1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. ''DÖKÜMLERİ KAMUOYU İLE PAYLAŞMADIKÇA SİZE İNANMIYORUZ''
''DÖKÜMLERİ KAMUOYU İLE PAYLAŞMADIKÇA SİZE İNANMIYORUZ''

''DÖKÜMLERİ KAMUOYU İLE PAYLAŞMADIKÇA SİZE İNANMIYORUZ''

En az 7 yıl boyunca bu paraları illegal şekilde topladığınızı itiraf ettiniz.

A+A-
BANKA DÖKÜMLERİNİ VE HARCAMA BELGELERİNİ KAMUOYU İLE PAYLAŞMADIKÇA SİZE İNANMIYORUZ.
 
En az 7 yıl boyunca bu paraları illegal şekilde topladığınızı itiraf ettiniz.

7 yıl boyunca toplam ne kadar para topladınız? Bankaya yatırılan bu paralardan ne kadar faiz kazandınız?

7 yıl boyunca bu toplanan paraları nerelere harcadınız?

Polislerle konuştum, kimsenin maaşlarından kesilen bu paraların geri iade edildiğinden haberi yok.

Yuvarlak ve genel sözlerle olayı geçiştiremezsiniz. Ortada büyük paralar dönmektedir ve olayı temizlemek için kamuoyu önüne banka dökümleri yanında muhasabe açısından geçerli fatura ve makbuzları koymak zorundasınız.

Konu olaya gelecek olursak;

27 Haziran 1991’de dönemin Polis Genel Müdürü öncülüğündeki bir grup üst rütbeli subayla birlikte Polis Örgütü içerisinde bir yapılanma oluşturulur. Adına da “POLİS ÖRGÜTÜ MORAL VE SOSYAL YARDIM SANDIĞI” denir. (EK A)

Bu sandık, herhangi bir yasal mevzuattan yetki alınmaksızın dönemin üst yönetiminin keyfi davranışlarıyla kurulmuş yani hukuksal anlamda tamamen gayrımeşru ve illegal bir oluşumdur.

Yüzlerce belki de binlerce polisin aylık maaşlarından her ay olmak üzere yaklaşık %1’lik bir kesinti yapılıp bu sandığın hesabına mütemadiyen yatırılır. (EK

Bağış Adı altında ancak zorlama ile bu kesintiler polislerden yapılmıştır.

Bu kesintilerin en azından 1991-2003 yılları arasında yapıldığı iddia edilmektedir. Bu dönem açısından bakılsa bile toplamda çok büyük miktarlarda para toplandığı ortaya çıkmaktadır.

Sandıkta biriken parayı harcayacak yetkili kişiler ise tamamen en üst makamları işgal eden kişilerden oluşmuştur (Merkez Yönetim Kurulu) (EK A)

Olayı daha da süsleyebilmek ve sanki de hukuki bir zemini varmış gibi göstermek adına tamamen uyduruk şekilde bir “Yönerge” çıkarılır. (EK C)

Bu Yönerge’nin 22. maddesi ile Kıbrıs Türk Emniyet Örgütü Refah Fonu Tüzüğü” yürürlükten kaldırırlır. Hukuk kurallarını yerle bir eden bu anlayış şunu işaret etmektedir. “Ben yarın bir Tüzük ile Anayasa’yı da yürürlükten kaldırabilirim”.

Örgüt içerisinde dayanışma, yardımlaşma ve sosyal etkinlikler düzenleme süsü verilerek kurulan bu illegal sandıkta oluşan paralarla ne yapıldığı, kime ne ödendiği, kalan paranın miktarının ne olduğu konularında bugüne değin hiçbir resmi bilançonun hazırlanmadığı ve paraların nerelere harcandığı yönünde belgelerin (fatura, makbuz) de noksan olduğu yönünde ciddi şüpheler bulunmaktadır.

Uzun yıllar polislerden kesilen bu paraların akıbeti hakkında Polis Genel Müdürlüğü açıklama yapmaktan kaçınmaktadır. Burada toplanan paraların gerçekte hangi amaçla kullanıldığı, başka illegal faaliyetlere finansal destek olarak kullanılıp kullanılmadığı merak edilmektedir.

Bu parayı yönetenler arasında en üst rütbeden kişilerin olması dikkat çekmektedir. Yasal örgüt içerisinde yuvalanmış bu gayrıyasal örgütün paraları ile neler yapıldığı halen bilinmezliğini korumaktadır. Bu konu gazete manşetlerine yansımış olmasına rağmen GKK/PGM’den hiçbir açıklama yapılamamaktadır.

