti verilmesi mümkün değildir.

“Hastanelerimiz dökülüyor, kavurucu sıcaklarda klimalar bile çalışmıyor.”

Hastane altyapı ve teçhizatlarının iyileştirilmesi için sendika olarak büyük bir mücadele verdiklerini dile getiren Usar, bir hekim için sadece özlük haklarının değil hizmet verdiği koşulların da önemli olduğunu kaydetti. Usar, bir hekimin çağdaş ameliyathanelerde operasyon yapmak, hastalarını temiz ve konforlu ortamlarda tedavi etmek istediğine dikkat çekerek, bu nedenle Sendika’nın, hekimlerin hizmet verdiği koşulların iyileşmesi için de mücadele ettiğini belirtti.

“Solunum cihazları alındı ama daha çok eksik var”
Usar, özlük hakları için ayrı bir mücadele verildiğine dikkat çekerek, “Biz hakkımızı, emeğimizin karşılığını istiyoruz” dedi.

Usar, “Çok uzun yıllar eğitim alıyoruz, çok riskli işlerle uğraşıyoruz. Bu mesleğin gecesi gündüzü yok. Solunum cihazı olmadığını yüksek sesle söyleyen biz olduk. Her yaptığımız eylemde bunu dile getirdik. Solunum cihazı olmadığı için birçok  hasta sevk edildi. En nihayet solunum cihazları alındı. Hekimler eksiklikleri sürekli dile getirmek zorunda mı? Bakanlık neden görüp temin etmiyor? Sorun sadece solunum cihazı da değil. Daha birçok eksik var. Bakanlık solunum cihazı aldı diye alt yapının tamamlandığı düşünülmesin. Bugün hekimler kendi özel kliniklerinden getirdikleri aletlerle devlet hastanelerinde ameliyat yapmaktadırlar.” diye konuştu.

“Çocuk Nöroloğu yok”
Hastanedeki tek çocuk nöroloğu devletin iyi koşullar sağlayamamasından dolayı istifa ettiğini hatırlatan Usar, “Böyle bir uzman hiçbir devlet hastanesinde bugün yoktur” dedi.
Usar, hükümetlerin günahlarının çok büyük olduğunu ifade ederek, bu günahların sadece hekimlere karşı değil, halka karşı işlenmiş günahlar olduğunu kaydetti.

“Bir yıldan fazla bir süredir 100 hekime artış vermeyi başaramadılar”

Usar, bu ülkede hekimler üzerinden sürdürülen ikinci iş yasağı olduğuna da değinerek, şöyle devam etti, “Biz ikinci iş yapmıyoruz, biz mesleğimizi yapıyoruz. Kaldı ki mesai saatinden sonra başka işler yapan birçok kamu görevlisi var. Bizim mesleğimizin özü insana hizmet etmektir. Bu bizim mesleğimizin gereğidir. Bizden bu hizmeti talep eden insanlara hizmet veriyoruz. İkinci iş meselesinin sadece hekimler üzerinden sürdürülmesine anlam veremiyoruz. İnsanları dinlenme saatinde çalışmaya zorlayan kötü koşulları yaratan idare mi yoksa geçinmek için çalışmak zorunda kalan çalışan mı suçlu? Hekimler hastaneden bir bir ayrılmaya başladı. Çünkü bakanlık hekim özlük haklarını iyileştiremedi. Bir yıldan fazla bir süredir 100 kadar hekime artış vermeyi başaramadılar. Sosyal Güvenlik Yasası’na tabi olan hekimlerin en fazla etkilendiği eşitsiz bir durum yaratılmıştır. Özlük hakları olması gerektiği gibi iyileştirilmedi. Biz eşitlik istiyoruz. Anayasa’da eşit işe eşit ücret vardır. Bugün aynı işi yapan hekimlerin üç değişik şekilde özlük hakkı olması kabul edilemez”

“Ciddi finans sorunu var”

TIP-İŞ Başkanı Sıla Usar, Döner Sermaye Yasası’nın  yasallaşmadığını anımsatarak, Genel Sağlık Sigortası Yasası’nın da beklemede olduğunu anımsattı. Sağlıkta ciddi bir finans sorunu olduğuna vurgu yapan  Usar, “bir hekim hastanede kaldığı, hastasına hizmet verdiği ve onu sevk etmediği zaman bunun devlete maliyeti ile hastanın özel hastaneye sevk edildiği takdirdeki maliyeti arasında dağlar kadar fark vardır. Bu devlet özel hastanelerden hizmet alacak kadar zengin bir devlet değildir. Mayıs 2015-Mayıs 2016 arası 800 sevk yapıldı, 68 milyon lira ödendi. Bu sadece tek bir hastanedir. Mayıs 2016- Mayıs 2017 arası sevk sayısı bin 800 oldu. Çünkü sizin hekiminiz yok, teçhizatınız yok, solunum cihazınız yok.

“Ödenen birkaç yıllık fatura ile yeni bir hastane yapılabilirdi”


Sevkler arttığı zaman ödenen birkaç yıllık fatura ile yeni bir hastane yapılabilirdi. Sağlık alınıp satılan bir şey değildir, haktır. Kamu hastanelerini işletme gibi görüp, kar amacı güdülmesine karşıyız. Devlet hastaneleri hekimsiz kaldığı zaman güçleri iyice düşecek, verilen hizmetin kalitesi de azalacak ve bundan insanlar zarar görecek. O zaman da denilecek ki zaten kaliteli hizmet yok, özelleştirilsin. Bütün dünyada özelleştirmeler bu şekilde yapılıyor. Sağlıkta emeklerin sömürülmediği, haklarının verildiği yasalar yapılmalıdır. İyi bir insan gücü kadrosu oluşturulmalıdır” dedi.

Yeni Bakış

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.