1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. DIŞİŞLERİ BAKANI NAMİ DEĞERLENDİRMELERDE BULUNDU
DIŞİŞLERİ BAKANI NAMİ DEĞERLENDİRMELERDE BULUNDU

DIŞİŞLERİ BAKANI NAMİ DEĞERLENDİRMELERDE BULUNDU

“Müzakerelerde fazla iyimser olmamıza neden olacak bir noktada değiliz”

A+A-

“MÜZAKERELERDE FAZLA İYİMSER OLMAMIZA NEDEN OLACAK BİR NOKTADA DEĞİLİZ”

“BİRBİRİMİZE KENETLENDİĞİMİZ TAKDİRDE TÜRKİYE’NİN DE DESTEĞİ İLE KIBRIS RUM TARAFININ TAKTİKLERİNİ BOZABİLİRİZ.”

Dışişleri Bakanı Özdil Nami, ortak açıklama metni ile ABD Başkan Yardımcısı Biden’ın ziyaretinden dolayı umutların yeniden yükseldiğini ve ardından önemli gelişmelerin olacağı yönünde daha önce yapmış olduğu açıklamaların tersine, müzakerelerin iyi bir noktada olmadığını hatta karamsar bir tablo bulunduğunu belirterek; içinde bulunulan dönemde; “Müzakerelerde fazla iyimser olmamıza neden olacak bir noktada değiliz” dedi.

Enformasyon Dairesi’nden verilen bilgiye göre, Dışişleri Bakanı Özdil Nami, bugün Sim TV’de yayınlanan Radyo Gazetesi programına katılarak gündeme dair gelişmeleri değerlendirdi.

Müzakerelerin içinde bulunduğu boyutla ilgili açıklamalarda bulunan Bakan Nami, “Müzakerelerde iyi günler olduğu gibi kötü günlerde olacaktır, bunu bilerek yolumuza devam etmemiz gerekmektedir. İçinde bulunduğumuz dönemde müzakerelerde fazla iyimser olmamıza neden olacak bir noktada değiliz. Maalesef ortak açıklamadan sonra yeni bir yakınlaşma üretilmedi. Hâlbuki ortak açıklama metni tarihi bir metin olmuştu ve hemen akabinde işadamları, sendikalar ve din adamları gibi farklı çevrelerden, ortak açıklama temelinde federal bir çözüme ulaşmak için büyük destek gelmiştir. Fakat Kıbrıs Rum tarafının, ‘Kıbrıs’ta devlet başkanının tüm vatandaşların oyları’ ve ‘basit çoğunluk ilkesi ile seçilebilmeli’ önerileriyle ortaya çıkması ve bunu müzakere masasına koyma cesaretini göstermesi, müzakerelerin kaldığı yerden devam ettiğini söylemeyi mümkün kılmamaktadır ve hatta geriye doğru kayma olduğunu göstermektedir” dedi.

“Ortak açıklama metni üzerinden 4 ay geçmiş olmasına rağmen yeni bir uzlaşı noktası oluşmamış, tam tersine geçmişte oluşan uzlaşıların da ortadan kalkmaya başlandığı yönünde somut veriler olduğunu” belirten Bakan Nami, bu durumun Türk tarafını iyimser havadan çıkarıp daha temkinli havaya iten bir noktaya getirdiğini söyledi.

Dışişleri Bakanı Nami, ortak açıklamadan sonra genel beklentinin tarama sürecine geçilmesi olduğunu işaret ederek, “Oluşan yakınlaşmaların, tarama sürecinde Eroğlu ve Anastasiadis tarafından kısa sürede üzerinden geçilmesi ve teyit edilmesi yerinde olacaktı. Eğer tarafların daha iyi bir önerisi olması ve karşı tarafı ikna etme durumu olursa, sözkonusu öneri yeni bir uzlaşı olarak kabul edilecekti. Ama yeni uzlaşı oluşamıyorsa geçmiş uzlaşılar muteber kabul edilip korunması gerekmekteydi” şeklinde konuştu.

Bakan Nami, sadece ortak açıklamanın kendisinin yeterli olmadığını, çünkü geçmişten gelen çok büyük bir BM müktesebatı ve daha önceden oluşmuş yakınlaşma kâğıtlarının olduğunu ve onların mevcut olmadığı şeklinde hareket edilmesi halinde bunun sürece büyük zarar vereceğini söyledi.

Zaman konusuna da değinen Bakan Nami, ilk yakınlaşmaların 18 aylık bir süreç içinde oluştuğunu ve bu durumun yok sayılması halinde iki taraf müzakerelere uzlaşı noktasından değil başlangıç noktasından başlayacağına ve maksimalist taleplerini masaya getireceğine işaret etti..