Ekim 2012 yılında bu bilinmezliği ortadan kaldırmak ve karanlık noktaları aydınlatabilmek için Bilgi Edinme Hakkı Yasası’na dayanarak PGM’ye bir dilekçe verdim. (EK D)

İstediğim bilgi ve belgeleri verme mecburiyetleri olmasına rağmen yasal süre içerisinde bana hiçbir cevap verilmedi. Bunun üzerine bir üst makama itirazname dosyaladım. (EK E)

Bu itirazımın ardından 20.Aralık 2011 tarihinde tarafıma bu konu hakkında PGM tarafından bir yazı gönderildi. Dönemin Polis Genel Müdürü Günay Özan imzalı bu yazı ile inanılması güç bir cevapla karşılaştım. (EK F)

Dönemin Polis Genel Müdürü Günay Özan, bu dilekçeme karşı verdiği cevapta, bu sandığın varlığını doğrulamakla kalmadı ayrıca “Bu sandığın resmi bir kimliği olmadığını” da itiraf etti. Günay Özan bu yapılanmanın gayrıresmi bir fon niteliğinde olduğu için bana herhangi bir bilgi veya belge veremeyeceğini açıkça beyan etti. (EK F)

Günay Özan’ın bu yazılı açıklaması aslında şu anlama gelmektedir:

“POLİS ÖRGÜTÜ MORAL VE SOSYAL YARDIM SANDIĞI, Polis Örgütü içerisinde kurulmuş ve fiilen varlığı olan İLLEGAL BİR YAPILANMADIR. Yasal bir Örgüt içerisinde oluşturulan bu yapılanma GAYRIRESMİ olduğu için dışarıya hakkında bilgi ve belge veremeyiz”

Yasal olarak istediğim bilgileri verme mecburiyeti olmasına rağmen bunu yapmaktan kaçındıkları için PGM ve GKK’ya ayrı ayrı Suç İhbarlarında bulundum. (EK G ve EK H)

Talep ettiğim bilgi ve belgelerin verilmemesi gerek Polis Örgütü Yasası gerekse Bilgi Edinme Hakkı Yasası tahtında bir disiplin suçu oluşturmasına ve bu yönde yazılı suç ihbarı göndermeme rağmen konu hakkında hiçbir işlem yapılmadı.

Konu çok ciddidir. Birileri kafalarına esip fon kuruyor ve örgütteki polislerin maaşlarından da her ay olmak üzere -uzun yıllar- kesintiler yapıp ayrı bir mali bütçe oluşturuyor.

Sandığın kurulması ve polislerden bu amaçla para toplanmasının usulsüz olması bir yana ortada mali açıdan çok önemli bir yolsuzluk yapıldığı açıktır.

Bu oluşumun illegal olması ve buna bağlı olarak yolsuzluğun ortaya çıkması yanında toplanan bu paralar ile ne yapıldığı? Biriken büyük miktardaki bu bütçenin nasıl harcandığı? Paraların hangi amaçla kullanıldığı? Örtülü ödenek şeklinde belirli amaçlar için belgesiz kullanılıp kullanılmadığı? Veya bu bütçeden ülkede yaşanan bazı illegal faaliyetlere finansman sağlanıp sağlanmadığı? Yönündeki soruların deliller tahtında cevaplandırılması gerekmektedir.

Durum bu kadar vahim olmasına rağmen GKK’nın da bu yapılanmaya karşı herhangi bir reaksiyon göstermemesi ve bunu kollayan bir sessizlik içerisinde yer alması ortaya ciddi kuşkular çıkartmaktadır.

Bu olay çok ciddi olup polis içerisindeki derin ve yasadışı örgütlenmeyi gözler önüne sermektedir. Bu yapıyı hiçbir demokratik ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir oluşum kendi içerisinde varlığını devam ettirmesine izin vermez aksine ortadan kaldırmak ve sorumlular hakkında adli süreci başlatmak için derhal harekete geçer.

Yani ne yapar? Soruşturur, belgelere el koyar, tutuklar, ipin ucu nereye kadar gidiyorsa araştırır, tespit ettiği suçluları yargılar ve cezalandırır. Ayrıca yıllarca gasbedilen polisin paralarını da bu üst rütbelilerin emekliliklerinden keserek faiziyle yasal sahiplerine geri öder.

Ancak polisin dıştan sivil bir idare tarafından denetime kapalı olması bunların yapılmasına karşı en büyük engeli teşkil etmektedir. Yapılabilecek tek şey bu konuyu Sayıştaylığa ihbarlamak ve bir mali inceleme başlatmak olacaktır.
 
1-027-001.jpg
 

2-032.jpg

3-025.jpg

4-012.jpg

5-008.jpg

6-007.jpg

7-004.jpg

8-003.jpg

AV. BARIŞ MAMALI
Etiketler : ,
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.