Kıbrıs Rum tarafının sürekli Kıbrıs Türk tarafının toprak ve harita konularını artık tartışmaya açmasını talep ettiğine dikkat çeken Bakan Nami, bu yaklaşımın müzakerelerin sağlıklı devam etmesi ile ilgili kurguya temelden aykırı olduğunu ve ilk önce federal bir Kıbrıs’ın nasıl oluşacağı ve daha sonra da güç paylaşımı ve yönetiminin nasıl olacağı konusunun çok iyi belirlenmesi gerektiğini söyledi.

Bu konularda bir yakınlaşma sağlanmadan ve Kıbrıs Türk tarafının siyasi hakları ile ilgili endişeleri devam ederken mülkiyet, toprak, hatta harita konularını gündeme getirmenin mümkün olmadığını, olduğu takdirde müzakerelerin muazzam bir krize dönüşeceğine işaret etti.

Nami, güç paylaşımı, ekonomi ve AB konularının öncelikle ele alındığını, mülkiyet ve harita konusunun müzakerelerin en son safhasında ele alınması hususunun Türk ve Rum tarafının ortak uzlaşısı olduğunu ve BM Genel Sekreteri tarafından da teyit edildiğini vurguladı.

Geçmiş yakınlaşmaların Eroğlu – Anastasiadis yakınlaşmasına dönüşmesi için hiçbir çalışma yapılmadığı, aksine Kıbrıs Rum tarafının tavrı yüzünden öneri – karşı öneri – köprü kurucu öneri gibi bir yaklaşım sergilendiğini belirten Nami, Rum tarafının geçmiş yakınlaşmaları konuşmayarak bunları istediği zaman sıfırdan gündeme getirebileceği inancı ile müzakerelere devam ettiğini kaydetti.

Bakan Nami şöyle konuştu:

“Bugünkü krizin temelleri 4 ay önce müzakereler başladığında atılmış oldu. Çünkü müzakereler başladığında özellikle Kıbrıs Türk tarafının yakınlaşmalar konusunda daha ısrarcı bir tavır sergilemesi gerekmekteydi. Tarama süreci, gerçek bir tarama değil, görüş alışverişi şeklinde oldu. Başladığı ilan edilen özlü müzakerelerinde tarama sürecinden bir farkı yoktur. Maalesef liderler tarafından disiplinli, hedefi belli olan bir müzakere süreci henüz oluşturulmamıştır.  Kıbrıs Rum tarafı bir oyalama taktiği içindedir. Kıbrıs Rum tarafının taktiğini bozmak için Kıbrıs Türk tarafı tarafından daha ciddi adımların atılması, bunu da işbirliği içinde yapılması gerekmektedir. Kıbrıs Rum tarafı, kapsamlı çözümün ana konularını ele almak yerine müzakere masasında taktiksel üstünlük elde etme çabasında olduğu açıktır ve bu oyunu bozmamız lazım” dedi.

Biden’ın ziyaretinin beklenilen sonucu üretmediğine işaret eden Bakan Nami, “Bu durum, gündemde olan Kerry’nin ziyaretine de etkisi olacaktır. Bence Kerry’nin gelip gelmemesi şüpheli. Amerikalı yetkililer konuyu tekrar değerlendirmeye aldılar” diyen Bakan Nami, ABD Dışişleri Bakanı’nın adaya gelmesi halinde yaşananlardan ders alıp özellikle Kıbrıs Türk tarafı olarak sadece bir konunun değil diğer tüm konuların da ele alınmasını sağlaması gerektiğini söyledi.

Hükümetin müzakerelerden memnun olup olmadığının sorulması üzerine ise Bakan Nami, “Bu konudan sorumlu bakanlık olarak daha yoğun bir tempoya gireceğimiz ortam için hazırlanıyoruz. Hükümetin uygun gördüğü ölçüde ve Cumhurbaşkanlığı ile koordineli bir şekilde sürecin daha sağlıklı bir şekilde kurgulanmasını hedeflemekteyiz. Bu tarihi süreci kaçırma lüksümüz yoktur” dedi.

Bakan Nami, sürecin kötüye gitmesinin bundan sonra daha da kötüye gidecek anlamına gelmediğine de ifade ederek konuşmasına şöyle son verdi:

“Bu sıkıntılı günler mutlaka geçecektir, Kıbrıs Türk tarafı olarak hiç kimsenin karamsarlığa kapılmadan birbirine yardımcı olması ve birlikte çalışması gerekmektedir. Birbirimize kenetlendiğimiz takdirde Türkiye’nin de desteği ile Kıbrıs Rum tarafının taktiklerini bozabiliriz. İşbirliği içinde tıkanıklıklar çözülebilir. Halk, hükümet ve sivil toplum örgütleri ile işbirliği içinde bunları aşmanın formüllerini üreteceğiz. Halkın, tüm adanın, hatta bölgenin kapsamlı çözüme ihtiyacı vardır.”

TAK

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.